Bu hikaye, hayata ikinci kez doğan bir kadınımızın hikayesi. Ağrı'da kalabalık bir ailede, erkek çocuk beklerken yine kız çocuk olarak doğan ve büyükanne ve büyükbabayla büyüyerek okur ve ve bir süre öğretmenlik yapar, yazdığı şiirleriyle birincilik kazanır.Evlenip başka bir şehre göçen vefakar, fedakar, hayatın zorluklarından canı yana yana geçen zor bir başarı hikayesi diyebilirim.

Adı Melek olsun bu melek gibi ablamızın.

Melek ablamızın zor süreçlerden geçen hayatının en zor dönemi, sekiz yaşındaki kızını evin önünde bir tankerin altında kalarak, kucağına parçalarını almasıyla başlamıştır.

Akli dengesini kaybederek, birçok hastanede yıllarca tedavi görerek, istemeyerek iki çocuğunu da annesiz bırakmıştır.

Küçük kızı bir aileye evlatlık verilmiş ve biraz iyileşmeye doğru ilerlerken evladını geri alabilmek için mücadele etmiştir.

Aradan yıllar gecer ve ilaçlarla çocuklarının yanında ayakta durmaya çalışır.

Çocukları büyür okur, kızı evlenir bu süreçte eşi bakar ilgilenir Melek ablamıza.

Bir gün, boş olan evlerinin altına biraz un alıp oklava ve sofrayla mantı açmaya başlar, ilk başlarda vakit geçirmek olarak algılanan bu durum gittikçe başarıya doğru ilerler ve eşi bile şaşırır bu güzel gelişme karşısında.

Bu arada kullandığı ilaçları da azaltır ve zamanla ilaçsız ayakta durmayı başarır.

Şuan Melek ablamızın Kocaeli Dilovası ilçesinde, bir Mantı Evi var ve bu işle para kazanarak, o boş ve bakımsız olan bu mekanı, kazandığı parayla güzelleştirerek, ticari bir işletme haline getirmiştir.

Diğer kızının ismini verdiği Dicle Mantı Evinde bu azimli başarılı Melek ablamızla tanışabilirsiniz.

O artık hayata ikinci kez doğmuştur, onun bu başarısı herkese örnek olacaktır, olmalıdır.

İyiki doğdun Melek ablamız, seninle gurur duyuyoruz.

Bahriye Gürpınar Geredeli