Ata yurdumuz Türkistan'ı tarihi ipek yolu ile keşfederek belgesel çekiyoruz. Türkçe konuşan ülkeler devlet başkanlarının himayesinde kurulan Türk konseyinin organize ettiği Türkistan kültür gezimizin ilk Durağı tarihi ipek yolunun önemli merkezlerinden olan Gence’deyiz.
Sabah erken saatlerde Nahcivan üzerinden geldiğimiz Gence’de 1918 de Mehmet Emin Resulzade tarafından kurulan Azerbaycan cumhuriyetini hatırladım. 
Gence Osmanlı, İran ve Osmanlı Rus savaşlarına şahitlik yapmış. Büyük bir depremle yerle bir olan Gence de bir çok hanlık kurulmuş Ruslara kahraman direnip şehit olan son gence Hanı Cevat hanın mezarını ziyaret ettik. Mimar Bahattin tarafından yapılan Şah Abbas cami ve şeyh Bahattin kervansarayında ipek yolu kervanlarının konakladığı kadim geçmişi hatırladım.
Peygamberimizi en güzel tasvir eden şiirleri yazan 800 yıl önce yaşamış Genceli Nizami’nin türbesinde Fatiha okuyup İskendername, Ferhat'la Şirin gibi beş önemli ve ölümsüz eser yazarak kültürümüze hizmet eden Genceli Nizami Farsça beş anlamına gelen Penc’den adını alan Gence’ye de ad vermiş bir şahsiyet. 
Kafkas harbinde Sarıkamış ve Kop cephesinden esir düşen Türk askerlerinin götürüldüğü Gence tren istasyonundan geçerek 1200 yıl önce buralara gelen peygamberimizin torunlarından imamı Bakır’ın oğlu İmam zade İbrahim’in türbesini ziyaret edip muhteşem külliyede belgesel çektim
Gence’nin en önemli kadın şairlerinden olan. 800 yıl önce yaşamış mahşeri Gencevi adına Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in eşi tarafından yapılan müzede çekimler yapıp görevlilerden şiirler dinledik.

İPEK YOLU 
Çin'den başlayarak Anadolu ve Akdeniz aracılığıyla Avrupa'ya kadar uzanan ve dünyaca ünlü ticaret yoludur., İpek Yolu sadece tüccarların değil, aynı zamanda doğudan batıya ve batıdan doğuya bilgelerin, orduların, fikirlerin, dinlerin ve kültürlerin de yolu olmuştur.
Milattan yüzyıllar önce Mısırlılar, daha sonra da Romalılar, Çinlilerden ipek satın alırlardı. Ulaşım ise, daha sonra İpek Yolu adı verilen güzergahı izleyen kervanlarla sağlanırdı. İpek endüstrisi, eski çağlardan beri birçok milletin hayatında çok önemli bir yer tutmuştur. Uzak Doğu'dan gelen ipek ve baharat, Batı dünyası için, uluslararası ilişkilerde önemli bir rol oynamıştır. İpek, ayrıca Doğu kültürünün Batı tarafından tanınmasını da sağlamıştır. Doğu'nun ipeği ile baharatının kervanlarla batıya taşınması, Çin'den Avrupa'ya ulaşan ticaret yollarını oluşturmuştur. Orta Çağda, ticaret kervanları, şimdiki Çin'in Şian kentinden hareket ederek Özbekistan'ın Kaşgar kentine gelirler, burada ikiye ayrılan yollardan ilkini izleyerek Afganistan ovalarından Hazar Denizi'ne, diğeri ile de Karakurum Dağları'nı aşarak İran üzerinden Anadolu'ya ulaşırlardı. Anadolu'dan deniz yolu ile Akdeniz ve Karadeniz (Tirebolu) limanlarından veya Trakya üzerinden kara yolu ile Avrupa'ya giderlerdi.
Doğudan batıya doğru gelişen bu ticari harekette daha önceki çağlardan beri kullanılmakta olan bir yol şebekesinden yararlanılmıştır. Yoğun bir şekilde ipek, porselen, kâğıt, baharat ve değerli taşların taşınmasının yanında kıtalar arasındaki kültür alışverişine de imkân sağlayan bu binlerce kilometre uzunluğundaki kervan yolları zaman içinde İpek Yolu olarak adlandırılmıştır. İpek Yolu Asya'yı Avrupa'ya bağlayan bir ticaret yolu olmasının ötesinde, 2000 yıldan beri bölgede yaşayan kültürlerin, dinlerin, ırkların da izlerini taşımakta ve olağanüstü bir tarihsel ve kültürel zenginlik sunmaktadır.
Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra, İpek Yolu'nun hem bir ticaret yolu, hem de tarihsel ve kültürel değer olarak yeniden canlandırılması gündeme gelmiş, bu yol boyunca inşaa edilmiş ve artık kullanılmayan yapıların, yeni işlevler kazandırılarak korunmaları ve yaşatılmaları için çalışmalar başlamıştır. İpek Yolu çeşitli Türk uygarlıklarının ekonomik kaynağı olmuştur.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981