banner1006

Kıbrıs Dış Basın Birliği’nin ev sahipliğinde Türkiye Gazeteciler Federasyonu 55. Başkanlar Konseyi Kıbrıs’ta toplandı. Toplantıda Kıbrıs’ın Geleceği ve müzakere süreci ile ilgili Kıbrıs eski dış ileri bakanı ve Türk müzakere komisyonu başkanı çok önemli bilgiler verdi. TGF Genel başkanı Yılmaz Karaca Türk dünyası gazeteciler şurası ve TGF çalışmaları hakkında bilgi verdi. TGF Başkanlar konseyi toplantısında bizde söz alarak Kıbrıs’da Kültür ve inanç turizmine önem verilmesini isteyerek sonuç bildirisinde yer almasını istedim. TGF 55. Başkanlar. Konseyi ile ilgili basın açıklaması ve sonuç bildirgesini sizlerle paylaşıyorum:

TGF: KKTC ANAVATAN İÇİN VAZGEÇİLMEZDİR

Türkiye Gazeteciler Federasyonu(TGF)’nin 55.Başkanlar Konseyi Toplantısı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapıldı. TGF Üyesi KKTC Dış Basın Birliği’nin ev sahipliğinde iki oturum şeklinde yapılan toplantının ilk bölümünde “Kıbrıs Müzakereleri Konferansı” gerçekleştirildi. KKTC Dışişleri eski Bakanı ve Başmüzakereci Özdil Nami, Birleşmiş Milletler nezdinde yıllardır süren ve sonuçlanamadan akamete uğrayan müzakere süreciyle ilgili birinci ağızdan ayrıntılı bilgiler verdi.

İkinci oturumda ise mesleki bilgilerin paylaşıldığı, gazetecilik ile ilgili sorunların konuşulduğu ve çözüm yollarının arandığı 55. Başkanlar Konseyi Toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantının açılışında meslektaşlarına seslenen TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca, Kıbrıs’ın Türkiye için önemine özel olarak vurgu yaparken; Federasyonun yurt içi ve yurt dışı temaslarının arttığını ve bundan böyle de Türk basının sesinin tüm dünyaya gururla duyurmaya devam edeceklerini ifade etti.

TGF 55. Başkanlar Konseyi Toplantısı’nda oy birliği ile alınan kararlar ile oluşan sonuç bildirgesi şöyle:

TGF 55. BAŞKANLAR KONSEYİ

SONUÇ BİLDİRGESİ

1-Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘‘Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece ikmal yollarımız tıkanır. Kıbrıs'a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir...’’ diyerek büyük önem atfettiği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Anavatanımız için stratejik önemi asla yadsınamaz. Ada’da yaşayan, 1974 Barış Harekatı’na kadar onulmaz acılar yaşayan, kanlı infazlarla soykırıma tabi tutulan Kıbrıslı kardeşlerimizle ebediyyen devam edeceğini bildiğimiz ortak değerlerimiz de asla inkar edilemez. Sadece bu iki büyük neden bile Türkiye ile KKTC arasındaki kopmaz bağı tarif etmek için yeterliyken; Rum tarafının, Birleşmiş Milletler nezdinde yapılan müzakerelerde sergilediği uzlaşmaz tutumun gerçek niyetleri ortaya koyduğunu belirtiyor, tam bin küsur yıllık tarihe sahip Kıbrıs’taki Türk halkını yok sayan tavrını şiddetle kınıyoruz.

2-Kıbrıs’ın tarihinde Türklerin yeri Rumlar henüz Ada’ya yerleştirilmeden çok ama çok öncesine dayanır. Kıbrıs ilk olarak Venedikliler tarafından Osmanlılara kiralanmış, böylece Türklerin Kıbrıs’taki mevcudiyeti ete kemiğe bürünmüştür. Bu nedele; sözde Yunan ‘Megalo İdea’sında iddia edildiği gibi Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı, gerçekleşmesi olanaksız bir ütopyadan öteye gitmeyecek, Ada’daki iki halkın bir arada eşit hak ve hukuk idealleri çerçevesinde yaşama taleplerini hiç bir zaman karşılamayacaktır.

Bu bağlamda KKTC’ye uygulanan sosyal, siyasi, ekonomik ve hatta sportif ambargo ve kısıtlamalar tümden kaldırılmalıdır.

