Bizim türkümüzde gurbet var artık.
Hasret var, yürek var, toprak var balam
Gönlümüzü sımsıcak alan topraklar
Tiyan-Şan, Kadır-Gan Dağları'na dek uzar
Kim demiş vatanımız Edirne'den Kars'a kadar.
Kerkük'te kurşunlar ansızın bizi vurur
Sürüklenir sokaklarda başsız cesetlerimiz
Zulüm bir hançer gibi içimize oturur
Bir mağara devrinden arta kalan insanlar
Kerkük'te kan kusturur...
Uzar gider bir sessizlik içinde
Bir uçtan bir uca Türkistan toprakları
Beyaz altın dediğimiz pamuk tarlalarına
Çöreklenir yedi başlı kızıl yılan
Baş kaldırsa esarete yeni bir Osman Batur Han
Bebekler bile vurulur beşiklerinde
Kana boyanır Türkistan.
Basmış kanlı çizmeler toprağına bir defa
Çiğnenmiş kara kalpaklar, temiz duvaklar
Susmuş minarelerinde mübarek ezan
Prangaya vurulmuş bir mahkûm gibi çaresiz
Boynu bükük türkülerde güzelim Azerbaycan.
Bir kanlı ağıt söylenir şimdi Kırım'da
Biz duyarız Kırım'ın öldüren feryadını
Bir büyük destanla birlikte yeniden yazacağız
Kırım topraklarına Kırım Türkünün adını.
Balkanlarda büyük, öksüz kubbeler
Minareler, şadırvanlar, kervansaraylar
Bizi söyler, anlatır Mimar Sinan'dan beri
Üsküp'te, Estergon'da, bir atar damar gibi
Davullar, zurnalar ve serhat türküleri...
Yüzyıllardan beridir Altaylardan Tuna'ya
Bizim türkülerimizdir söylenen
Konuşan dil, bizim dilimizdir
Renk renk, nakış nakış uzayan toprak değildir
Kilimlerimizdir...
Yine bir dağ gibi, bir dev gibi doğrulacağız
Yeni bir ruh doğacak toprağımızdan
Tanıyacak bizi dünya yeniden heyecanla
Burma bıyığımızdan, kalpağımızdan.
Bizim türkümüzde gurbet var artık.
Hasret var, yürek var, toprak var balam
Gönlümüzü sımsıcak alan topraklar
Tiyan-Şan, Kadır-Gan Dağları'na dek uzar
Kim demiş vatanımız Edirne'den Kars'a kadar.
1999 yılında Haziran ayında Bulgaristan’da belgesel çekimleri yaptığımda, bu Filibe Muradiye Ulu Cuma camisinin temellerinde bu kazı yapılmamıştı. Caminin çevresi Cuma meydanıydı. 20 yıl önce çektiğim belgesel görüntüleri arşivimizde.
Balkanlar, Tuna boyları ve Ukrayna da Osmanlı medeniyet Eserleri, camiler, kervansaray, Medrese, çeşme, Han, hamam ve tarihi eserler tek tek yıkıldı ve yok edildi. İstanbul’un kardeş şehri olan Filibe’de 600 yıllık Ulucuma Cami yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya bulunurken, Türkiye İstanbul Haliç kıyısındaki Bulgar Kilisesini tamir ettirip sağlamlaştırdı. Filibe ulu Cuma camisine hepimizin sahip çıkmasını istiyor.
Filibe’den ayrılıp Türkiye’ye dönerken A.Karakoç’un 1989 yalında yazdığı, Unuttuk Başlıklı şiirle sizleri baş başa bırakıyor, Balkanlar Tuna boyları ve Rumeli coğrafyasında İslam medeniyeti uğruna şehit olan tüm şehitlerimiz ve aziz ecdadımızın yüzü suyu hürmetine Devlet ve milletimizin birlik ve beraberlik içinde ilelebet yaşamasını niyaz ediyorum. Ülkemizin kıymetini bilelim, Bir birimizi sevelim.
Altaylardan Tuna’ya kültür ve medeniyet coğrafyamızı unutmayalım acı ama gerçek biz çok şey unutmuşuz… Addurrahim Karakoç’un ifadesiyle
Unuttuk
Alp-Eren Gaziler ulu sultanlar
Eğlenceye daldık unuttuk sizi
Bin yıldır toprakta uyuyan canlar
Televizyon aldık unuttuk sizi
Ey Hazreti Ahmed Yesevi Hoca
Dedem Korkut adlı mübarek koca
Zemzemi lağıma eyledik boca
Avrupalı olduk unuttuk sizi
Çağrı bey Alparslan cümle erenler
Cennet bahçesinde çiçek derenler
Allah rızasına gönül verenler
Arasat'ta kaldı unuttuk sizi
Mevlana çalgıda oyunda gitti
Hacı Bektaş cemde ayinde gitti
Yunus her derenin suyunda gitti
Partilere dolduk unuttuk sizi
Ak Şemsettin ak sevginin dışında
Şanlı Fatih gök sevginin dışında
Bizim sevgi Hak sevginin dışında
Küfrü nimet bildik unuttuk sizi
Lakabı muhteşem adı Süleyman
Yavuz Sultan Selim ender kahraman
Affet ulu hakan Abdülhamit Han
Memleketi böldük unuttuk sizi
Tarihe taht kurup oturan canlar
Aleme adalet götüren canlar
Üç kıt'ayı dize getiren canlar
Prensleri bulduk unuttuk sizi