İsmail Kahraman - AK Parti 15 yıl önce nasıl kurulmuştu?
AK Parti kuruluşunun 15. Yılını kutluyor. Zaman nede hızlı geçmiş, daha dün diyeceğimiz bir vakitti. AK parti kurulmuş seçime girmeye hazırlanıyordu. Seçimler oldu AK parti 15 yıl önce seçimlere girdi ve iktidara geldi. Türk siyasi tarihinde birçok ilkleri gerçekleştiren parti olarak siyasi tarihimizde yer aldı
AK Partinin 15. Yıl 15 Temmuz darbe girişiminden sonra daha farklı bir anlam ifade ediyor. AK Parti seçim meydanlarında yenemeyen dış ve iç güçler askeri operasyon düzenlemeyiz çalıştılar ancak bunda da başarılı alamadılar. AK Parti’nin bugünler nasıl geldiği neler yaptığı daha önce bir çok bu köşemde dile getirmiştim. En son 12. Kuruluş yıl dönümünde bu köyşe de geniş bir yazı kaleme almıştım. Bu yazıyı yazdığımda henüz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o zaman Başbakan’dı. 12. Kuruluş yıldönümü ile ilgili yazdığım yazıyı bugün sizlerle paylaşıyor. Daha önce yazdığım yazının linklerini sizlerle paylaşıyorum
AK PARTİ’NİN KURULUŞUNUN 12. YILDÖNÜMÜ.
Kuruluş yıldönümü dolayısıyla bir çok toplantılar yapılıyor. Türk siyasi tarihinde kurulduktan kısa bir süre sonra iktidara gelen ve üst üste 3 kez oylarını artırarak tek başına iktidar olduğu halde halkın büyük bir kısmının halen desteklediği tek parti. AK Parti ile Demokrat Parti’yi karşılaştırdığımızda arada büyük farklar var. Bugün seçim olsa anketler ve halkoyu yoklamalarında yine AK Parti tek başına iktidar. Demokrat Parti ise ihtilal olmasaydı halk tarafından iktidardan indirilecekti. Çünkü halk desteği azalmıştı.
AK Parti üzerinde büyük fırtınalar esti. Parti kapanma davasına muhatap oldu, her defasında AK Parti kendisine kurulan planları ters-yüz ederek ayakta durmayı başardı. Ancak, 7 ay sonra yapılacak yerel seçimler AK Parti için önemli bir milat olacak. Bir çok kişi siyasi istikrar bozulmasın diye AK Parti’ye oy veriyorlardı. Ancak yerel seçimler hiç de böyle olamayacağa benziyor. Daha şimdiden bir çok iddialar, tartışmalar ve yerel seçimlerde belli grupların AK Parti’ye oy vermeyeceği şeklinde söylentiler ve konuşmalar var.
Yerel seçimler AK parti’nin kader anı olacak. Başta Başbakan sayın Erdoğan olmak üzere AK Parti kurmayları da bunu çok iyi biliyor. Yerel seçimler sadece Belediye başkanlarının seçileceği bir seçim değil, 2014’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de provası olacak. 2015’de yapılacak genel seçimlere de ışık tutacak.
AK Parti ve Türk siyaseti ile ilgili şu an bir çok planlar yapılıyor. Aslında Gezi eylemleriyle Mısır’dan önce Türkiye’de darbeye zemin hazırlanması istendi. Gezi eylemleri ile ilgili bir çok iddia var. Önümüzde ki aylarda buna benzer başka eylemler olacağı da söyleniyor. Ama bunların hiç birisi yerel seçimde alınacak sonuçlar kadar etkili olmayacak. Deyim yerindeyse bazı çevreler AK Parti’ye haddini bildirmek için İstanbul ve Ankara gibi Büyükşehirlerde oy vermeyerek tavır koyması siyasette önemli değişim ve dönüşüm yapacaktır.
