banner1001
KÜLTÜR VE SANAT:
KoşYaz Platformu'ndan  Diyarbakırlı Annelere Mektup

14 Ekim 2019 Pazartesi 13:01

"Vatana Seslenir Diyarbakır'dan"

Anadolu  anaları toplanmış
İnsana seslenir Diyarbakır'dan
Hasret ateşinden yürekler yanmış
Cihana seslenir Diyarbakır'dan

Silmişler gözlerden dünya varını 
İstiyorlar geri itibarını 
Terör  esir etmiş  çocuklarını 
Her yana seslenir Diyarbakır'dan 

Yoktur yeryüzünde böyle bir acı 
Ana olmuş evladından davacı 
Hasret acısının  yoktur ilacı 
Dermana seslenir Diyarbakır 'dan

Dağ gibi başları dönmüş  dumana
Her birisi öfke duyar zamana
Toplanmış  meydana elli beş ana
Sultana seslenir Diyarbakır'dan

Yakuti'nin yüreğinde yer olmuş 
Baksa da görmüyor  dünya  kör  olmuş 
Şehitiyle  gazisiyle  bir olmus
Vatana seslenir Diyarbakır'dan

Hacer Alioğlu Yakuti 


Üzgünüm Annem

Üzgünüm annem
Yerin başımız üstü olmalıyken seni hain kapısına mecbur bıraktık.

Üzgünüm annem.
Gerdanına gül, gonca yakışırken boynuna çaresizlik zinciri taktık.

Üzgünüm annem.
Sen ninnilerle büyüttün, biz koruyamadık.

Üzgünüm annem.
Toz pembe hayatlarımızdan senin karanlığını fark edemedik.

Üzgünüm annem.
Kim bilir nice yaş döktün, gözünün yaşını silemedik.

Üzgünüm annem.
Sana ağıt yaktıran kanı bozuklardan memleketi temizleyemedik.

Üzgünüm annem.
Sen çığlık atmadan sesini duyamadık, kederini göremedik.

Üzgünüm annem.
Dağlarınızı kuşatan kanserli hücrenin ocağınıza kadar gelen yollarını kesemedik.

Üzgünüm annem.
Düğünler, davetler, organizasyonlar telaşımız büyüktü bizim yatağa zor düştük, senin düştüğün dipsiz kuyuyu göremedik.

Üzgünüm annem.
Biz çok üzgünüz.
Mahcubuz.
Duacınız.
Hakkını helal et.

Ayşe ÖĞÜNÇ




ANNEYE MEKTUP

Annem Sen ki Soğuk Kaldırıma Serdin  Bedenini ,Ben Nasıl Yatarım Şimdi Vicdanımın Üstüne ..
Evlât Dedi Dudakların Gözünden Yaş Değil Kandı Sıcak Akan Damlalar..
Soğutamam Yüreğini Canını Acıtan Hançeri Çıkaramam ..
Yüreğimi Açtım Duamı Gönderdim Bu Kıfayetsiz Ve Kafiyesiz Cümleler ile ..
Duamı Al Annem ,
Sen Gül Diye  Ellerimi Rabbime Açtım Günahkar Ellerimi ..
Selam ve Dua İle 
Diyarbekir' e Anneme

