banner1001
  Ne sağcıyım ne solcu şu fani dünyadan sessizce geçip giden yolcuyum ben! Bir yolcu.

Kâinatın her zerresinde göz kırpan mükemmelliğe aşık, farkındalık rüzgârıyla dans ederken kendi şarkısını mırıldanan, Ağustos böceği ruhuyla barışık. Telli turna selamında ve süzülen zamanın aralığında. Henüz kirlenmemiş lisanın ve henüz bozulmamış insanın peşi sıra valizinde biriken hatıralarla. Ne kadar çirkinlik varsa kapının dışında bırakılmış, handa konaklayan yemyeşil bir fesleğen. Naif yüreğin sağlam terazisinde kefede doğruluk ve Hak meyvesi elinde filesiyle, geridekilerle birlikte öndekiler de hikâye.

Nefes alabildiğince cesur, haykırabildiğince mesut, düşünüp yazabildiğince hür.

Zenginlik bir kefen bezini geçmezken didişen dünyanın seremonisinden ırak azıcık da hüzünlü gönül.

Takılın peşine bu büyümemiş çocuğun, hiç karıştırmadan ötesini berisini önünüze ardınıza bakmadan takılın yahut oyalanıp durun küçük kavanozunuzun dibinde, siz bilirsiniz.

     Sahi siz ne bilirdiniz kuzum? Asıp kesmekten sövüp saymaktan aşırıp çalmaktan başka. Hakkınızı yememek lazım inkar etmek de ve yalan yere yeminde çok iyisiniz. Bütün güzel kavramların içini boşaltırken firavunlar, kuklalıktan başka ne işe yarar ki elinizdeki urganlar.

     Değişim gelişimi getirmeli diye diye söylene söylene sakız gibi çiğnenen vakit, adını; kapitalizm, faşizm, komünizm, liberalizm vs. maskesiyle kamufle ederken, malda sizin mülk de sizin oyalanın oyalanabildiğiniz kadar azizim!

Elin oğlu uzayı keşfetsin aya seyahate çıksın sizde buyurun seyir âlemine. Ağzınıza çalınan bir parmak bal için kapatın gözlerinizi hileye, dalavereye, pisliğe.

Ama dur sen dur, bizde keşfediyoruz hem de neler neler. Elde kutsal kitap dedikodu, yalan, rüşvet, riya, hırsızlık, kan kan kan, bir erime noktasında buharlaşıp gidiyor koltuk sevdalısı insan.

     Tarih inadına tekerrür edip dururken hırıltılardan ve kötü kokulardan besleniyor nefis. Saraylar köşkler yalılar ve evler, makamlar mevkiler ve diller değişiyor bir. Nihayetsiz gecelerde nedendir öyleyse bahtiyarlıktan bihaber çırpınan bu sefil.

Denizanaları vururken karaya kim hareket halinde kim gafil. Eller yukarı teslim bayrağını savaşmadan çıkarmış aydın etiketli cahil.

    Durmayın durmayın boşalsın limanlar gemileri azat edin, okyanuslara açılsın en küçük hücremiz, yıldız yağmuruyla yıkansın rehavetli dua. Hasret gurbetini silerken şafaktan, çekilin yeni yolcular binsin maveradan.

Gülümse ufaklık çile deryasının yunusuna gülümse an be an , yaklaşan   kıyamet  ne Avrupa ne Asya ne de Amerika ‘ dan , kıyamet kendi ellerinle altını oyduğun ahir denilen zaman.   

 

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934