Başta Başbakan sayın Erdoğan olmak üzere AK Parti kurmayları yerel seçimlerin önemini bizden ve bir çok insandan daha iyi bilmekte. Yerel seçimlerde kazanmak için adeta kılı kırk yarıyorlar. Her şey planlanıyor ve hesaplanıyor. Mevcut belediye başkanlarının bir çoğunun aday gösterilmeyeceği, yepyeni bir vizyon ve misyonla AK Parti’nin yerel seçimlere gireceği partiye yakın kaynaklar tarafından söyleniyor.
Benim 12. yılında AK Parti ile ilgili tespitlerim ise özetle şöyle: Geçmişte herkesi üye yapmayan AK Parti, bugün kapılarını herkese sonuna kadar açmış olsa da AK Parti’nin çekirdek kadrosu ve AK Parti’yi kuran kurucu kadro halen görevinin başında. Sayın Erdoğan, kurucu çekirdek kadrosunu halen yanında tutuyor. Bu kadro AK Parti belediye başkan adaylarını tespit edip partinin geleceğini de belirleyecek. Seçimlere kadar geçecek önümüzde ki 7 aylık süre sadece AK Parti’nin değil, Türk siyasi hayatının da geleceğini şekillendirecek.
Bugüne kadar AK Parti’nin kuruluşuyla ilgili bir çok yazı kaleme aldım. Kaleme aldığım bu yazılardan bir kısmını özetle derleyerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Ak parti nasıl kurulmuştu? Sayın Erdoğan nasıl bir lider? AK Parti’yi kuran kurucu kadro ve AK Parti ile ilgili görüş ve düşüncelerimi özetle sizlerle paylaşırken, AK Parti’nin 12 yıllık geçmişi ve geleceğine de ışık tutuyor. AK Parti’nin geçmişini bilmeden geleceğiyle ilgili yorum yapmak imkansız. AK Parti’nin geçmişiyle ilgili kaleme aldığım yazının bir bölümünü sizlerle paylaşıyorum.
BAŞBAKAN ERDOĞAN İLE DEVR-İ ALEM
Başbakan Erdoğan Türk siyasi tarihinde önemli izler bırakan bir isim olarak hatırlanacak. Geçmişte Türkiye Başbakanlıktan hapse giren hatta idam edilen Başbakanlar hatırlıyor ancak Erdoğan’ı hapisten Başbakanlığa giden isim olarak hatırlayacak. Başbakan Erdoğan’ı Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesinde hapiste kaldığı günlerde kendisini ziyaret eden bir gazeteci olarak o gün yaşadıklarımı dün gibi hatırlıyorum. Hapishanenin 2. katında bizi karşılamıştı. Biraz geniş olan salonda kara tahtada İngilizce öğrenmeye çalışırken kendisi ile görüşmüştüm. Kendisine “günlerin nasıl geçiyor?” Diye sorduğumda “İşte gördüğünüz gibi bazen okuyor bazen İngilizce öğreniyoruz ama kendimizi ‘Bu da geçer yahu.’ Diyerek teselli ederek zamanın geçmesini bekliyoruz” demişti. Gerçi Sayın Erdoğan ile bu ilk görüşmemiz değildi. Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olduğu sırada Gebze Kadırga tesislerinde kendisi ile görüşüp yemek yemiş ardından da Gebze’nin ilk radyosu olan ve tarafımızdan kurulan Gebze FM’de telefonla bağlanıp yemek masasından söyleşi yapmıştık. Sayın Erdoğan o gün Gebze FM mikrofonlarından Milli Görüşü ve Milli Görüş lideri Erbakan’ı anlatmış Milli Görüşün Türkiye’ye önemli hizmetler yapacağını söylemişti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin çeşitli etkinliklerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatıyla katıldığında yine sorular sorup cevaplar almıştım. Bu görüşmeler ve hapishaneler ziyaretinde sayın Erdoğan bizi eski Kültür Bakanı İsmail Kahraman ile adaş olmamızdan dolayı karıştırmamak adına Gebzeli gazeteci İsmail Kahraman olarak tanımıştı.
