banner1024
GÜNDEM:
Yavuz Sultan Selim'in Hocası Abdullah Halife Anılıyor!

24 Eylül 2016 Cumartesi 11:17

Anma toplantısına bizde Belgeselci olarak katılıp hem konuşma yapacak hemde Devr-i Alem Belgesel programı olarak belgeselleştirerek Televizyon kanallarında yayınlayacağız.

Giresun’un Yağlıdere ilçesi Kaymakamlığı ve Müftülüğün organize  ettiği anma toplantısına Abdullah Halife’nin dergahı ve türbesinin bulunduğu merkezi Gebze’de bulunan Tuğlacık ve Tekkeköy’ü dernekleride katkı sunuyor. Her iki köyün derneği Gebze ve İstanbul’dan bölgeye misafir götürüyor. Gidecek Misafirler arasında Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker ve Basın Mensuplarıda yer alıyor.

24 Eylül Cumartesi günü Abdullah Halife Hazretlerinin Türbesinin bulunduğu Tuğlacık Köyündeki anma törenine Giresun Milletvekilleri Tarihçiler, Akademisyenler ve Giresun Valiside katılarak konuşma yapacak.

Giresun Valiliği Ahilik Programı Kutlama Haftası içine alarak ahilik kültürü  çerçevesinde gerçekleşmiş olacak. Abdullah Halife ile ilgili düzenlenecek tören Kanal 28 Televizyonundan canlı yayınlanacaktır. 

SULTANLAR HOCASI DOĞU KARADENİZ’İN HACI ABDULLAH HALİFE VE VAKIF MEDENİYETİ

Tarihte geçen bir beylik ismi var ki, bu ismin hem Hacı Abdullah Halife ailesi ile ilgili olması, hem de Osmanlı’dan önce Karadeniz bölgesinin halkı ve dini açısından önemlidir. Bayramoğluları Beyliği ya da Hacı Emiroğluları Beyliği olarak geçen beylik hakkında kesin bir bilgi yoktur. Edindiğimiz bilgiler çevre beyliklerin kayıtlarından alınmıştır. Fakat köken olarak danişmentleler bağlı olduğu net bir biçimde biliniyor.

Peki, Danişmentleler ne zaman ve nerede var olmuştur? 1071 Malazgirt Savaşı’ndan hemen sonra Sivas, Tokat, Amasya, Çorum, Yozgat,  Gümüşhane ve yörelerinde hâkimiyet sürdüren bir Türk beyliğidir. Yıkılış tarihi ise 1178’dir.15. ve 16. yüzyıllarda ise Orta Karadeniz bölgesinde Canikler varoluştur. A.Breyer, Canik isminin Kafkasya’dan göç edip 6.yüzyılda Çoruh boylarına yerleşen Çan kavminden değil Chani’den geldiğini söyler. Chaneti Lazistan demek olup Batum ile Trabzon arasındaki coğrafyanın adıdır. Can kelimesi ve t ekinin birleşmesiyle canlar anlamına gelen bu sancak Peçenekler olmalıdır.

Peki, bunlardan hangi sonuçlar çıkar? Burada araştırmacıların iddia ettiği gibi Helenler değil Peçenek Türkleri yaşamaktaydı. Bu önemli bir bulgudur. Zira tarih kitaplarında bize anlatılan hep Karadeniz’in Helenistik yapısı ve Rumlarla dolu oluşudur. Oysa tarihin kendisi bunu inkâr etmektedir.1214’te 1.İzzettin Keykavus ülkenin çeşitli yerlerinden Türkleri getirerek Sinop’a yerleştirir. Diğer bir tarih ise 1301 yıldır. Trabzon Devleti Kralı 2.Aleksios ile Hacı Emiroğluları Beyliği savaşır.

