GÜNDEM Haberleri Tümü

Çoban Mustafa Paşa’nın Gebze’de yok olan kütüphanesi

İSMAİL KAHRAMAN'IN KALEMİNDEN

 Çoban Mustafa Paşa’nın Gebze’de yok olan kütüphanesi

Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesinin en önemli özelliği kütüphanesinin bulunması. Gebze Meydanına bakan kapının üst katındaki iki odadan oluşan tarihi mekan Çoban Mustafapaşa tarafından kütüphane olarak yapılmış ve kütüphanede el yazması kitaplar paha biçilmez değerde binlerce önemli kitaplar vardı. Kütüphane ile ilgili birçok araştırmacı buraya gelip araştırma yapmışlardı. Kütüphaneyi en son gören araştırmacılardan birisi de 1940’lı yıllarda Gebze’de araştırma yapan merhum gazeteci yazar Refi Cevad Ulunaydı. Ulunay kütüphanenin değerli olduğunu ve içindeki kitapların çok kıymetli olduğunu yazarak şu tespitte bulundu, “ilerde araştırmacı yapacaklar için böyle bir kütüphanenin önemli bir kaynak olabileceği muhakkakdır. Tarihi nitelikte kütüphanenin mutlaka korunması gerekmektedir.” Tespitinde bulundu.

ÜNLÜ TARİHÇİ İBRAHİM HAKKI KONYALI’NIN KÜTÜPHANE İLE İLGİLİ TESPİTLERİ

Ünlü  tarihçilerimizden  İbrahim Hakkı Konyalı Tarih Hazinesi adlı derginin 1951 yılında yayınlanan 12. Sayısında “Gebze ve civarı konulu bir araştırma makalesi kaleme alarak Çoban Mustafa Paşanın kendş adını taşıyan külliyenin kütüphanesinde kırk altı cilt tefsir şehri otuz cilt hadis ve hadis şehri yirmi beş cilt fıkır on yedi cilt fetva kırk yedi cilt kuran olmak üzere 165 cilt kitap vakvettiğini kaynaklara dayanarak açıklamıştı. Ayrıca 165 cilt eseri İstanbul Türk ve İslam Eserleri müzesinde korunduğunu kayda geçirmişti.

MUSTAFAPAŞA’NIN VAKFETTİĞİ KİTAPLAR KAYIP

Mustafapaşa kütüphanesinden İstanbul’a götürülen ve müzede olan kitaplarla ilgili araştırma yapan Gebze’nin araştırmacısı ve gazetecisi uzun yıllar Gebze gazetesi yazı işleri müdürlüğü yapan Nurettin Yüksel kitapların büyük bölümünün kayıp olduğunu tespit ederek konuyu Türkiye gündemine taşımıştı. Aradan geçen yıllara rağmen kitaplar hala yok. Bu konuda tüm ilgilileri göreve davet ediyor kitapların bulunması adına çaba sarf etmelerini ve Türk İslam eserleri müzesinde mevcut olan Mustafa Paşa kütüphanesine ait kitapların Gebze’ye getirilmesini ve kütüphanenin canlandırılmasını arzu ediyoruz.

ANSİKLOPEDİK KOCAELİ BELGESELİNDE ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KÜTÜPHANESİ

1990 senesinde Nurettin Yüksel ve İsmail Kahraman tarafından hazırlanan Kocaeli belgeselinin 65 66 67 68 69 70 71 numaralı sayfalarında Gebze Çoban Mustafapaşa Külliyesi ve kütüphaneye geniş yer verilmiş Nurettin Yüksel, Tamer Eryiğit (müstear adı) İsmail Kahramanla yapılan röportaj yer almış ansiklopedik belgesel kitapta yer alan röportaj ve külliye ile ilgili 25 yıl önce yer alan araştırma yazısı ve Nurettin Yüksel’in Tamer Eryiğit adıyla İsmail Kahraman’la yaptığı röportajı aynen sizlerle paylaşıyoruz.  

ANSİKLOPEDİK KOCAELİ BELGESELİN’DE GEBZE ÇOBAN MUSTAFA PAŞA  KÜLLİYESİ

Yazanlar:  İsmail Kahraman  ve Nurettin Yüksel

ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KUTÜPHANESİ'NİN BAŞINA GELENLER:

Konuyu açıklığa kavuşturmak için, tanınmış Tarihçi-Yazar Tamer Eryiğit’le Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesi hakkında yapılan ve (Yeni GEBZE) Gazetesinin (2, 3, 5) 1990 tarihli nüshalarında yeralan, her zaman önemini koruyacağını düşündüğümüz, ilginç bir röportajı aynen sunuyoruz:

• Sayın ERYİĞIT, Çoban Mustafa Pasa Kütüphanesi'nin tarihçesini bize kısaca özetler misiniz?.

