İlkokul ortaokul ve lise derken yıllar yılları kovalıyor bu güzel çocuk genç bir delikanlı haline geldiğindeyse Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’ni kazanıp eğitimine burada devam ediyor . Eğitim ve öğretimin yanı sıra siyasi çalışmalarda da yer alan delikanlı Muhsin , Şarkışla’da Genç Ülkücüler Hareketi’ne katıldığında tarihler 1968’i gösterir . 1978 senesinde Ülkücü Gençlik Derneği’nin kurucu genel başkanı olduğundaysa artık siyaset o’nun için bir yaşam tarzı haline gelmiştir . 1980 senesine kadar Milliyetçi Hareket Partisi’nin genel başkan müşavirliği vazifesini yürüten Yazıcıoğlu 12 Eylül 1980 askeri darbesinde tutuklanarak Mamak Cezaevi’ne gönderilir . Buradaki hayatın kendisine dayattığı esaret zorluklarına rağmen daha da güçlü bir kişilikle inançla tahliye olur . İşte o Mamak cezaevinin soğuk hücre günlerinde yazdığı Üşüyorum şiiri ;
‘’ÜŞÜYORUM’’
Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgâr gibi , süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi , sana ulaşmak
istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk , üşüyorum …(Muhsin Yazıcıoğlu)
O’nun , ülkesi adına yapamayacağı fedakârlık , dayanamayacağı işkence yoktu , tahliyeden sonra sağlam bir iradeyle vatan sevgisi ve imanla , hayatına kaldığı yerden daha da güçlenmiş bir kişilikle geri döndü .
Sosyal Güvenlik ve Eğitim Vakfı’nın başkanlığı görevinde bulundu .
1987 yılında arkadaşlarıyla birlikte Milliyetçi Çalışma Partisi ‘ ne katılarak siyasete tekrar atıldı .
1991 yılına gelindiğinde o dönem gerçekleşen genel seçimlerde Sivas’tan milletvekili olarak TBMM’ye girdi . 1992 yılında bulunduğu partiden (MÇP) ayrıldı , 1993 yılının Ocak ayında bir grup arkadaşıyla beraber Büyük Birlik Partisi’ni kurdu ve genel başkanlığa seçildi .
1995 senesiyle 2007’de gerçekleşen seçimlerde de yeniden Sivas milletvekili oldu .
Tarih 25 Mart 2009’u gösterirken Muhsin Yazıcıoğlu partisinin seçim çalışmaları için Kahramanmaraş’tan Yozgat-Yerköy mitingine gitmekteydi . Ve o gün elim bir helikopter kazasıyla aramızdan ayrılarak ebedi aleme göç etti . Bütün ülke bu helikopter kazasının üzüntüsü ve böylesine kıymetli bir insanı erken yaşta kaybetmenin hüznüyle sarsıldı . Kazanın sonrasında yapılan yetersiz inceleme ve araştırmalarsa Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmayacak denli şüpheli soru işaretleri bıraktı ardında .
Geride 55 yıllık bir ömre güzel işler yapan güzel izler sığdıran bir Yazıcıoğlu kaldı . Merhum Muhsin Yazıcıoğlu bugün Ankara’da Mehmed Akif Ersoy’un İstiklâl Marşı’nı yazdığı Tâceddin Dergâhı’nın bahçesinde ebedi istirahatgâhındadır , Mevla rahmet eyleye .
İnsan O’nun sözlerini hatırladıkça kendi hayatını sorgulamaktan ve ülkesine daha da yakın gözlerle bakmaktan kendini alıkoyamıyor .
Bakın neler demiş o tertemiz insan ; ‘’Haksız bir davada zirve olmaktansa haklı bir davada zerre olmayı tercih ederim . ‘’
‘’Ben Türk’üm , Türk esir olmaz . Ben Türk’üm . Türk devletsiz olmaz . Ben Türk’üm , Türk bayraksız olmaz . Ben Türk’üm , Türk ezansız olmaz . Ben Türk’üm , Türk hürriyetsiz olmaz . ‘’
‘’Bu ülkede dürüst olmak başa beladır ama o bela başımızın tacıdır . ‘’
‘’Ölüm inançsız insanlar için korkunç bir sondur ama inananlar için ne kadar zevkli bir başlangıçtır ! ‘’
‘’İki saniye sonrasına garantimiz olmayan bir hayatımız için fırıldak olmaya gerek yok . ‘’
‘’Benim adım Muhsin Yazıcıoğlu ! Bana baskı sökmez ! Bizim Allah’tan başka kimseden korkumuz yok . ‘’
Bütün bu özel sözlerin ardından kalemimiz ne yazsa sönük kalır dostlar .
Öyleyse gelin şair , yazar ve düşünce adamı rahmetli Erdem Bayazıt’a kulak verelim ;
‘’ Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm . Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm . ‘’
İşte Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ‘ da ölümsüzlüğü tadan ender insanlardan biri olarak arkasında bıraktığı örnek yaşam çizgisi ve fikirleriyle hâlâ aramızda .