Tuba ŞENSOY


Diyarbakırlı  Annelerimize Mektup

Bir anne için  en korkunç  şey elbette ki yavrusundan ayrı  kalmaktır. Bazen Allah'ın takdiri, ecelle ayrılır anne, ciğer  paresinden,  bazen bir boşanma  sonucu ayırırlar  mesleğinden ve bazen de acımasız  eller öpmelere kıyamadıkları yavrularını  hain planlarına  alet etmek için  koparıverirler analarından .
O anneler ki  evlatlarından bir saniye bile ayrı  kalmak istemezlerken yıllarca  bilinmeyen dağlara  kaçırılıvermişlerdir. Bu vicdansızlığı  ancak vicdanı  olmayan teröristler  yapar.
Kalbinde insanlık  olmayan cani yürekli teröristler bu yavrucakları, her ne sebeple olursa olsun asla kabul edilmeyen nedenle, dağa  kaçırabilir  ve o masum yavruları  vatanına, anasına, babasına, düşman  yapar.
Bir tarafta evladını  kurtarmak, kavuşmak, koklamak isteyen yaralı  anneler, diğer tarafta hala teröristleri destekleyen hainler, kalpsizler, insanlıktan nasipsizler olsa da ben eminim ki gözü  yaşlı  annelerimiz  kazanacaktır.
Bizler sonuna kadar, gerek maddi gerek manevi, bir gözü yaşlı annelerimizin haklı  davasının  arkasındayız. Her daim dualarımızdasınız.
Türkiye Cumhuriyeti, Allah'ım  tez vakitte hepinizi yavrularınıza  kavuştursun amin, amin, amin.

Süheyla KARADAŞ 


DOĞUDAN YÜKSELEN ÇIĞLIK !

       Hava öyle soğuk öyle soğuk ki alıp verdiğimiz nefesler anında buz  tutuyor . Bir sabah veya bir akşam belirsiz zamanlarda evlerimizden kaçırılıp getirildik bu dağlara . Anneler duyuyor sesimizi bir tek , ya vatan  ya devlet , ya iktidar ya muhalefet neredesiniz  ağabey , kardeş neredesiniz atan kâlpler , düşünen beyinler ?
İliklerimize kadar üşüyoruz adını duymadığımız yarasa yuvası mağaralarda , oyuklar yorgan olmuş taşlardan yastığımız . 
Kimimiz evli kimimiz bekar , kimimiz genç kimimiz henüz daha çocuk . Ne için toplamışlar buraya bizi , çıplak ayak yırtık fanilalar . Su yok , aş yok , pislik yuvasında kirli bir bayrak .
Kürtlük davasıymış güler geçeriz buna hoş bizi dikkate alan da yok ya !
Benim doğduğum yer ülkemin Doğu topraklarında kalıyorsa , lisanım Batıdaki kardeşlerime benzemiyorsa , hem ekonomik hem sağlık hem de eğitimin nimetlerinden yeterince faydalanamıyorsam işte o zaman bir gedik açıyor içimize sızmaya çalışan hain kanlı örgüt . Kandırılanlar kendi ayaklarıyla gidip katılıyor kamplara kandırılamayan vatanperver  hemşehrilerimiz se zorla hileyle kaçırılarak beyinleri yıkanıyor  dağlarda . 
Ülkemin evladı sahipsiz olmamalı ülkemin evladı milletine , toprağına , askerine silah doğrultmamalı . Amma velakin güvenlik zafiyetinden tutun da cehalet buralarda boyumuzu çoktan aşmış . Sadece seçim dönemlerinde hatırlanan halkımız isteyerek yahut istemeyerek mutlaka günün birinde bu pislik yuvasına , bu kanlı örgüte bulaşıyor .
       Ah Hacire Ana ah ! keşke her Türk , her Kürt ferdi senin gibi yürekli olsa . Başımızın üstünde dönen uyuşturucu ticareti , başımızın üstünde dönen sahte milliyetçilik söylemleri en kısa vakitte son bulsa .
Kardeş kardeşe silah doğrultmasa , devletiyle milletiyle ortak hareket eden idealist siyasiler , aydınlar , güvenlik güçleri , aşiretler , hocalar , öğrenciler el ele verip lanetlese terörü . İş adamları daha fazla yatırım yapsa Doğu’nun bereketli topraklarına , halk daha fazla kucak açsa yanık tenli , yarının çocuklarına .
Şimdi Diyarbakır ayakta öyle mi oysa ne ocaklar var söndürülen ne gençler var ailesinin gözü önünde sürüklenerek götürülen . Diyarbakır , Siirt , Hakkari , Mardin daha pek çok yerde kan ağlıyor analar kan ağlıyor babalar . Bu kaçırılmalar ne ilk ne de son olacak . 
Hem içeriden hem dışarıdan kanlı örgüte destek verildikçe Hacire Anaların ağıtları hiç dinmeyecek . Peki ne yapmalı bu vahşete teslim mi olmalı ? Tabi ki hayır . Bir an evvel silkinip Doğusuyla Batısıyla her makam ve mevkideki insanlar harekete geçmeli , geçirilmeli . Türkiye Cumhuriyeti olarak sahip çıkılmalı dağda zorla tutulan gençlere , çocuklara , hainleri bu güzelim  topraklardan kovmalı can pahasına .
Umudumuz ayakta tutuyor bizi bir de gökyüzünde şerefle şanla dalgalanan şühedanın rengi bayrağımız .  Haydi güzel ülkemin güzel insanları ! avazınız çıktığı kadar cesaretle haykırınız ; ey Hacire Ana biz de senin yanındayız !..
(Bu satırların yazarı Batıda doğdu Batıda büyüdü Batıda yaşıyor lakin ülkesinin her karış toprağına vurgun , her renkten çiçeğine sevdalı .)
    Sibel ÇAKCAK 