3-TGF’nin Türk Dünyası’na yönelik çalışmaları, özellikle Türk Dünyası çatısı altındaki gazetecilerin mesleki faaliyetlerini paylaşabilmeleri açısından ortak hareket etmeleri amacıyla gerçekleştirdiği etkinlikler, Kıbrıs’ı da kapsayacak biçimde geliştirilmeli, genişletilmelidir.

4-Anavatan’dan Ada’ya denizin altından su getirilmesi, kabul edilmesi gerekir ki, tarihi bir olaydır. Dünya tarihinde bir başka örneği olmayan bu proje, ülkemizin prestiji olmuştur ve başka ülkelerce de talep edilmeye başlanmıştır. Gerçek olan şu ki; Türkiye dünyanın çeşitli ülkelerinde gerçekleştireceği bu projenin benzerleri ile hazinesine ekonomik girdi de sağlayacaktır.

5-Ülkelerin kalkınmasındaki en önemli değerlerden biri hiç kuşkusuz turizmdir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de gerek İslam Dünyası ve gerekse hıristiyan alemi açısından çok önemli bir potansiyele sahiptir. KKTC’de bu konuda çalıştaylarların yapılması ve kültür turlarının teşvik edilerek gerçekleştirilmesi çok yararlı olacaktır.

6-Basın meslek kuruluşlarının bayramlarda ve özel günlerde çıkardığı gazeteler, ticari amaçlı olmayıp, ilgili derneğe gelir getirme amacı taşımaktadır. Basın İlan Kurumu Resmi İlan Yönetmeliği’ne bu gazeteler için meslek kuruluşları lehine özel hükümler getirmeli, öncelikle de yüzde 15 oranındaki kurum payının kaldırılması sağlanmalıdır. Ayrıca meslek odaları ile derneklerin vefat, başsağlığı ve teşekkür gibi sosyal ihtiyaç gereği verdikleri ilanlar da resmi ilan kapsamından çıkartılmalıdır.

7- RTÜK’ün hizmetlerine dayanak teşkil eden 6112 sayılı kanunda geçen “Medya Hizmetleri Sağlayıcıları” ifadesinin yanlış yorumlanması haksızlıklara yol açmaktadır.

8-Hiç kuşku yok ki; kamu spotları son derece yararlıdır ve herhangi bir konuda kamuoyu oluşturulabilmesi için de elbette ki gereklidir. Ancak ülkemizdeki 21 bakanlığın, her biri 90’ar dakikadan birer kamu spotu yayınlattırdıklarını düşünürsek, bu durum aylık ortalama 500 ila 1000 dakika arasında zorunlu yayın anlamına geliyor. Üstelik buna bazen de kamu yararı görülen çizgi filmler de dahil ediliyor. Bedelsiz yapılan bu zorunlu yayınların, ücretli olduğu var sayılıp reklam bedelleri hesaplandığında gerçekten çok uçuk rakamlar ortaya çıkıyor. 9-İnternet medyası ile ilgili düzenlemeleri içeren tasarının halen daha yasalaşmamış olması, bu alanda yaşanan boşluğun giderek derinleşmesine neden olmaktadır. Kural, kaide tanımaz bir mecranın önüne geçmek ve bundan kaynaklanan çeşitli mağduriyetleri ortadan kaldırmanın tek yolu, Meclis komisyonlarında bekletilmekte olan internet medya yasa tasarısının kabul edilerek yürürlüğe girmesinden geçmektedir. TGF, gerek bu kanuna son şeklinin verilmesinde, gerekse internet medyasında görev yapan gazetecilerin meslek eğitimi desteği almalarıyla ilgili çalışmalarda görev üstlenmeye her zaman hazırdır.

10-Aynı şekilde 2017 yılı için hazırlanan resmi ilan tarifesinin, yıl sonu gelmesine rağmen halen daha imzalanmayıp Bakanlar Kurulu’nda bekletilmesi, zaten ekonomik açmazlar içinde mücadele eden yazılı basının işini iyice zorlaştırmış, maddi manevi mağduriyetlere yol açmıştır.

11-Basın İlan Kurumu’nun, gazetelerin denetlenmesini düzenleyen yönetmeliğin 79. Maddesi ile ile ilgili muğlaklığın giderilmemiş olması, denetleme kurulunun oluşturulmasında haklı olarak kafa karışıklığına neden olmaktadır. Söz konusu maddedeki ilgili ifade, “Gazete sahiplerinin 3. dereceye kadar akrabaları denetleme kurulunda yer alabilir ancak kendi gazetelerini denetleyemez” şeklinde değiştirilerek yeniden düzenlenmelidir.

 

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934