banner1001
Hasretle gelmesini beklediğimiz sıcacık güneşli hareketli yaz ayları su gibi akıp geçti hayatımızdan, ardında bir sürü anı bırakarak…

Artık yeni bir süreç başlıyor, yeni bir mevsim kendini yavaş yavaş hissettiriyor… Yine puslu gri bir gökyüzü altında hüzün ve melankoli barındıran günler bekliyor bizi…

Merhaba sonbahar!...

Doğadaki renkler bir bir değişiyor, yeşilin yerini hazan sarısı turuncular alıyor… Yazın mis gibi kokan rengarenk çiçekler soluyor sararıyor… Artık kasımpatılar ve müge çiçekleriyle donanıyor saksılar…

Sokaklarda bahçelerde koşuşan oyun oynayan çocuklar okula başladı; onların cıvıl cıvıl seslerinin yerini rüzgarın uğultusu, yağmurun cama vuran hüzünlü sesi alıyor artık…

Günler yavaş yavaş kısalıyor… Hava hissedilir derecede serinledi, yağmurlar arttı... Güneş, küsüp saklandı bir yerlere sanki, zaman zaman isteksizce görünse de eski yaz sıcaklığından da eser yok...

Sonbahar, günlük yaşamda da farklılıklar yaratıyor. O yaz günlerinin sorumsuz rahatlığının yerini bir telaş, bir koşuşturmaca aldı. Okullar açıldı, onun telaşı bir yanda, diğer yanda kış hazırlıkları da başladı. Şimdi turşular kurulacak, salçalar, tarhanalar yapılacak, kışlık yeni giysiler ayakkabılar alınacak… Dolayısıyla ekonomik olarak da zorlanıyor insan bu mevsimde...

Romanlarda, öykülerde, şiirlerde sonbahar mevsimi hazan mevsimidir hep; dramatik ve hüzünlü bir biçimde ifade edilir… Ayrılıklar, hastalıklar, ölümler hep sonbahar mevsimi ile özdeşleştirilir nedense!..

Benim için de hüzünler saklıdır sarı sonbaharlarda maalesef!.. Çünkü çok sevdiklerimi kaybetmenin acısını, üzüntüsünü hep sonbahar aylarında yaşadım; kendimi hiç iyi hissetmem, hep hüzünlenirim güz mevsimlerinde ben...

Halbuki, sonbahar mevsimi de yaşam içinde bir evredir, bir bitiş olamaz asla… Nasıl ki ilkbahar yeniden doğuşu, başlangıçları, yeni heyecanları simgeliyorsa yaşamımızda, sonbahar mevsimi de ikinci bir bahar olarak belki dingin bir huzura, yeni yeni umutlara hazırlıyordur bizleri, kim bilir!..

Sonbaharın doğasıyla gelişen melankoliye, depresyona ve hüzne kendimizi fazlaca kaptırmadan, bu mevsimden de yeterince keyif alabilmeliyiz… Sonbaharın güzellikleri arasında tekrar sinemalara, tiyatrolara, konserlere gidebilmek, kültürel ve sosyal faaliyetlere katılmak, yaz aylarında bir taraflara dağılmış olan arkadaşlarla tekrar bir araya gelmek, daha çok kitap okumak da yer alıyor…

Hüznü bir yana bırakarak, sosyal ve kültürel hayatımıza canlılık getiren sonbaharın keyfini yaşamaya bakalım...

                                                                                        BETÜL TUNCEL

                                                                                   betultuncel@hotmail.com

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934