İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilişinin 69. yılını idrak ediyoruz.

            69 yıl önce 10 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, tüm insanlar arasında dil, din, mezhep, ırk, renk, yaş ve cinsiyet ayrım gözetmeksizin yalnızca insan oluşlarından dolayı eşit, özgür ve onurlu yaşama haklarına sahip olmalarını garanti altına almıştır. İnsan hakları, bütün insanlığın ortak değerleri, bütün uygar ülkelerin ortak paydasıdır. İnsanlar arasında hiçbir zaman ayrım gözetmeksizin onlara hür, eşit bireyler olarak muamele etmek, insan hakları kavramının özüdür. İnsan hakları çağdaş toplumların temelidir ve demokrasinin vazgeçilmez unsurudur.

            Küreselleşen dünyada, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması bugün artık devletlerin içişleri olmaktan çıkmış, ulusal sınırları aşarak tüm dünyanın ortak hedefi haline gelmiştir. Türkiye, Birleşmiş Milletler kurucu üyelerinden biri olarak, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni ilk onaylayan ülkeler arasında yer almış ve insan hakları konusundaki önemli sözleşmelerin büyük bir bölümüne taraf olmuştur. Bu bildirgeyi ilk imzalayan ülkeler arasında yer alan ülkemiz, bildirgede yer alan maddelerin hemen hepsini de Anayasa ile güvence altına almıştır. İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin tüm insanlık tarafından kabul edilmesi ve uygulanması gereken evrensel değerlerdir. Ülkemizde de bu anlayış içerisinde önemli adımlar atılmış ve bireyin temel hak ve özgürlüklerini koruyan önemli düzenlemeler yapılmıştır.

            Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ikinci maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına saygılı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Bu özelliklerin Türkiye Cumhuriyeti’nin değiştirilmeyecek nitelikleri arasında sayılması ve anayasa ile güvence altına alınması. İnsan hakları kavramının ülkemizde taşıdığı önem ve önceliği ifade etmektedir.

             Bu çerçevede devlet ve millet olarak, insan hak ve özgürlüklerini benimseyerek, sahip olduğumuz farklılıkları sevgi, saygı ve hoşgörü ekseninde birer zenginlik olarak görme ve bu değerleri ülkemizi daha güçlü kılacak şekilde geleceğe taşıma azmi ve kararlılığındayız.

            Bu duygu ve düşüncelerle; insan hakları ihlallerinin olmadığı, sevgi ve kardeşliğin egemen olduğu bir dünya temennisi ile tüm Kocaelili hemşehrilerimin  10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü tebrik ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.