Türkler ile Rumlar bu topraklarda çok uzun mücadeleler verirler. Bulunan toplu mezarlar bunun ispatıdır. Çokça akınlardan ve baskınlardan söz eden tarih notları vardır. Öyleyse burada yaşayanlar yalnızca Rumlar ve Helenler değil aynı zamanda Türklerdir. Hacı Emiroğluları Beyliği’nin Osmanlı’ya tabii olma zamanı 14.yy sonları veya 15.yy başlarıdır. Yıldırım Bayezid burayı alır ama yönetimi Hacı Emiroğluları ailesine bırakır. Çünkü bu beylik zaten Türk ve Müslümandır. Fakat Fetret Devri’nde tekrar bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Hatta Trabzon Devleti’nden vergi almaktadır. 1427 yılında ise kesin olarak Osmanlı himayesine girmişlerdir.

Hacı Abdullah Halife’nin seceresinin Kafkasya’ya dayandığını düşünmekteyiz. Oğuz Türklerinden olduğunu, Ahi çukuru isminin köye verilmesinin Ahilik yaptığını gösterdiğine kanaat getirdik. Ve en açık bilgi ise şudur ki; Karadeniz Bölgesi yalnızca Osmanlı devrinde değil, çok daha evvelinden Türk-İslam bölgesiydi. Tahayyül ediniz ki Rum Devletini haraca bağlayacak kudretteydi…

Evvel zaman içinde başlayan bir tarih gibi gelir insana ecdadı. Ki bazen sahip olduğunuz geçmiş, masalsı bir güzellikte olunca, Çağdaşlarında henüz ‘banyo’ mefhumu yokken, bin bir meselede zirveyi yakalamış Osmanlı söz konusu olunca, Nice topraklarda nice tebessümler oluşur. Ve Osmanlıya güç yetiremeyen imparatorluk torunlarının nefretlik bakışları sinsice var olur. Yöneticilerin manevi hâli, halkına yansırmış. Bu iman dolu sineye sahip Sultanların yansımayla Anadolu bir erenler, mübarek zatlar semti oluvermiş. Edep bir taç imiş nuru Hüdâdan deyip, her beladan emin olmuş Anadolu erenleri. Oysa Avrupa’da ahlaksızlık bir meziyetken. Hep kendimizi küçük görürüz. Ceket ilikleriz Avrupa önünde. Oysa Viyana değil ceketini, surlarını iliklese yine de kâfi gelmezdi bize. Bu şanlı devletin ardında olan dua nasıl inkâr edilebilir? Nice dudaklar kıpırdadıkça, yeniçerilerin bileği kuvvetlendi yüzyıllarca. Adları hatırlanmayan erenler. Mübarek denilip geçilen mümtaz kişiler.

Adı unutulmuş ulu zatın adını hatırlatmak için karşınızdayız bu sefer. Pek çok sefer olduğu gibi, tarih satırlarının arasında tozlanmış bir sayfayı huzurlarınıza çıkarıyoruz; Hacı Abdullah Halife. Ayrıca zata ait vakıf ve vakfiyeler.

İslam hukukundan bir malın, bir servetin sürekli olarak bir amaca yönelik, sırf Allah rızası için zengin kişiler tarafından kurulan ve ihtiyaç içinde bulunan kimselere faydalanmaları için sunulan müesseselerin adıdır vakıf. Yani kişinin kendi mülkünü Allah’ın mülkü olarak tayin etmesi de denilebilir. Günümüz insanları için kolay olmayan fakat geçmişe baktığınızda ‘vakıflar medeniyeti’ sayılacak kadar hizmete sahip olan bir halkla karşılaşıyoruz.

Evet, yaptığımız araştırma metninin bir kısmını sizlerle paylaştık. Metnin tamamını http://www.belgeselyayincilik.com/genel/karadeniz%E2%80%99in-manevi-onderi adresindeki linkten izleyebilirsiniz.

banner982
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

“23 Nisan’da tüm çocuklar gülmeli”
Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın yayınladığı bir mesajla, milletimize ve dünya çocuklarına...

Haberi Oku