İsmail Kahraman - Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıkmak
İslam’ın ilk kıblesi ve bütün İlahi Dinlerin merkezi Kudüs-ü Şerif ve Mescid-i Aksa yıllardan beri İsrail işgali altında. Kudüs, dünyanın merkezi, dünyanın kalbi olarak bilinir. Tarih boyu Kudüs’te en büyük vahşeti Haçlılar yapmış, İslam medeniyeti Hazreti Ömer’in fermanıyla Kudüs’e Emnü Eman getirmiştir.
1517’de Yavuz Sultan Selim Han’ın Kudüs’ü fethetmesi ile Kudüs’te barış ve huzur gelmiş, Kudüs’e 500 yıl barış ve huzur hakim olmuştur. Ancak, 1917’de İngilizlerin Kudüs’ü ele geçirmesi, 1948’de Yahudi Devletinin kurulması, Kudüs’ü kana bulamış ve insanlık vahşeti işlenmeye başlamıştı.
Bugüne kadar Gazeteci ve Belgeselci olarak bir çok kez Kudüs’e gidip, araştırma yapıp belgesel çektim. Kudüs’de hiçbir surette barış ve huzur hakim değil. Kudüs ile ilgili bugüne kadar bir çok kez belgesel çekip araştırmalar yaptım. Ancak her gittiğimde insanlık dramının daha da arttığını gördüm. ABD’yi ve Batıyı yanına alan İsrail, sadece Müslümanlara değil Hristiyanlara da kan kusturuyor. Mescid-i Aksa’da Son yaşananlar fiili işgalin sembolüydü. En sert tepkiyi Türkiye verdi ve Türkiye’nin tepkisi sonrası İsrail geri adım atmak zorunda kaldı. Binlerce Müslüman, İsrail’in geri adım atması sonrası Mescid-i Aksa’ya adeta akın etti.
Unutmayalım ki Kudüs, isaril’in değildir. Bütün ilahi dinlerin merkezi olan Kudüs’e ve Mescid’i Aksa’ya Müslümanlar olarak sahip çıkmak zorundayız. Bunun için de gücü yeten herkesin Kudüs’e gitmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs’e ziyaret rakamlarını açıklayarak, geçtiğimiz yıl ülkemizden sadece 26 bin kişinin gittiğini açıklamamıştı. Oysa batılı ülkelerden gidenlerin sayısı, bizim ziyaretlerimizin en az 20 katı. Bu nedenle tur firmaları ve Hava Yolu şirketleri Kudüs’e sefer düzenlemeli, gücü imkanı olanlarda Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı ziyaret ederek, Müslümanların sahip çıktığını bütün dünyaya göstermeliyiz. Müslümanları terörist gibi gösterip, ibadetlerini engelleyen, metal dedektörlerle insanları aşağılayıcı bir şekilde arama yaparak, keyfi zulüm uygulayan İsrail yönetimine sadece Türkiye tepki göstererek, geri adım attırdı. Diğer İslam ülkelerinin hiçbir sesinin çıkmaması ne acı…
İsrail ve işgal altındaki Filistin’in siyasi başkenti Kudüs-ü şerife bugüne kadar 4 kez gitmek nasip oldu… İlk gidişim 1995 yılında Mısır üzerinden olmuş ve bir Cumartesi günü Telaviv’den gelip şöyle bir bakıp geçmiştim. Kudüs’e ikinci gidişim 30 Eylül 2005 Cuma günü oldu. Cuma günü Mescid-i Aksa ve Kubbetüs Sahra’da belgesel çekmiştik. 3 Ocak 2009 tarihin’de Mısır üzerinden Süveyş kanalını geçerek Filistin’in Gazze kentine gitmek üzere Refah sınır kapısına kadar gelmiş ancak Filistin’e girememiştik..Son olarak 29 Ocak 2 Şubat 2014 tarihlerinde Kudüs’ü ziyaret etmiştik.
İLK KIBLEGAHIMIZ MESCİD-İ AKSA
Mescidi Aksa’da kendinizi ayrı bir dünyada hissedersiniz. Dünyayla irtibatınız kesilir kendinizi bir mana aleminde bulursunuz.. Dünya coğrafyasında yaşayan iki milyara yakın müslüman bu mukaddes mekanı ziyaret etme arzusuyla yanıp tutuşur. Burası Harem’i Şerif.. Kudüs’te yaşayan tüm müslümanların buluşma yeri ayrıca.. Bir sığınak bir özgürlük alanı bir varlık göstergesi. Genç ihtiyar kadın erkek her yaştan Kudüslü burada toplanır. Kudüs’ün nabzı burada atıyor.
OSMANLI’DA “MESCİD-İ AKSA’YA 800 KİŞİ HİZMET EDİYORDU
Seyyahların Piri Evliya Çelebi’nin meşhur Seyahatnemesini okuduğumuzda Mescid-i Aksa’yla ilgili şu bilgilere ulaşıyoruz. “Mescid-i Aksa’ya 800 kişi hizmet etmektedir. Bu muazzam teşkilatı, Osmanlı devletinin serveti sağlamış. Dört mezhebin birer hatibi ve imamı vardır. Elli müezzini bulunur. Sair hizmet erbabını ona göre kıyas ediniz.” Evliya çelebinin verdiği bu bilgiler Osmanlının bu mübarek mabede ne denli önem verdiğini bize gösteriyor. Mescidi aksanın orijinal temelleri şimdiki caminin birkaç kat aldında. Süleyman peygamber dört bin yıl önce buraya muhteşem bir mabed yaptırmış. Bu mabedin temelleri üzerinde mescidi aksa yapılmış.
Kudüs ile ilgili daha önce yazdığımız yazıları aşağıda ki linklerden okuyabilirsiniz.