“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet, cihanda bir nefes sıhhat gibi.”

Cihan padişahı, batılıların “Muhteşem” dediği Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman bile, yukarıda ki beyitiyle sağlığın aslında ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Biz öyle bir ecdadın nesliyiz ki, bir sıhhatli nefesi, devletin varlığına tercih eden bir anlayışa sahibiz. Önceki gün 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutladık. Öncelikle tüm sağlık çalışanlarımızın bu anlamlı günü kutluyorum. Ömürlerini  insan hayatına adayan, bu uğurda mesai mefhumu gözetmeden, 7/24 görev başında olan sağlık çalışanlarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. En ufak bir rahatsızlıkta soluğu hastanelerde ve hekimlerin karşısında alan, onların bulacağı bir çare için can atan kişiler olarak haklarını ödeyemeyiz. Yüce rabbimizin “El Şafi” yani Şifa dağıtan isminin tecellisi olan Hekimlerimiz bu özel günü buruk bir şekilde kutladılar. Bunda da en büyük etken ne yazık ki sağlık çalışanlarına yönelik şiddet eylemleri oldu.

SAĞLIĞIMIZA YETERİNCE ÖNEM VERİYOR MUYUZ?

  Peki biz bireyler olarak sağlığımıza ne kadar önem veriyoruz? Her şeyin başı sağlıktır. Sağlığın yoksa hiçbir şey yoktur. Sağlık ile ilgili birçok şey yapılıyor. Yeteri kadar sağlığı önem verilmediği acı bir gerçek. Kendimiz bile sağlığa önem vermiyoruz. İnsanlar 40 yaşına kadar para kazanmak için sağlığını kaybediyor, 40 yaşından sonrada sağlığı için büyük paralar harcıyor.

  Kişi kendinin doktorunun sözünden yola çıkarak kendimize yeterince önem veriyor muyuz? İşte asıl sorulması gereken bu. Bugün devletin uyguladığı sağlık politikalarıyla ülkemizin dört bir yanı modern hastanelerle donatılırken, şehir hastaneleri yükselirken, Devlet hastaneleri bir bir yenilenip, özel hastanelerin sayısı artarken, sağlıkta ki gelişmeler yakından takip edilirken, biz kendimizi yenileyip, sağlığımıza önem veriyor muyuz?

  Günümüzün kuşkusuz insan hayatında en büyük problemi tembellik ve hareketsizlik. Düzenli olarak spor yapıp, yürüyüş yapıyor muyuz? Ne yazık ki bu konuda düzenli bir hayat yaşayan insanların sayısı çok az. Belediyeler, çeşitli kurumlar sağlıklı yaşam yürüyüşleri düzenliyor, sportif aktiviteler için teşvik edici çalışmalar düzenliyor. Ancak biz ne yazık ki bunları adeta zul olarak görüyor, çeşitli bahanelerle katılmıyoruz. Oysa ki bunlar sağlıklı yaşam için düzenlenen aktiviteler. Çağımızın vebası diyebileceğimiz obeziteye karşı harekete geçmek gerekmez mi? En son ne zaman sağlığımız için, kendimiz için yürüyüş yaptık bunu kendimize sormalıyız?

Peki spor ve yürüyüş yapmıyoruz da, beslenmemize mi dikkat ediyor muyuz? Yediğimiz gıdaların sağlıklı olup olmadığına dikkat ediyor muyuz? GDO’lu, fast food kültürlü yiyeceklerden ne kadar uzak duruyoruz? Dengeli beslenmeliyiz hayatımıza ne kadar uyguluyoruz. Bugün ne yazık ki ülkemize sağlıksız beslenme almış başını gitmiş vaziyette. Şifa deposu sebze ve meyvelere burun kıvırırken, nedir sağlığa zararı olan yiyeceklerde bizleri çeken? Bunlar bir an evvel sorgulayıp, hayatımızda değiştirmesi gerekenler.

SAĞLIĞIMIZIN KIYMETİNİ BİLELİM

   İnsanoğlu değerleri kaybettikten sonra kaybettiği değerlerin kıymetini bilir. Gençliğimizin kıymetini,  ihtiyarlıkta. Zenginliğin kıymetini fakirlikte. Sağlığın kıymetini hastalıkta anlar. Aman biz biz olalım sağlığınızın kıymetini çok iyi bilelim. Sağlık çok önemli. Bazen kendimizi düşünmeden çok çalışır, çok özverili olur, kendimizi unutur ve sağlığımızı kaybederiz. Aman siz siz olun, sağlığınızın kıymetini çok iyi bilin. Hemen kendi kendinize hemen sorun. Acaba sağlığınızın kıymetini  ne kadar biliyorsunuz? Sağlığınızın kıymetini bilmiyorsanız, gelin kendinize bir iyilik yapın önce sağlık deyin ve sağlığınızın kıymetini bilin.

En büyük zenginlik sağlıktır. Sağımızı kaybettikten sonra hiç bir şeyin anlam ve önemi yoktur. Vücudun hasta olmaması, vücut sağlığı her şeyden önemlidir. Çünkü bir şeyin tadını alabilmek, bir şeyden gerektiği gibi yararlanabilmek için sağlıklı olmak şarttır. Her şeyiniz var, ama ondan istifade edecek durumunuz yoksa neye yarar? Herkes Kanuni gibi 50 yıla yakın padişah ve devletlû olmak ister ama. O dünyada devletlû olmadan çok daha önemli? Bir nefes sıhhatin olduğunu söylemekte.

İSLAMOFOBİ SÜRÜYOR

Dün sabaha acı ve üzüntü veren bir haberle uyandık. Dünyanın her yerinde Müslüman kanı döküldüğünü defalarca bu köşeden ifade ediyor ve akan kanın durmasını temenni ediyoruz. Dün sabah ne yazık ki İslamofobi çirkin yüzünü bu kez ülkemizden kilometrelerce uzakta gösterdi. Yeni Zelanda’da bir terörist Cuma Namazı sırasında camiye saldırarak Müslümanları katletti. Hayatını kaybederek şehadete yürüyen tüm din kardeşlerimize Allah’tan rahmet dilerken, bu hain saldırıyı gerçekleştiren, gözünü kin bürümüş bu teröristi ve ona bu zemini hazırlayan arkasında ki İslam düşmanlarını kınıyorum. İslam Dünyası birlik olup, dünyada yaşanan adaletsizliklere sessiz kalmaya devam ettikçe bu tip saldırılar ne yazık ki olacaktır. Temennimiz, İslam dünyasının birlik olarak, dünyada akan  şiddet olaylarının son bulması.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981