banner1001

          Nedir kayıp yahut ta ne değildir ? Fiilin kökünden gövdesine kadar esrarengiz bir fırtına akar gider uzaklara . İç dünyadan başlayıp dışarıdaki dünyaya savrulur tüm yankılar kaybettim kaybettin kaybetti peki ya biz siz onlar !
        Hiçbir şeye sahip olmadan sahipmiş rolünü oynamak ne komik değil mi ? Ödünç giysiler giydirilmiş yapma bez bebekler gibiyken başımızda gezen kibir ve bencillik bulutuna sıkıca sarılıp  birer figüran olduğumuzu unutmak ve evrenin sahipliğine soyunmak , vademiz dolduğunda bırakıp gideceğimiz faniliğe sımsıkı ama sımsıkı sarılmak belki de en güzel oynadığımız trajikomik rolümüz olsa gerek .

Nefes alıp verdiğimiz her an bizi hayata kördüğüm misali bağlamakta sevdiklerimizin haddi hesabı  yok hele hele  tutunduklarımızın . Gördüğümüz her şey bizim olmalı sadece bizim ve ilelebet te öyle kalmalı . Toprağın üstünde salınan  canlı cansız tüm değerler başucumuzda emrimize amade beklemeli bizi .

Faniliğini sorgulamaktan bihaber bireyler olup çıkarken bugün , kaybedilen  elimizden kayıp giden değerlerimiz derinden sarsmakta hepimizi , hazırlıksız korkularla boğuşmakta tüm yeryüzü .

Niçin ? Oysa hayatın formülü çok basit yaratılmak belli bir süre bu evrende var olup hayat rolümüzü hakkıyla oynamak ve bir gün çekip gideceğimiz ebedi yolculuğumuza kendimizi ufak ufak hazırlamak .  İşimiz gücümüz , mevki ve makamımız , eğitim ve kültürümüz , yetiştiğimiz coğrafya neresi olursa olsun önceliğimiz ademoğlu  düsturuyla insanca yaşamak , yaşayıp giderken de ardımızda güzel izler bırakmak olmalı .

         Umarsızca sahiplenmemeli hayatı ama hayatın ortasında da umarsızca nefes almamalı değil mi ya !  Kıymet verdiğimiz değerler bir bir yitip giderken zamanı suçlu ilan eden vurdumduymazlardansak maddi vazgeçilmezliklerimiz maneviyatımızın önüne geçmiş se , edep ve haya sadece maziden kalan birer hatıra ise korkulacak daha büyük ne kaybımız olabilir ki ?

Sevgi  , aşk hak ettiği manânın özünü  çoktan yitirmişken günübirlik korkularımıza devam edelim biz  birbirimizin gözünün içine bakıp yalanlar söyleyelim sonra da iki rekatlık abdest suyuyla yıkanalım kirlerimizden . Bu kadar kolay mı temizlenmek ve her şeyi sistem bozukluğunun üstüne atıp sıyrılıvermek .

         Bir iki üç tıp derken çocuklar belki de en çetin korkuların en temiz kayıpların asıl farkında olan  varlık yalnızca onlar !..

Kaybetmek ; aileyi , eşi , işi , arkadaşı kaybetmek ; kiremit renkli düşleri  ısıtan altın sarısı güneşi , tebessümle göz kırpan ayı , yıldızı , bulutu , yağmuru ve gecenin kılıfında açan nazlı umutları kaybetmek ;  pak alınlardaki  şerefli secde izini ve o izin en kıymetli şerefi insan ismini .

Bugün  Araf’ta bir dilenci misali gezinen gönülden yarın ne çıkacak bilinmezken heybeden , ömür terazisini ansızın yitirmek belki de en dokunaklı hikaye elimizdeki .

 Sibel Çakcak                                                                                         

                                                                                              
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934