banner1006

      Bir dakikalığına da olsa kapatın gözlerinizi ve kapkaranlık bir dünyada nefes almaya çalıştığınızı hayâl edin . 
Emin olmadığınız yollarda adım adım ilerlerken hangi engeller ve ne çeşit insanlarla karşılaşacağınızı tahmin etmeye çalışın . Yürüyün öylesine  bir dakikalığına karanlığın dehlizinde tek başınıza .
Yaşamla hayat arasındaki o incecik çizgiyi yakalamaya , hissetmeye çalışın . 
Ben sadece birkaç saniye dayanabildim , gün ışığından mahrum bu bilinmezliğe . Bedavadan sahip olduğum gözlerim için bir kez daha şükrettim yüce Yaradan’a .
Gözlerimi açtığımda ; sırtındaki boyacı sandığıyla banktan kalkan bir genci , etraftaki cıvıl cıvıl kuşları , sağa sola koşuşturan insanları gördüm . Kışın kendini iyice hissettirdiği bu mevsimde meydandaki  ihtişamlı duruşuyla ruhumuzu kucaklayan cami’nin demirden parmaklıklarına ilişti gözlerim .
Akıp giden saniyeler perdesinden sıyrılıp çekilirken tüm güneşlikler , tatlı bir turuncuyla baş başa kalışıma gülümsedim . Ve böyle zamanlarda hep yapmayı sevdiğim , dostların en vefakârıyla hasbihal etmeye koyuldu titreyen benliğim . Evet çıkıyorduk basamakları bir bir , soğuk esintilerin delice düşlerin bazen de alınan derslerin bitiminde .
Paha biçilemez dediğimiz gözlerden ta nerelere geldik değil mi ?
Işığı bilmeyen fani karanlığı sorgular mı hiç ! ya karanlıkta kaldığında ışık adına renklerin ahengiyle kurar mı düş .
Güneşin sarısı nazlı nazlı kızıllığa dönerken görmüyorsa bakan göz ,  hakiki karanlık dediklerini nasıl fark eder ki varlıkta gizlenen öz ?
Ay ve yıldızlar parlıyor gecede , rüzgâr türküsünü söylüyor bin bir makamdan sokak sokak dolaşırken , duyanlar duymayanlara mı anlatsın yoksa ahali kulağını iyice mi açsın . 
Şükretmek erdeminden bîhaber  haydi bir dakikalığına buyur et karanlığı birader .
‘’Mavi umut
   Pembe düş
   Beyaz bulut
   Kırmızı gülüş
   Sarı çiçek
   Yeşil yaprak
    Kahverengi tohum
    Kara toprak
    Gözler ganimet
    Görmek nimet
    Şükranlar içinde
    Hayat rengarenk .’’
Kelimelerin sihirli sesi eyvallah diye haykırırken efsunlu imgelerden şimdi hatırlama , sarsılma anı .
Eller ayaklar , gözler kulaklar , burun ağız hangi birini koymalı ki sıraya .
İlk ödev  hayattan önce kendimizi tanıma ödeviyse açalım penceremizi sonuna kadar içeri giren sesler bırakacağımız cümlelerin merkezi olsun .
Yani isterseniz sahip olduklarınızın kıymetini vakit geçmeden anlayın isterseniz yokluklarıyla yaşayanlara şöyle bir bakın uzaktan da olsa ve kararınızı verin hangimiz daha şanslı aslında .
Doğduğu andan itibaren gök yüzünü hiç görmemiş biri nasıl da biliyor uçan kuşun , açan çiçeğin ses ve rengini . Gönül gözü açıksa her zorluğa meydan okuyor kâlp . İnancın sağlam temeliyle gücünü varlığından alan her engelli , yüreğindeki taptaze umutla nasıl da imrendiriyor bakıp da göremeyen kara cahilleri .
Hayat kimine veriyor kiminden alıyor öyle mi ? Veren de belli alan da her kapının ardında Yaradan’a açılan gizli bir dua  var oysa . Küçücük mutluluklar  damlaya damlaya deryalara kavuşuyorsa en azından denemeye değer der bu satırların yazarı .
      Küskün bahçelerden çiçekler koparmayı bırakıp , alçak gönüllü güneşten ışıklar ödünç almaya ne dersiniz ! 
    Sibel Çakcak
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934