Bu satırları sayın Başbakan Erdoğan ile ilgili görüş ve yorum yazma hakkına sahip olduğum ve tarihe not düşme adına yazıyorum. Hatta hapishaneden Başbakanlığa diye bir TV belgeseli de hazırlayarak Erdoğan ile Devr-i Alem adıyla tarihe tanıklık da yapmak istiyorum. AK Parti’nin kuruluş süreci, kurucular kurulunun Gebze Eskihisar, Otel Atabay’daki toplantılarını, Erdoğan’ın partiyi kurduktan sonra ilk mitingini Gebze’de düzenlemesini, Gebze mitingini takip ederek kameramızla kayıt altına alıp yazılarımızla geleceğe not düşüp noterlik yaptık.
BAŞBAKAN ERDOĞANLI YILLAR
AK Parti Türk siyasi, tarihine adeta bir fırtına gibi girdi. Türk siyasi tarihinde bir çok ilke imza attı. AK Parti’nin Kocaeli’de kuruluş sürecine Gebze’den Kurucular Kurulu Üyesi de katılıp aktif siyaset yaptığım yıllar bugün çok geride kaldı. O günleri hatırladığımda bir çok olay sinema şeridi gibi gözümün önünden geçiyor. Birçok ismin Ak Parti’de siyaset yapma isteği adeta kılı kırk yararak kurucular tarafından geri çevriliyordu. Sadece Gebze’de 30 tane İlçe başkanı adayı birbiri ile yarışıyor, İlçe başkanı olmak için mücadele ediyorlardı. Gebze ilçe teşkilatını kurma görevi Gebze’den AK Parti’nin Kocaeli Kurucular Kurulu Üyesi olan Eyüp Ayar, Halit Yaşar ve bu satırları yazan benimle birlikte Kocaeli’den bugün Büyükşehir Belediye Başkanı olan İbrahim Karaosmanoğlu ve yine bugün İzmit Belediye Başkanı olan Nevzat Doğan tarafından yürütülüyordu. Günler süren çalışmalardan sonra İlçe teşkilatı kurulmuş, yer tutularak Gebze’de siyasi çalışmalar başlatılmıştı. Kocaeli İl teşkilatı toplantıları Ankara’daki toplantıları gazeteci olmakla beraber bir siyasetçi olarak da takip ediyor olup bitenlerin siyasi oyunların siyasetteki yaşanan iniş ve çıkışların adeta canlı şahitliğini yapıyor, Türkiye’nin AK Partili ve Erdoğanlı yılların nasıl yaşandığını görüyordum. AK parti genel seçimlere girdi tek başına iktidar olup yerel seçimleri de kazanarak gücünü pekiştirip Türk siyasetinde fırtına ve kasırga estirecek deyim yerindeyse Türk siyasi tarihini yeniden yazan günlerin habercisi oluyordu.
Bana göre herkes işini yapmalı. Ben farklı bir eğitim almama karşın kendimi hep gazeteci ve televizyoncu olarak gördüm. Daha 15 yaşında iken 1975 senesinde ilk yazımı gazetelere gönderip gazeteci olacağımı ortaya koymuştum. Siyasete hiç ısınamadım. Dostların tavsiyesiyle 1994 seçimlerinde Milletvekili aday adayı, 1999 senesinde Fazilet partisinden Milletvekili adayı, 2002’de de AK Parti’den Kocaeli Kurucular Kurulu Üyesi olmama rağmen siyasetteki vefasızlık ve en önemlisi siyaseten söylenen sözlerin unutulması beni hep rahatsız ediyordu. Siyaset çok büyük bir sanat ve çok büyük sorumluluk isteyen bir iş. Deyim yerindeyse ateşten gömlek. Siyasette başarılı olmak ve hizmet yapmak herkesin becerebileceği bir iş değil. Bugün Türk siyasi tarihinin tozlu rafları başarısız, beceriksiz birçok kişi ile dolu.
