banner1024
      MESNEVÎ

Sine hahem şerha şerha ez firak
Ta biguyem şerh-i derd-i iştiyak

     Çeviri: Ayrılıktan parça parça olmuş bir göğüs isterim: Ta ki o göğüs sahibine iştiyak derdinin / gönülden özlemenin ne demek olduğunu, bir güzel açıklamasını söyleyeyim.
     Açıklaması: Manevî âşık, mâna âşıkı, aslına karşı âşık olan kimse der: Gerçek / asıl dostun yüzünü dünyada görememekten veya ruhanî âlemin ayrılığından; göğsü parça parça olmuş bir adam isterim. Ta ki özleyiş derdinden hissettiğim elemleri ve hâlleri, kendine birer birer sayayım. Onunla feryat edeyim. Ağlayıp sızlayayım. Çünkü akla uygun / normal olan şeyleri bile, yalnız akıllı olan insan algılayabilir. Ancak akıllı / us sahibi bir kişi anlayabilir.
     Bu şerefli ve anlamlı beyitte bir uyarı daha hissedilir, ki o da şudur: İnsan bir mânayı açıklamak isterse; o mânaya vâkıf, o anlamı bilen ve onda nasîbi olan akıllı bir kişi bulmalı. Onu bulduktan sonra istediğini ona açıklasın. Yoksa sıradan bir adama, derin bir iç durumu açıklar ve hikâye ederse, bunu kavramakta güçlük çekenin zihnine ağırlık vermiş olur. Söyleyenin işinde fenalık ve kötülük meydana gelir. (s.38)

MESNEVÎ

Herkesî ku dûr mand ez asl-ı hîş  
                                                     Baz cûyed rüzgâr-ı vasl-ı hîş

     Çeviri: Her kim ki kendi aslından uzak kaldı. Kendi kavuşma zamanını yine arar.
     Açıklaması: İnsanoğlunun aslı ruhaniyet âlemidir. Ruhanî âlemdir. Dünya ise imtihan / sınav için  gönderildiği yerdir. İyi şekilde mezun olması istenen okuldur. İnsanın geçici olarak kalacağı bir hapishanedir. Bir zindandır. Bununla beraber bir hapis yeri ve sonunda yok olunacak yerdir. Böyle olan dünyada bile, bir kimse şehir ve vatanından uzak kalırsa; hicrete, oradan ayrılmaya mecbur  olunca; dönmeyi, tekrar oraya kavuşmayı nasıl arzu eylediği herkesce bilinir. Bunun açıklanmaya ihtiyaç ve gereksinim bırakmadığı bir gerçektir. O halde Allah'ı hakkıyla bilen kişi; kendine asıl vatan bilmiş olduğu ruhanî âlemi, öncelikle daima arzu edip, asıl vatanını arayacağı açık bir husustur.
     Fakat dünyada, geçici olarak kalması için emir olunduğundan, ki gerçek böyledir. İşte bu yüzden vadedilen ecel vakti gelinceye kadar, ister istemez dünyada kalır. Zaten Allahı hakkıyla bilen / Ârif kişi; tutulacağı cefadan ve göstereceği sabır ve rızadan dolayı mes'ût ve mutlu olur. İnsan bu fena ve geçici, geçit yerinde sağ kaldıkça; ibadet ve meşguliyette bulunmaya mecburdur. Aynı zamanda kendini dünyaya kalben vermemek şartıyla, dünya işlerinden geri kalmaması bilinen bir husustur.

MESNEVÎ

Men beher cem'iyyeti nâlân şüdem
  Cüft-i hoş hâlân ve bedhâlân şüdem

       Çeviri: Ben her bir toplulukta ağlar oldum. Durumları iyi ve kötü olanlara çift ve arkadaş oldum.
     Açıklaması: Yukarıda buyurdular idi, ki ayrılıktan göğsü parça parça olmuş, Allah'a âşık birini isterim. Ta ki özlemin en şiddetlisine dair olan hâllerimi; ona bir güzel açıklayayım.















 
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981