banner1024
1 Kasım seçimleri için dün hepimiz sandık başına giderek vatandaşlık görevimizi yerine getirdik. Sebep ve sonuçları ile daha uzun süre konuşulacak ve Türk siyasi tarihinde önemli bir yere sahip olacak bir süreci birlikte yaşadık.
Ben bugün sebep ve sonuçlardan ziyade farklı bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Fakat daha önce biraz geçmişe gidelim ve 7 Haziran’da alınan sonuçlar ve daha sonrasında yaşanan sürece biraz bakalım. 
AK Parti 7 Haziran’da Ahmet Davutoğlu ile ilk seçimine girdi. Sonucunda da puan kaybı ve iktidar kaybıyla karşı karşıya kaldı. Fakat devamında bunun sosyolojik nedenlerini iyi analiz ederek, ‘erken seçim’ ısrarı ile geçici hükümeti de elinde bulundurarak seçim hazırlığına girişti. 
7 Haziran’da 18 milletvekilini vermeyerek tek başına iktidar çıkarmayan vatandaş, bu seçimlerde de ilginç bir ayar yaptı.
47 milyon 837 bin 577 seçmenden 23 milyon oy alan AK Parti, 5 aylık bir süreçte Türk siyasetinde hiç olmayan bir şeyi yaparak 9 puan kadar oyunu arttırdı. 5 ayda Türk siyasetinin bu kadar yön değiştirmesi her şeyden önce Türk milletinin sandıkta yaptığı iyi bir ayardır. 
Dünyanın hiçbir milletinde ‘göz kararı’ diye bir ölçü birimi yoktur. Bu sadece Türk milletine has bir ölçü birimidir. 
Fakat bunu siyasette yapmak her milletinde harcı değildir. 
7 Haziran’da 18 milletvekili eksik bırakarak tek başına iktidar şansını vermeyen Türk milleti, 5 ayda AK Parti’ye 9 puan kazandırarak tek başına iktidara taşıdı. Fakat HDP’de bu seçimde yine ‘göz kararı’ ölçü birimi ile 0,6 puan ile barajı aşan parti oldu.
Dikkat çekmek istediğim bu konu gerçekten iyi analiz edilmesi gereken bir konu.
SONUÇLARDAN SONRA OLMASI GEREKEN
7 Haziran’da siyasetçilere ciddi bir mesaj veren vatandaş, 1 Kasım’da da bu kez farklı ama önemli bir mesaj daha verdi. 7 Haziran’ın ardından ‘Biz dersimizi aldık. Hatalarımızı gidereceğiz’ söylemi ile vatandaşın karşısına çıkan AK Parti’nin sesine insanlar ciddi bir mesaj vererek, ‘Tarihin boyunca almadığın bir oyu (23 milyon) sana veriyorum. Bu son şans. Hatalarını telafi eder, tekrar iyi bir yönetim sergiler isen 2019’da daha güçlü olursun’ dedi.
AK Parti bunu nasıl mı yapmalı?
Öncelikle ekonomik olarak açılan makası kapatması mümkün olmasa bile arası biraz daraltması gerekir. 
Emekli ve işçiye vaat ettiği ücretleri kısa sürede vermesi gerekir. 
Gençlere yönelik seçim öncesi gösterdiği ilgiyi ve gençler için hazırladığı vaatleri biran önce hayata geçirmesi gerekir. (Gençler sabırsızdır)
Ve iyi bir yönetim ile Türkiye’de 5 aylık süreçte istikrarsızlıktan bunalan milleti tekrar istikrar, huzur ve güven ortamına taşıması gerekir.
Başkanlık sistemi defteri şimdilik kapatılarak, bir daha açılmak üzere rafa bırakmalı.
Eğer bu dönem AK Parti seçmene dersini aldığını gösterir ise bir dahaki dönem, mecliste kalan diğer ufak partileri de yutarak 2019’da daha güçlü bir iktidar olacaktır.
Gelelim CHP’ye…
7 Haziran’da aldığı sonuçtan memnun olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendi içerisinde ciddi bir özeleştiri yapması gerekir. 
Kendi partisini aynı oy oranı ile üç seçim tutan bir genel başkanın Türkiye’yi ileriye taşımasını söylemesi bana artık inandırıcı gelmeyecektir. Sayın Kılıçtaroğlu ciddi düşünceleri ve idealleri olan bir lider. Fakat bu idealler, Türk milletinin istek ve talepleri ile pek örtüşmediği için Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olamama sorunu yaşıyor. CHP’nin ciddi bir özeleştiri yaparak yeni bir kadro ve yeni bir söylem ile siyasi hayatına devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Yenilik her zaman yeni şeyler getirir. Bunlardan bir tanesi de ‘iktidar’ olabilir.
MHP’ye gelince…
Milliyetçi Hareket Partisi tabanında Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin söylem ve tavırlarından rahatsızlık duyan ciddi bir tavır var. Fakat MHP bir “dava ve ideoloji” partisi olduğundan ve parti içerisinde “Lider tartışılmaz” kuralının oldukça yaygın olmasından dolayı bu pek dışa yansımaz.
Sokakta gördüğünüz “Sayın Bahçeli istifa etmeli” diye bağıranlar, MHP’den istifa ya da ihraç edilenlerdir. İstifa ya da ihraç nedenleri de Bahçeli’yi eleştirmektir.
MHP dava ve ideolojisinde oldukça dik duruş sergilese de bu davayı iktidara taşımakta ciddi güçlük yaşıyor. Adını unuttuğumuz küskünler grubu her geçen gün çoğalıyor. Çünkü siyasette katı kurallarla başarıyı sağlamanız mümkün değildir. En ufak bir hata yapanı partiden kovarsanız, yarın partinizde kimseyi bulamazsınız.
MHP’nin iktidar olması için ciddi bir kadro değişikliğine ihtiyaç var. Çünkü özellikle 1 Kasım seçimlerinde yıllardır MHP’ye oy veren hatta MHP’nin sandık ya da okul sorumlusu olarak seçimlerde görev yapan birçok tanıdığım bu seçimde başka partiye oy verdiğini söyledi. Sorun bu kadar büyük iken MHP’nin ciddi anlamda sosyoloji araştırması yaparak, gereken önlem ya da adımı atmalıdır.
MHP’nin yaşadığı aynı sıkıntı Saadet Partisi’nde de yaşandı. Özellikle Darıca ve Gebze’de Saadet Partisi’nin sandık görevlisi bulunduğu birçok sandıkta Saadet Partisi’ne oy bile çıkmadı. 
Tüm muhalefet partileri bu konuları ciddi şekilde değerlendirmeli ve önlem yada adımını atmalıdır. Yoksa her seçim sonucunda kendi zaferleri yerine AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun balkon konuşmasını izlemek zorunda kalırlar.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981