ANA OLDUN MU

Ana oldun mu bütün hayallerin umutlarını çocuklarınla kurarsın Onlar için hayallerini hayallerine katar geleceği onlarla inşa edersin Çocukların için kendinden vazgeçersin Hele onlara bir kem söz bir kem göz değmesin onlar için aslan kesilirsin Bir de çocuklarına göz dikilmiş çocuklar kaçırılmış annelerimiz var ne yapsın onlar şimdi dağ mı olsun taş mı olsun Ne yapsın o anneler Bütün anneler birlik olsun.

Ümran YAVAŞ TEPECİK


Bir annenin gözyaşları bulutlara düştü.!

Her zaman "Bulutlar ağlıyor" diye şiirler, ağıtlar yazılır, siz hiç bulutlara düşen gözyaşı duydunuz mu?

Evet bazen annelerin gözyaşları bulutlara da düşebiliyor.

Bulutlara düşen gözyaşları, o bulutlarla birlikte tüm evrene yayılıp, kimine dua oluyor kimine beddua ve öyle etkili oluyor ki;
İlahi adalet tecelli ediyor.

Bir anne düşünün, çocuk yaşta veriliyor evladı kucağına, onu gözünden sakınıyor, onlar için çalışıyor, çok çalışıyor, emek veriyor ve Vatana millete faydalı bir birey yetiştiriyor.

Sonra biri ya da birileri çıkıyor, bu emeğe çamur atıyor kirletmeye çalışıyor, o annenin ve evladının can damarlarını kesmeye çalışıyor.

Unutuyorlar tabiki unutuyorlar;
Bulutlara düşen gözyaşlarının, duaların, ilahi adaletin gücünü.
Şimdi "Sü uyur, düşman uyumaz" atasözüne istinaden;
O uyumayan düşmanlara diyorum ki;
Bizim "Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner" diye de, çok güzel bir atasözümüz var.

Tabiki hesap çok kısa zamanda döndü ve o annenin bulutlara düşen gözyaşlarıyla ettiği dualar kabul oldu, şimdi sıra arkaya yaslanıp ilahi adaleti izlemekte.

Rabbim bu Ülke üzerinde oynanan oyunları tersine, tüm Vatan hainlerinin, kalleşlerinin kazdıkları kuyuya kendilerini düşürsün.
Mevkii makam uğruna da can yakanların canı yansın.
Amin.

