İnsanlar vardır suratları sirke satarken elleriyle bal ikram eden , insanlar vardır ellerindeki sirkeyi bal çehresiyle güzelleştiren . Siz hangisinden tatmayı tercih edersiniz ?
Söz ile yüz  tatlı olursa karşıdakine sunulan da tatlı olur elbet . 
Hârfleri bir araya getirerek okuyucuya iletilen yazılar da öyle değil mi ? Satırlar arasına sevginizi , umudunuzu , güler yüzünüzü kattığınızda aydınlanıp değerlenmez mi cümleler . 
Hayat başlı başına bir koşuşturmacayken , mola verdiğimiz istasyonlar mütebessim çehrelerle dinlendirmez mi şu yorgun yürekleri .
Sahi siz hiç sevgi reçelinden tattınız mı ? Biz geçenlerde denedik hiç fena değil di doğrusu .
Güler yüzlü güzel sözlü bir hocamız , öğrencileriyle toplamış olduğu incirlerden kendi elleriyle öyle harika bir sevgi reçeli yapmış ki sormayın gitsin .
Hele reçeli ikram ederken talebelerinden bahsedişini görmeniz lazımdı o kadar mutlu o kadar gururlu anlatıyordu ki hepsinin yüreğine ellerine sağlık .
Yaşam , her gün her saniye nelerle karşılaştırıyor insanı . Sirke satan suratlarla da bal satan simalarla da bir araya geliyoruz bazen hepsinden çıkartılacak derslerimiz var elbet .
Gelip geçici denilen ömür sermayemizin gölgesinde olgunlaşmayı ümit ederken , her türden selama eyvallah diyoruz ara sıra .
İncinip kırılmayı kırılıp ayağa kalkmayı , doğru yarınlar adına sağlamlaşmayı deniyoruz , büyüyoruz işte .
Hârflerimiz büyüyor cümlelerimiz zenginleşiyor , çehrelerimiz manasını kazanıyor tecrübe ettikleriyle .
Tohumlar fidana fidanlar ağaca ağaçlar ormana dönüşüyor zorluk yollarında . Kavşaklar üzerinde acısıyla tatlısıyla sesler dağılıyor sofralarımızın üzerine .
Hem tadıyor hem de yapıyoruz o sevgi reçellerinden zaman zaman biz de .
Olgunlaşmamış incir , gönül şekeriyle buluştuğunda yenilecek hale geliyor .
Hani sözler gibi hani kâlpler gibi insanlık gibi kuruluyor yaşamak . Her sabah tezgâhını ümitle açan satıcı misali noktalarla virgüllerle sabırla kaynatıyoruz reçelleri .
Her sabah gün ışığıyla kucaklarken hayatı gülümseyerek açıyoruz penceremizin perdesini .
Evet ölümden ötesi yok sonlu yolculuklardan dönüş bileti alanımız da yok . 
Var mısınız o vakit , mola verdiğimiz bulutlu istasyonlarda karşılaştığımız diğer yolculara sevgi reçellerinden tattırmaya  , var mısınız ikram hanenize kocaman çizikler atmaya .
Olgunlaşmamış yüreklerimizin hamlığını , sözlüklerden göz kırpan kelimelerle pişirip , en güzel tabaklarımızla insanlığa sunmaya .
Vakit dar sırada ya gitmek ya da kalmak var , sahi sizin avucunuzda birikmiş paylaşılmayı bekleyen hangi tatlardan var !..
 
    Sibel Çakcak
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981