‘’Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sâdık yârim kara topraktır .’’ ( Aşık Veysel )

  Söze nereden başlamalı nasıl giriş yapmalı derken kendiliğinden Veysel ‘ in dizeleri gelip dostça konuverdi satır başına . Dost , yaren , arkadaş , ahiretlik , adını ne koyarsanız koyun tatlı iki kelam tebessümle sarmaş dolaş olmuşsa gönülden hoşluk akıyorsa zamana  şanslısınız vesselam . Sayıca az kaliteden yana güçlü varlıklar etrafınızdaysa değmeyin keyfinize .

Ömür dedikleri sermaye hızla tükenip giderken , onca telaşın gölgesinde birkaç dakikalık samimi molalar su serper yüreğinize . Almadan verendir dost , hani dünya diliyle almadan veren yoksa gönül diliyle zaten en kıymetli hazinesi sevgi saygı bağlılık verilir  karşılıksız birbirinize .

Devir değişti arkadaşım bahanesinin arkasına saklanmadan ekmeğini , suyunu , yeri geldiğinde de nefesini paylaşan , sevincinizde  acınızda  yanı başınızdaki kadim varlıktır dost . Uzak yahut yakın nerede bulunursa bulunsun sadece var olduğunu bilmek bile öyle güçlü kılar ki sizi . Evet devir değişti azizim , kaçımız sağlam dostlara sahibiz ki bu zamanda . Her şeyin bozulduğu bir yüzyılda arkadaşlıklar dostluklar bozulmadan muhafaza edilebildi mi ? ‘’Ümitvâr olalım biz’’ diyor yürekten yükselen ses , inancımızın sağlam temelinde hakiki dostun Yaradan olduğunu her an hatırlayarak ümitvâr .

Dünya durmadan dönüyor ve bu dönen dünyada her gün birileri doğup birileri ölüyor . Kapımızın çalınacağı zamanı bilmesek de elbet biz de ziyaret edileceğiz ölüm meleği tarafından , kim bilir belki bugün belki yarın . Kırgınlıklar küskünlükler , öfke ve kin , dostluk terazisini yıkıp geçen en çirkin çehreli hain .

İnsanız biz , bir damla sudan yaratılmış sadece bir damla sudan , insan kâinatın en şereflisi . Ömür defterini kapatıp giderken bu fani denilen dünyadan , bir kefen bezi sarılacak bedenimize , yorganımız olacak bir avuç toprak .

     Kendin için istediğin en iyiyi en güzeli dostun , arkadaşın için istemedikçe gönülden paylaşmadıkça hayatın sana sunduklarını ne anlamı kalır yaşam dediğin anın . Elinin uzanabildiği imanı sağlam , yüreği sağlam  her gönül ne büyük nimet ne büyük dosttur .

Mütevazı insanlar dolu başaklara benzer , o dolu başaklardan hayatına buyur ettiğin her dost seni de güzelliklerle iyiliklerle doldurur emin ol .

‘’Eğer , ilerde bir gün keşke

Demek istemiyorsan ,

Üç şeyi doğru seç !

Eşini , işini , arkadaşını .‘’  ( Yunus Emre )

Koca Yunus ne hoş söylemiş iyi ki de söylemiş . Seçimlerimiz bizi biz yaparken ya düşer ya yükseliriz . Cemalin güzelliği sakın aldatmasın sizi gönül güzelliği hakikatin eseri . Kapınızın tokmağı her çaldığında içeri buyur ettikleriniz , arkadaş , dost , yaren , ahiretlik dedikleriniz hak etmiyorsa gönülden sevilmeyi bırakın dışarı çıksınlar geldikleri gibi .

Etrafınızda kalabalıklar yoksa yalnız kaldım diye şikayet etmeyin , doğruysa hayata açtığınız pencere , varsın içeri süzülmesin yalancı dostlar rüzgârların peşinde . Ömrü kararmış gönlü kararmış yüzü kararmışlar bir bir silinsin  indirilsin dostluk terazisinden , Yaradan ‘ a açılan avuçların ortasına konsun sadık dostlar en hakikisinden !..

            

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981