Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Kocaeli ve Sakarya basınını sendikanın Sapanca’daki yeni tesislerinde ağırladı. Sendikal örgütlenme esnasında olağanüstü baskılara maruz kaldıklarına dikkat çekip basının desteğine ihtiyaç duyduklarını belirten Serdaroğlu basına desteğini de esirgemedi. Üçü Kocaeli’de olmak üzere ülke genelinde toplam 49 gazetenin, işverenlerinin FETÖ/PDY operasyonları kapsamında tutuklandığını veya gözaltına alındığını, işyerlerinin ise kapandığını hatırlatan Serdaroğlu, “Bu kapatmalardan ötürü gazeteci arkadaşlar o ayki maaşlarını dahi alamadan işsiz kaldılar.

YARGIYA BİLE GİDEMİYORLAR

İçeride kalan maaş ve tazminat hakları dahil o hak edişlerini nereden alacaklarını bile henüz bilmiyorlar. Yargıya gidemiyorlar çünkü muhatap belirsiz. Gazetelerin bu gerekçeyle kapatılmasının demokrasi ile örtüşmemesi bir yana çalışanlar bu kadar mağdur edilmemeliydi. Bu tür ve her tür işsizliğin ne tür travmalara yol açacağını zaman zaman kestirmek bile zor. Çalışanlar bu kadar mağdur edilmemeliydi. Hükümeti bir an önce bu konumdaki tüm çalışanların hiç olmazsa içeride kalan maaşları, ihbar ve kıdem tazminatlarına ilişkin ödemelerin yapılması konusunda harekete geçmeye davet ediyorum” dedi.

KOCAELİ VE SAKARYA BASININI AĞIRLADI

Birleşik Metal-İş Sendikası önümüzdeki süreçte yapılacak çalışmalarla ilgili Sapanca’da bulunan eğitim tesislerinde basın toplantısı düzenledi. Serdaroğlu, Kocaeli ve Sakarya yerel basınından gazetecileri Eğitim Daire Başkanı Seyfettin Gülengül, Mali Daire Başkanı Ali Gündüz,  Örgütlenme Daire Başkanı Hami Baltacı, Kocaeli Şube Başkanı Telat Çelik, Gebze Şube Başkanı Necmettin Aydın ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte ağırladı. Sendikal çalışmalarla ilgili geniş bilgi veren ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yeni saldırıların gündemde olduğunu belirten Genel Başkan Serdaroğlu, metal sektörünün gözlerini çevirdiği Bekaert sözleşmesinin 25 Ağustos’ta ilk görüşmesinin yapılacağını belirtti.

“SINIF BİLİNCİ RUHUNU SÜRDÜRECEĞİZ”

Serdaroğlu ayrıca özetle şunları söyledi: “Türkiye’nin tüm fabrikalarında referandum yapmaya hazırız diyen tek sendikayız. Referandumun sendikal tercihlerin belirlenmesinde bir yöntem olması gerektiğini düşünüyoruz. 30 yıldır sarı sendikalarla metal sektörünü kontrol altında tutulmaya çalışıyoruz. Metal sektörünün ekonomiye katkısı yüzde 60’lara yükseldi. Bu yüzden hep kontrol altında tutulmak istendi. Türk Metal ve Çelik-İş sendikası bu noktada kullanılıyor. Bizim üyelerimiz Türk Metal’e kaydırıldı. Bu sistem ile işçiler kontrol altında tutularak, sömürü düzeni derinleştiriliyor. Türkiye’de mücadeleci ve sınıf bilincini öne çıkartan ruhumuzu sürdüreceğiz.

EMEKÇİ BU UYGULAMAYA LAYIK DEĞİL

Siyasi partilerden ve iktidardan bağımsız bir mücadelenin içinde olacağız. Türkiye’de 12 Eylül darbesinden sonra siyasi iktidarlar sermayeye hizmet alışkanlıkları gereği işçilerin birçok kazanılmış haklarını ortadan kaldırdı.  İşçilerin büyük bölümünün oyunu alan AKP’de işçilerin haklarını ellerinden aldı. Sermayenin çıkarları için olmadık haklarımıza saldırıyorlar. Kiralık işçilik uygulaması, kıdem tazminatının kaldırılması gündeme geldi. Kiralık işçi yasası ile ilgili Almanya ve gelişmiş ülkelerde acı sonuçlar ortaya çıkardı. Şimdi Türkiye emekçisinin layık olmadığı bir uygulamayı dayatıyorlar.

DEMOKRASİ 15 TEMMUZ’A KADAR GÜNDEME GELMEDİ

Biz buna karşı çıkıyor ve sözleşmelerimize bunu koyuyoruz. En son Kartal’da bir iş yerimizin sözleşmesine kiralık işçi ve İŞKUR’dan gelen işçilerin güvencesiz asla çalıştırılmayacağını söyledik. Kıdem tazminatı işverene bıraktığımız bir alacağımızdır. Bunun yük olarak görülmesini istemiyoruz. 15 Temmuz’a kadar demokrasi hiçbir zaman gündeme getirilmedi. Grevlerimiz yasaklandı. Örgütlenmemizin önüne geçildi. MESS ile sözleşme dönemlerinde grevlerimiz yasaklanınca yüksek hakem bize yürürlükteki sözleşmeyi dayattı. Ama biz mücadele ile iş yerlerimizde MESS’in üzerinde ücret zamları aldık.