GÜNDEM:
Hak-İş büyük mücadele verdi

21 Şubat 2018 Çarşamba 11:21

 "28 Şubat sürecinin sonlanması için Hak-İş büyük mücadele verdi"
 Bunun sonucunda Hak-İş ciddi zararlar gördü. Örgütlü olduğumuz iş yerlerinde, başta Anavatan Partili belediyeler olmak üzere Konfederasyonumuzdan ve sendikalarımızdan üyelerimiz istifa ettirilmeye çalışıldı, baskılar yapıldı. Biz ciddi bir sıkıntılı süreç yaşadık. O nedenle 'Bin yıl devam edecek' denilen bu 28 Şubat sürecinin sonlanması için Hak-İş büyük bir mücadele verdi"
- "Ne yazık ki 300 milyar doların üzerinde bankalarımızın ve birtakım kuruluşlarımızın içi boşaltıldı. Biz birtakım yerlere bu paraların aktarıldığını biliyoruz. O nedenle 28 Şubat süreci hem siyaseten büyük bir yıkım oluşturdu, sivil toplum örgütlerine büyük bir darbe vurdu hem de ciddi bir ekonomik krizin, ekonomik sorunların başlangıcı olmuştu. Aslında 2001 krizinin arkasındaki saiklerden birisi de 28 Şubat'tı"

METİN GİRGİN - Hak-İş Konfederasyonu ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, 28 Şubat sürecinde demokrasiden yana tavır aldıklarını, sürecin sonlanması için Hak-İş'in büyük mücadele verdiğini söyledi.

Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat'ın, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin çok karanlık dönemlerinden biri olduğunu belirtti.

Türkiye'de serbest seçimlerle oluşmuş, parlamentodan güvenoyu almış Refah-Yol hükümetine karşı planın MGK'da alınan bir dizi kararla uygulanmaya başlandığını anlatan Arslan, "Bu planın aktörlerinden biri de dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir'di. Özellikle sivil toplum örgütleri, hakimler, savcılar, kamu görevlileri Genelkurmay Karargahı'na çağrılarak, kendilerine bir dizi talimatlar verilmişti. Ne yazık ki o dönem iki işçi konfederasyonu, iş verenleri temsilen İşveren Konfederasyonu, Odalar Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu'ndan beşli bir yapı oluşturuldu ve bunlara talimatlar verildi." diye konuştu. 

Dönemin Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Refik Baydur'un "Bizim çete" diye ifade ettiği grubun, Refah-Yol hükümetini istifaya çağırdığını aktaran Arslan, "Biz 35 milyonu temsil ediyoruz. Dolayısıyla hükümetten çekilmesini istiyoruz.' diye dayattılar." dedi.

- "Çeteye, Hak-İş'in de dahil edilmesi istendi"

Bu sürecin Refah-Yol hükümetinin istifasıyla sonlandırılmasını isteyen gruba destek veren FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de hükümetin istifa etmesi gerektiğini söylediğini anımsatan Arslan, operasyon yapılırken Hak-İş'in bu çatı içinde olmasının istendiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Orada bizim de bulunmamız ve bu beşli çetenin içine dahil edilmemiz istendi. Konfederasyonumuz asla böyle bir şeyin içine girmedi.

Ne Genelkurmay Karargahı'ndaki brifinglere ne de bu oluşumlara asla itibar etmedi. Tam tersi, demokrasiden yana, temel haklarımızdan yana, siyasi meşruiyeti sağlama noktasında bir mücadele verdi. Bunun sonucunda Hak-İş ciddi zararlar gördü. Örgütlü olduğumuz iş yerlerinde, başta Anavatan Partili belediyeler olmak üzere konfederasyonumuzdan ve sendikalarımızdan üyelerimiz istifa ettirilmeye çalışıldı. Baskılar yapıldı. Başta Bursa Büyükşehir Belediyesi olmak üzere o dönemki ANAP'lı belediyelerdeki örgütlerimizin büyük bir bölümünü tasfiye ettiler. Tehditler yapıldı. Bunun üzerine biz ciddi bir sıkıntılı süreç yaşadık. O nedenle 'Bin yıl devam edecek' denilen bu 28 Şubat sürecinin sonlanması için Hak-İş büyük bir mücadele verdi."

- "2001 krizinin arkasında 28 Şubat vardı"

Hak-İş olarak 28 Şubat davasına müdahillik talebinde bulunduklarını ancak kabul edilmediğini hatırlatan Arslan, o dönemin mağdur kitlelerinden olan işçilerin ve Türkiye'nin topyekun ekonomisinin ciddi şekilde tahrip edildiği bir 28 Şubat süreci yaşadıklarını ifade ederek, "Ne yazık ki 300 milyar doların üzerinde bankalarımızın ve birtakım kuruluşlarımızın içi boşaltıldı. Biz birtakım yerlere bu paraların aktarıldığını biliyoruz. O nedenle 28 Şubat süreci hem siyaseten büyük bir yıkım oluşturdu, sivil toplum örgütlerine büyük bir darbe vurdu hem de ciddi bir ekonomik krizin, ekonomik sorunların başlangıcı olmuştu. Aslında 2001 krizinin arkasındaki saiklerden birisi de 28 Şubat'tı." değerlendirmesinde bulundu.

O dönemde Refah-Yol hükümetinin illegal yöntemlerle yıkılmasına karşı çıktıklarını, başka bir hükümet de olsa aynı tavrı ve duruşu sergileyeceklerini dile getiren Arslan, "Hangi hükümet olursa olsun, parlamentodan güvenoyu almış, gerçekten meşruiyeti olan bir hükümete bizim 'hayır' deme şansımız yok. Biz hükümetleri eleştirebiliriz, taleplerimiz olabilir ama bizim için esas olan meşruiyettir." ifadesini kullandı.

O süreçte sendikacı pek çok arkadaşının ve çok sayıda iş yeri sahibinin soruşturma geçirdiğini, baskı altında tutulduğunu, tehdit edildiğini vurgulayan Arslan, Türkiye için karanlık bir dönem olan o günlerin bir daha geri gelmesini istemediklerini belirtti.

- "Ekmeğimiz, aşımız için demokrasiye sahip çıkacağız"

Aradan 21 yıl geçmesine rağmen o günleri asla unutmadıklarını, son 15 senede 28 Şubat'ın yaralarının hızla sarıldığına ve tahribatlarının büyük oranda ortadan kaldırıldığına işaret eden Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bugün OHAL olmasına rağmen, Türkiye içeride ve dışarıda terörle mücadele ederken, Türkiye'nin bu olumsuz süreçler içerisinde toplu sözleşmelerin yapılıyor olması, sendikal faaliyetlerin devam etmesi, ücretlerimizin düne göre normal düzeyde ödenmeye devam edilmesi, geçmişle kıyaslanmayacak kadar olumlu bir gelişme. İnşallah bir daha bunları yaşamayız. Tüm eksiklerine ve sorunlara rağmen demokrasiye sahip çıkmaya devam edeceğiz. Ekmeğimiz, aşımız için demokrasiye sahip çıkacağız."

banner982
Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

MOĞOLİSTANDAN FİNLANDİYAYA BELGESEL TADINDA...
Gazetemizin kurucusu ve Devri Alem tv program yapımcısı İsmail Kahraman'ın bugünkü makalesini sizlere sunuyoruz....

Haberi Oku