GENEL Haberleri Tümü

Korona Vebası ve Ramazan Bayramı

Gazetemizin kurucusu ve Devri Alem tv program yapımcısı İsmail Kahraman'ın bugünkü makalesini sizlere sunuyoruz.

 Korona vebasının dünya insanlığına karşı açtığı savaş 15 aydır devam ediyor. Korona vebasına karşı ölüm kalım mücadelesi veriliyor. Veba salgını yüzünden ikinci Ramazan Bayramı’nı da evlerde geçireceğiz.

15 aydır yaşadığımız zorluk, sıkıntı ve kaybettiğimiz insanları hatırlayınca üzülüyoruz. Geçtiğimiz yıl Ramazan Bayramı’nda yazdığım yazının özetini sizlerle paylaşmak istiyorum.

http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=4228&t=makale

Bu yıl mübarek Ramazan ayını, insanlığa karşı Üçüncü Dünya Savaşı açan korona vebası salgınının gölgesinde geçirdik. 11 Mart 2020’den itibaren yepyeni ve çok farklı günler yaşadık. Hiçbir zaman unutamayacağımız günleri, haftaları ve ayları geride bıraktık. Ramazan ayı boyunca evlerde kaldık. Teravihler, Cumalar ve vakit namazı için camilerimiz kapalı kaldı, iftar ve sahur coşkuları yaşanmadı. Korona vebasının tek faydası, büyük israflara neden olan Ramazan ruhundan uzak, gösterişli iftarlar ve Ramazan eğlencelerinin olmamasıydı. Gerçekten bu iftar sofralarında büyük israflar yaşanıyordu. Yemekler çöplere gidiyor, cami bahçelerindeyse sözlü Ramazan eğlenceleri düzenleniyordu.

Ramazan’a Veda Ederken

Paylaşmanın ve bereketin olduğu, huzur ve sevgi iklimi, 11 Ayın Sultanı bir Ramazan-ı Şerif’i daha geride bırakıyoruz. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni idrak ettik.

Ramazan bu yılda, Gebze Bölgesi’nde korona gölgesinde geçti. Özellikle korona salgını tedbirleri kapsamında, mahalle iftarlarının iptal edilmesi ve israfın önüne geçilmesi, bu Ramazan’da Gebze bölgesinde unutulmayanların arasında yer alıyor. Bu yıl bölgemiz açısından şatafatlı ve gösterişli iftar sofralarından kaçınılması dikkatleri çekti.

RAMAZAN KÜLTÜRÜNÜ YAŞAMAK

Ramazan Ayı kültürünü, adına uygun yaşamak gerekir. Şartlar ne olursa olsun, Ramazan’ın başındaki ve sonundaki günü mutlaka evimde, ailemle iftar yapmaya ayırırdım, bu yıl tümü ile evde kaldık. İftar sofraları, dostlar geçidinde güzel oluyordu. Geçmiş iftarları düşündük, iftar öncesi ve sonrası birçok dostla sohbet ediyorduk. O günleri bir kez daha anılarda yaşadık.

Geçtiğimiz Yıl Ramazan Kültürü

Geçtiğimiz yıl Devri Alem Belgesel ekibi olarak, Batı Karadeniz ülkelerine gezi gerçekleştirmiştik. Gebze'den yola çıkarak, Bulgaristan, Romanya, Moldova, Gagauzya, Bender ve Ukrayna'dan oluşan Batı Karadeniz Ülkeleri gezimiz, bayram boyunca devam etmişti. Bugün, değil yurt dışına çıkmak evlerden bile çıkamıyoruz. Gerçekten dünya hayatı ne oldum değil ne olacağım demek gerekiyormuş. Geçtiğimiz yıl bu günlerde değerli arkadaşım Koşukavak Tur Firması’nın sahibi Rıfat Yakupoğlu’nun daveti ile muhteşem bir tarih ve kültür turu yapıp, belgesel çekimi gerçekleştirmiştik. Şimdi o günlerin anısını evde bir kez daha yaşamaya çalışıyoruz. Ramazan Bayramı’nı, korona vebası salgını ile buruk karşılamaya hazırlanıyoruz ve 11 Ayın Sultanı Şehri Ramazan’a veda etmenin hüznünü bir arada yaşıyoruz. Ramazan’ın en güzel tarafı, imkanlarımız ölçüsünde fakirlere yardım edip, muhtaçları hatırladık. Ramazan’da özetle, maddi ve manevi huzur ve mutluluğu bir arada yaşadık. Sahura kalkmak, 16 saatten fazla hiçbir şey yiyip içmeden oruç tutmak, akşam iftar sofrasında manevi duygular yaşamak, teravih namazı kılmak…

Çocukluk Zamanlarımda Ramazan

Ramazan kültürünü bu yıl doya doya yaşayamadık. Ben kendi adıma, her sene Ramazan kültürünü doya doya yaşayarak, çocukluk yıllarımdaki Ramazan coşkusunu kendi benliğimde yaşatmaya çalışıyordum. Bu yıl, Ramazan ayını korona gölgesi altında yaşadık. Çocukluk yıllarımızdaki Ramazan kültürünü, bugün çocuklarımız ve gençlerimize yaşatmalıyız. Çocukluk yıllarımda Ramazan’a hazırlık çok önemliydi. Rahmetli babamın katırla pazardan Ramazan alışverişi yapmasını daha dün gibi hatırlıyorum. Ramazan için hazırlık bambaşka olurdu. Bütün işler, ev hayatı Ramazan’ın gelişine hazırlanır, Ramazan doya doya yaşanırdı. İlk oruç tutma denememi daha dün gibi hatırlıyorum. Rahmetli halamın şefkatli ve sevecen tavrı ile sahura kalktığım o geceyi hiç unutmam. Sahur yemeğini yiyip, yattığımda gördüğüm rüyalar ve ertesi gün herkese ben oruç tutuyorum diye caka sattığım gün, gözlerimin önünden bir sinema şeridi gibi geçiyor. Oruç tuttuğumu unutarak, hurma ağacında afiyetle hurma yemem ve rahmetli halamın ‘Oğlum sen oruç tutmuyor musun?’ dediğini duyar gibi oluyorum. Bayram deyince insanın içi ve gönlü bir hoş olur. Acı, tatlı anılar gözlerimizin önüne gelir. Bayramlar üzerine ne kadar çok edebi eserlerimiz, şiirler, kitaplar ve romanlar yazılmıştır. Bayramı anlatan belgeseller, filmler, izlendiğinde gönlümüzü, gözümüzü okşar. Bana göre bayramları en güzel anlatan ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı’nın Süleymaniye’de Bayram Sabahı şiiridir. Mübarek Ramazan-ı Şerif Bayramı’nın insanlık alemine huzur ve barış, Türk-İslam coğrafyasına birlik ve beraberlik getirmesi ve en önemlisi ülkemiz üzerinde oynanan sinsi oyunlarının bozulmasına vesile olması Korona vebası salgınından insanlığı ve ülkemizi bir an önce kurtarması duasıyla tüm okurlarımın Ramazan Bayramı’nı şimdiden tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum... Korona vebası salgını dolayısı ile Ramazan Bayramı’nda sokağa çıkma yasağı var. Bayram namazı kılmak için camilere gidemesek de geçmiş bayram günlerini hayal edelim. (Kaynak: Gebze Gazetesi)

Yorum Gönder
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir. Teşekkür Ederiz.
Yorumunuz onaylanmıştır, teşekkür ederiz.
Ad Soyad
Yorumunuz