Siyasetteki zikzaklar ve verilen sözlerin tutulmaması beni hep rahatsız etmiştir. Sayın Başbakan’ın Gebze mitinginde Gebzelilerin isteğine ‘Ben size İl sözü vermiyorum ama bir İl de ne varsa Gebze’de de o olacak. Gebze yerinden yönetilecek.’ sözleri bana büyük umut vermişti. Evet Gebze yerinden yönetilecek ne İstanbul ne de İzmit lobisinin kaderine bırakılmayacaktı. Ama tam tersine oldu sayın Başbakan İzmit lobisinin yanlış yönlendirmesiyle yerinden yönetilmek şöyle dursun 50 km uzaktaki İzmit Büyükşehir Belediyesi’ne adeta mahalle yapılarak belediye hizmetleri yeniden Kocaeli’ye bağlanması beni oldukça rahatsız etti ve bu rahatsızlığımı sayın Başbakan’ın Gebze ziyaretinde gazeteci sıfatımla ‘Gebze’ye yerinden yönetim sözü vermiştiniz. Gebze’yi Büyükşehir yasasıyla İzmit Belediyesine mahalle yaptınız. Yerinden yönetim anlayışı bu mu sayın Başbakan’.’ sorumuza sinirlenen sayın Başbakanla Gebze Eski belediye binası önünde yaptığımız o günün Ulusal basınına bile konu olmuştu. Deyim yerindeyse Gebze yüzünden Başbakanla kavga edip siyasete veda etmiş, Başbakan olduktan sonra da Sayın Erdoğan ile tartışan ilk gazeteci olmuştum.
Başbakanla yaptığımız bu tartışma üzerinden yıllar geçti. Gebze yüzünden yaptığım bu tartışmadan hiç pişman değilim, Gebze’nin Büyükşehir Belediyesine bağlanması hem Gebze’ye hem de İzmit’e büyük haksızlık. Gebze bölgesi İzmit’ten idare edilemeyecek kadar büyük ve bugün bunu da herkes biliyor. Başbakan Erdoğan başkanlığındaki AK Parti hükümeti de bunu da açıktan söylemese bile Gebze’yi 4 ilçeye bölerek bizim tezimizi desteklemiş oldu. Gebze bugün olmazsa yarın Büyükşehir sınırları dışına çıkacak büyükşehirli Gebze ili kurulacaktır. Büyükşehirli Gebze ilini kurmak gönül ister ki kuruluşu Gebze bölgesinde yapılmış AK Parti’ye nasip olsun. Bu bir nasip meselesi bakalım Gebze’ye büyükşehirli il kurmak kime nasip olacak? Gün doğmadan çok şeyler doğacak ve Gebze bölgesi mutlaka büyükşehirli il olacak.
Daha önce kaleme aldığımız bazı yazıların linkleri:
http://gebzegazetesi.com/Koseyazisi-543-Basbakan-Erdogan%C2%B4in-Gebze-gezileri-.html
http://www.gebzegazetesi.com.tr/Koseyazisi-1361-AK-Parti´nin-toplantisi-ve-Kocaelilik-bilinci.html
http://gebzegazetesi.com/Koseyazisi-568-Basbakandan-Kentlilik-bilincine-destek.html
http://www.gebzegazetesi.com.tr/Koseyazisi-543-Basbakan-Erdogan´in-Gebze-gezileri-.html
http://gebzegazetesi.com/Koseyazisi-535-Basbakan´in-Kocaeli-ve-Gebze-Mitingleri.html
http://www.gebzegazetesi.com.tr/Koseyazisi-543-Basbakan-Erdogan´in-Gebze-gezileri-.html