Bahriye Gürpınar Geredeli

14.09.2019 & 17.09.2019

BU DÜNYAYI İYİ İNSANLAR KURTARACAK

Dünyada sadece iki tür insan vardır. İyi şeyler yapan iyi insanlar ve kötülük yapan kötü insanlar. İnsanlar arasındaki tek fark budur.” Benim Adım Khan filmden bir replik. Ne kadar da doğru. Sahi neden kötülük var. Belki de herşey zıddıyla anlam bulduğu için... Kötülük olmasa iyilik iyilik olur muydu? Dünya gerçekten ikiye ayrılır. İyi ve kötü insanlar. Elimde bir güç olsa ve dünyayı iyileştirsem. Tamamen içinde iyilik olsa... Anlam aramadan, sadece iyilik. İnanıyorum ki, bu dünyayı iyiler kurtaracak. Sayıları az olsa da... Sadece biraz cesaret. En az kötüler kadar. İyilik için önce kendinden başla. Sana verilen bu akıl ile bütün sana yüklenenlerden, sen sandıklarından kurtul. Uyan uykudan. "Bu dünyada ne yapabilirim?" diye sor? Ve en önemli soru "Ben nasıl biri olarak ölmek istiyorum?" Sor kendine ve yüzleş! Kendinle savaş hem de öyle bir savaş ki, sen bile hayran kal kendine, ve sonunda yepyeni bir sen ol! Sadece akıl denilen muazzam hediyeyi kullan. Sana verilenler ile yaşamayı bırak, ara bul kendini, saf hali, iyiliği. Ve unutma kötü doğulmaz, kötü olunur.
 
Masal ÖZTÜRK



Kûçelerde İmdat  Sesleri

Diyarbekir kûçelerinde gezde gör, 
hasret nasılda ölümden beter bir acı. 
Toprağa düşmeden kuruyan gözyaşlarıyla kavrulur yürekler  her yeni doğan günle. 
Anaların bağrı derinden yaralı, gözleri kan çanağı.
Bahtı bazalt taşlarına yazılı çocukları nerdeki; in cin top oynuyor surların dibinde. Diyarbekir kûçelerini birde Analardan dinle bak! 
Bakta gör, anaların acıları her batan günle nasılda katmerli.
Yokluğun bağrında büyüyen çocuklar anaların ellerinden kayıp gitmiş gibi sabun köpüğü misali. 
Tepeden bakınca her yer güllük gülistanlık öyle mi! 
Katlanırsa pamuklara sarılı yüreğin, 
anaların yanlarına varıpta, eğilde bir kulak ver. 
Çocukları gitti gideli,
Anaların başındaki tülbentin rengini nasılda almış yürekleri. Ya o çocukların
babalarına ne demeli ? 
Başını yana çevirde, bak gör! 
Babalar az ilerde yitirilmiş umudun gölgesinde hepten karalar bağlı. 
Her kûçe başı Anaların sesleriyle feryat figan olsa ne çare!
Dumanla haberleşme vakti değil ya ondan duyulmuyor olsa gerek imdat sesleri.
Her sese sağır kulaklar, her acıya mühürlü gözler, kim bilir daha kaç mezar başında açılmayı bekler.

Nurten KESKİN 
26.09.2019
Diyarbakır


Savaş Ülkesinde Anne Olmak


Savaşlar ülkesinde anne olmak başkadır 
Ana aş, ana uyku, ana huzur bulamaz 
Yoksul mücadeleci ananın adı odur
Yaşatmak için yaşar başka bir şey dilemez


Ölüm kokan hayata getirir üçer beşer
Bırakmaz yakasını kaçsa da kovalar şer
Bazen doğurduğuna eliyle toprak eşer
Acılara ağlarda mutluluğa gülemez

Evladını evlada vurdururlar sırtından
Sakalı yeni bitmiş şehidinin ardından
Feryadı figanıyla sökün eder yurdundan
Can alıcı tacirden intkamın alamaz

Sam amca silahını daha çok satsın diye
Petrolün kralları hatun kapatsın diye
Kimisi toprağına topraklar katsın diye
Öyle acı yaşar ki istese de ölemez

Aliye Uyanık /BOZOK KIZI
banner982
Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934

Devri Alem Belgesel Programı Yayın Akışı...
Her gün, günde 3 defa TGRT Belgesel ekranlarında yayınlanan Devri Alem belgesel programı 18-24 Mart 2024...

Haberi Oku