banner1001
 Dünyada en çok istismar edilen şey şüphesiz dindir. Aynı zamanda din, lehinde veya aleyhinde en çok konuşulan mevzudur. Böyle olunca da din, tarihin her döneminde toplum gündeminin ilk sıralarında olmuştur. Zira din, insanlık tarihi ile yaşıttır.

Bugün din istismarı mevzuunda FETÖ(eski ismiyle Gülen ya da Hizmet hareketi) gündemde. Hakikaten 40 yıllık mazisi olan bu yapı iyi tahlil edilmeli. Zira bu yapının merkezinde DİN vardır. En azından vitrinde din var. Örgütün topluma yansıyan yüzü hep islâm ve islâmi değerler olmuştur. Ancak gelinen noktada husûsiyle 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte dini vitrin malzemesi olarak kullanan, uluslararası derin bağlantıları olan tehlikeli bir örgüt oldukları anlaşıldı. Bu konuda yazılıp çizilenlere bakılırsa kibritin çöpüne bakıp da arkasındaki koca ormanı görmediğimiz anlaşılıyor.

Bugün FETÖ ile mücadele ederken FETÖ’nün kullandığı dini argümanlar masaya yatırılmaya çalışılıyor. Ama bu analizlerde eleştiriler, reddiyeler FETÖ ile sınırlı kalıyor. Yani mücadele sivrisineklerle yapılıyor. Bataklık ortada duruyor.  Halbuki  bu yapının savunduğu güya dini malzemelerin aynısını veya benzerini bugün ülkemizde   faal olan bir çok dini yapı da kullanıyor. Bu durumda ortaya şu mu çıkıyor acaba? Siyasete soyunmadığınız, devlete zarar vermediğiniz sürece dini alanda her türlü hareketi yapabilirisiniz. Hurafe olup olmadığı, batıl olup olmadığı mühim değil!

Birkaç misal verelim.

Fetullah GÜLEN bir vaazında cami kürsüsünde Allah’ın olduğunu, cemaatin arasında Hz. Muhammed’in olduğunu,  insanın zaman ve mekân üstü olabileceğini söylüyor. Gülen bunu söylerken x cemaatinin mensubu birisi de hocasını överken hocasının zaman ve mekân üstü olduğunu söylüyor. Hâlbuki bu sıfatlar sadece Allah’a aittir. Allah’a zaman ve mekân izafe edilmez. O, zaman ve mekândan münezzehtir. Allah’a ait sıfatı kula atfetmek ise şirktir.

Gülen, bir başka konuşmasında doğrudan Allah’ı gördüğünü ve müşahede ettiğini, insanın doğrudan Allah ve Rasulü ile  konuşabileceğini, Allah Rasulünden emir alabileceğini iddia ediyor.

Gülen Allah’ı gördüğünü iddia ederken beriki de Allah’ı (rüya sosu vererek) gördüğünü söylüyor. Gülen sapkın oluyor( ki öyledir) ama aynısını beriki söylediği vakit ses çıkmıyor. İlginç!

Biz biliyoruz ki bu dünyada Allah’ın görülmesi mümkün değildir.(Enam6/103, Araf 7/143) Bu, alimlerimizin ittifak ettiği bir husustur. Peygamberler dışında hiçbir kimsenin Allah ile konuşup görüşmesi vaki değildir. Allah mesajını insanlara ulaştırmak için onlar arasından seçtiği Peygamberler vasıta kılmıştır(Şura 42/51)

Daha çarpıcı bir örnek. Bir dergide Allah ile röportaj yapılıyor adeta. Hem de kapak yapmışlar. Bakın neler yazıyor. Efendi Hazretleri beni çağırdı ve şöyle dedi: Senin hakkında Allah’a müracaat ettim. Allah, onu bana bırakın, onun işlerini ben hususi yönetiyorum, ona kimseyi dokundurmayın buyurdu(Arifân, Nisan 2012 sayısı sh.4).

Gördünüz mü adamlar aşmışlar! Biz son Peygamber Hz. Muhammed’in vefatıyla vahyin kesildiğini biliyorduk ama adamlar dergilerinde Allah ile yaptıkları sohbeti yayınlıyorlar iyi mi?

Sözün özü: Bugün örgütlenmiş din istismarı adı ile ilmi çalışmalar yapılırken paralel söylemlere sahip diğer dini yapılar çalışma dışı bırakılmamalıdır. Tabi bu hususta çalışmalar yapılırken “mış gibi” yapılmıyorsa!

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934