banner1006
 Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafında düzenlenen ve üç gün süren sempozyumda İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim üyelerinden Prof. Dr. İlhan Şahin'in oturum başkanlığını yaptığı bölümde Orhangazi döneminde Kocaeli bölgesi ve Gebze'de kurulan vakıflar bildirimi bir çok akademisyen ve bilim adamlarının huzurunda sundum.

Macaristan, Kırgızistan ve Türkiye'den katılan bilim adamları ile aynı oturumda Orhangazi döneminde Gebze'de kurulan ve Yörüklerin yaşadığı Sığırlık merası ile ilgili son Yörük obası Sığırlık merası belgeselimiz büyük ilgi gördü. Belgeselin linkini sizlerle paylaşıyor görüş ve yorumlarınızı bekliyorum

https://www.youtube.com/watch?v=242nYS5E6w8

  3 gün süren ve Türkiye’nin önemli Üniversitelerinden akademisyenler başta olmak üzere, tarihçilerin ve yazarların katıldığı sempozyumda binlerce sayfalık bildiriler sunulurken, böylesi önemli bir sempozyumun büyük ilgi görmesi sevindirdi. Kocaeli’nin fatihi, kentimizin geçmişine damga vuran Orhan Gazi’ye gösterilen bu vefa, ziyadesiyle bizleri mutlu etti. Sempozyumda öne çıkan konuları sizlerle paylaşmaya devam ediyorum:

KOCAELİ’NİN MANAVLARININ TARİHİ

Kocaeli Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Mine Can tarafından Kocaelili manav kültüründe iğne oyalı başörtüsü geleneği, krep ve yemeni oyaları konusunda bildiri sunuldu. İzmit Körfezi’nin kuzeyinde kalan Gebze ile Tavşancıl beldesinde yaşayan manavların ellerinde bulundurdukları iğne oyalı başörtüleri ile krep ve yemeni örneklerini araştıran Yrd. Doç. Dr. Mine Can, kadınların, sokağa çıkarken genellikle kısa ağlı, geniş basma veya pazenden hazırlanan şalvar üzerine “yeldirme” adı verilen siyah, yakasız, uzun kollu ve dizlerin hemen aşağısına uzanan bir dış giysi üzerine, iğne oyalı başörtüleri bağladıkları tespit ettiklerini belirtti.

MUHACİRLERE KUCAK AÇTILAR

Kocaeli’ne 19. yüzyılın özellikle ikinci yarısında Balkanlardan ve Kafkaslardan gelen muhacirlerin manavlar tarafından misafirperverlikle karşılandıklarını ifade eden Tarihçi Resül Narin, Kocaeli Manavlarının gelen muhacirlere büyük bir misafirperverlik göstererek onların bu zor zamanlarında yanlarında olduklarını ve onlara kucak açtıklarının tarihi vesikalarda görüldüğünü belirtti.

 İZMİT NÜFUSUNUN %12’Sİ RUM VE ERMENİ’YDİ

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Selvi, “Balkan Savaşı Günlerinde İzmit ve Çevresi” başlıklı bildirisini sundu. Haluk Selvi, bildirisinde Balkan Savaşları döneminde Karamürsel, Kandıra ve Gebze’de yaşanan olayları dinleyicilerle paylaştı. Çalışmasında Tanin Gazetesi ve Türk Yurdu Dergisinde dönemle ilgili yazıları inceleyen Selvi, basın gözüyle döneme nasıl bakıldığını aktardı.

AKMEŞE MANASTIRI ÖNEMLİ BİR DİNİ MERKEZDİ

İzmit ve çevresinden yaşayan Gayrimüslimlerin sayısın hakkında bilgi veren Prof. Dr. Haluk Selvi, “Balkan Savaşında en çok etkilenen şehirlerden biri İzmit ve çevresidir. Bu dönemde nüfusun %12’si Rum ve Ermeni’ydi. Akmeşe Manastırı önemli bir dini merkezdi. Ayrıca bölgede İki adet Protestan Mektep vardı. Savaşa kadar sorunsuz yaşayan halk Balkan Savaşıyla birlikte sorun yaşamaya başladı. İttihatçılar sorun çıkaran Ermenileri dönemin şartlarından dolayı görmezden geldi. Hatta Dâhiliye Nazırı tutuklu bazı Ermeni siyasi mahkumları serbest bıraktı. Mahmet Şefket Paşaya suikast düzenleyen bazı Ermeniler İzmit’e bağlı olan Sapanca Ormanlarında saklandı” dedi

İZMİT’TE KOLERA VE ÇİÇEK HASTALIĞI SALGINI GÖRÜLDÜ

Osmanlı Devletinin Balkan Savaşıyla kaybettiği topraklarda yaşayan Müslüman halk Anadolu’ya doğru göç etti diyen Prof. Dr. Haluk Selvi, “Bu göçten en çok etkilenen şehirlerden biri İzmit’tir. Göç ile birlikte İzmit’te Kolera ve Çiçek Hastalığı salgını görülmüştür. Yaşanan olaylar üzerine Hilali Amber Cemiyeti 1911 yılında İzmit’te kuruldu. Cemiyet kurulduğu andan itibaren yardım faaliyetlerine başladı. 1911 yılından toplanan yardımlar diğer yılların üç katı oldu” şeklinde sözlerine devam etti.

ÇENESUYU AVRUPA’DA OLSAYDI DÜNYANIN BİR NUMARALARI SUYU OLURDU

Balkan Savaşı yıllarında İzmit’te içme suyu sorunu olduğunu aktaran Haluk Selvi, bu sorunun Çenedağı’nda fıçılarla su taşınmasıyla halkın su ihtiyacının giderilmeye çalışıldığı söyledi. Selvi, “Su sorunun aşılması için boru hattı ihalesi yapıldı. Abdulbaki Fevzi’nin yazdığı ve Türk Yurdu Dergisinde yayınlan makalesinde Çenesuyu berraklığı ve tadıyla Avrupa’da olsaydı dünyanın bir numaraları suyu olurdu” dedi.

 

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934