— 1523 yılında Mimar SİNAN'ın ünlü kalfalarından (Mimar Kasım Ağa)ya yaptırılan bu kütüphane: (Çoban Mustafa Paşa Külliyesi) nin önemli birimlerinden biridir. Külliyenin avlu kapısının yanıbaşında bulunmaktadır. Kütüphanenin iki odası vardır. Birbiriyle uyum sağlayan tuğlaların sıralandığı, kesme taşlardan inşâ edilmiştir. Bu kütüphane eğer gerektiği şekilde korunmuş olsaydı, yerli ve yabancı araştırmacılar için, emsalsiz kaynak bir kütüphane olacaktı!

Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesinin başına gelen talihsizliği nasıl yorumlarsınız?

Gebzemizdeki en şanssız kütüphanelerden birisi de (Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesi) dir, denilebilir!.. Bu kütüphane, ilçemiz bazındaki çeşitli kütüphanelere ait hâzin akibetin belkide ilk zincirini oluşturmaktadır. (Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesi)ndeki paha biçilmez eserlerin kaybı, ne yazık ki durumu değerlendirmekte ve kanıtlayıcı, kalıcı kararlar almakta yetersiz kalan sorumluların, açık ilgisizliğinin çok acı bir sonucudur! Kültürel konularda sorumluların bağışlanmaz ilgisizliğini görmek, elbette Gebzeliler için ayrı bir talihsizlik örneği teşkil etmektedir. Beceriksiz ellerde kayba uğrayan kitaplar, telâfisi mümkün olmayan kitaplardır. Gebze için büyük bir eksikliktir. Ortada (Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesi) nden kaybolmuş veya yağma edilmiş eserler listesi varken, hâlâ ilgililerin suskunluğu, bu vâhim konuyu, anlaşıl maz tutumları ile unutturmak çabalarının gerekçesini anlayabilmek mümkün değildir! Bu acı gerçeğin sebebini: Gebzelilerin (Kültür Varlıkları)m benimsememe gayretinden yoksun olduğuna değil, sorumluların ilgisizligine, ihmâline bağlamak en isabetli bir görüştür, kanaatindeyim!..

• Saym Tamer ERYİĞİT, tarih araştırmacıları: Evvelce (Başbakanlık Arşivi) nde bulunan Kocaeli Livası 733 nolu Tahrir Defteri) ile (722 nolu il yazıcı defteri)nden sön etmektedirler, Bilhassa Çoban Mustafa Paşa Külliyesi ile ilgili kayıtları ihtiva eden (722 nolu il yazıcı defteri)nin, Başbakanlık Arşivinde bulunamadığı doğru mudur? Durumu bize açıklar mısınız?..

— Milli Arşivlerimizdekj eski vakıflara  ait tarihi belgelerin kültürümüzün birer tapusu olduğu, günümüzde ilim çevrelerince kabul edilen bir gerçektir. Bu gerçeğin ışığında: Değerli tarih araştırmacılarımız tarafından yapılan (Çoban Mustafa Paşa Külliyesi) ile ilgili, pek çok arşiv incelemeleri yayınlanmış ve milli kütüphanemize kazandırılmış bulunulmaktadır.

Bu itibarla, İstanbul Başbakanlık Arşivindeki (733 nolu Kocaeli Livans Tahrir Defteri) ile, yine Başbakanlık Arşivindeki (722 nolu İl Yazıcı Defteri)nde: (Çoban Mustafa Paşa Külliyesi) hakkında verilen özlü kaynak bilgilerin, öteden beri sürdürülen araştırmalara, mesnet teşkil ettiği anlaşılmaktadır.

Çeşitli araştırma eserlerinde: Özellikle '722 nolu İl Yazıcı Defteri)nin (274) cü  sayfasında (Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesi) nde (iki odalı bir kütüphane) olduğu, bu kütüphaneye kurucusu Çoban Mustafa Paşa) tarafından bizzat (165 cilt) kitap vakfedildiği açık ve seçik olarak belirtilmiştir. Ne hâzin bir tecellidir ki, Gebze hakkında Başbakanlık Arşivi bünyesinde bir kaynak araştırması konusunda görevlendirdiğimiz arkadaşımız Yılmaz UYAR'ın  5 Şubat 1990 tarihli. cevabi mektubunda- Söz konusu kaynak defterin, aranmasına rağmen, Başbakanlık Arşivinde bulunamadığını, maalesef öğrenmiş bulunuyoruz!.

• Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesi'nde çok değerli eserlerin bulunduğunu, 1940'lı yıllarda bu kütüphaneyi bizzat gezip-gören merhum yazar Ref'i Cevad ULUNAY'ın bir sohbet sırasında naklettiği söylenir. Hattâ ULUNAY' ın bu sohbette: İlerde araştırma yapacaklar için, böyle bir kütüphanenin müstesna" bir kaynak olabileceği hususu üzerinde do durduğu, tarihi niteliktek bu kütüphanenin, mutlaka korunması gerektiğini vurguladığı; söylenir. Sayın ERYİĞİT acaba ULUNAY'ın bu hâtırasını nasıl değerlendirirsiniz?

— Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesinin karşı karşıya kaldığı olumsuzluklar birbirini takip ettikçe, kütüphanenin trajik durumu ortaya çıkmakta, önceden alınması gereken tedbirler önem kazanmaktadır. Biz elbette, konuyla yakından ilgilenen ve yaşadığı dönemde (Ayaklı Kütüphane) diye vasıflandırılan değerli yazarımız  Refi Cevad ULUNAY'ın dilden dile dolaşan bu aziz hâtırasına saygı duyarız!.. Ve bu unutulmaz hâtırayı her zaman de değerlendiririz!.. Rahmetli ULUNAY, «Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesinin mutlaka korunması gereğini» -ifâde ederken, kütüphanenin gelecekteki âkbeti hakkında, belki de bir nevi kehânette bulunmuş gibi geliyor bize! . Üstadın bu tür konuları makalelerine yansıtmayı pek sevdiğim biliyoruz... Ancak, konuy  kaleme alıp almadığı hakkında, kesin bir bilgiye sahip değiliz. Tabii bu da ayrı bir araştırma ve inceleme konusudur!..

• Sayın Tamer ERYİĞİT bilindiği gibi, çeşitli tarihlerde Gebze ve çevresi, tarihin kaydettği depremlerin en büyüklerine maruz kalmıştır. Acaba bu depremlerden (Çoban Mustafa Paşa Külliyesi)nin de etkilendiği, kütüphanedeki değerli eserlerin de herhangi bir kayba uğramış olduğu söylenebilir mi?

Gebze ve çevresinin, Osmanlı Tarihinin kaydettiği depremlerin en büyüklerine maruz kaldığı doğrudur. Bâzi ciddi araştırmacıların eserlerinde, söz konusu depremler yer almıştır. Hele külliyenin yapım tarihinden daha önceye rastlayan bir tarihte, şiddetli bir  deprem sırasında: (Eskihisar. Hereke) Kaleleri, Gebze'deki kubbeli camilerin tamammır. yıkıldığı, yine Gebze'de Çoban Mustafa Paş?, Konağında atları ile birlikte (üçyüz süvari) nin hayatlarım kaybettiği edindiğimiz bilgiler arasındadır.

(23 Mayıs 1766) da ise, merkez üssü İstanbul'da olan çok şiddetli bir deprem Gebze ve dolaylarına büyük zarar vermiştir. Bölge sayılmayacak kadar hasarlara maruz kalmış Bu depremde (Hacı İlyas Camii) tamamen yıkılmış ve camı aynı yıl. içinde (Hacı İlyas Bey) in torunlarından (Şıkk-ı evvel'Defterdar Hasan Paşa) tarafından esaslı "bir onarım görmüştür. Gebze'de yaptığı bir gezi sırasında, merhum Ref'î Cevad ULUNAY'ın, Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesindeki kitapların varlığma bizzat tanık olması zaman içinde meydana gelen büyük depremlerden, kütüphanenin çok fazla etkilenmemiş olduğunu göstermektedir.

 

• Çoban Mustafa Paşa Medresesi ile Ço ban Mustafa Paşa Kütüphanesi arasında: Dönemin eğitimi yönünden bir bağlantı kurulabilir mi?. Böyle bir bağlantıyı nasıl açıklar sınız?

Bir zamanlar devrin ünlü âlimlerinden (Zembilli Ali Efendi) nin: Üniversite seviyesinde bulunan Çoban Mustafa Paşa Medresesinde dersler verdiği, pek çok araştırmacımız tarafından belirtilmiştir!.. Bu da, burada tahsil görenlerin, hattâ zaman zaman konaklayanların, külliyenin önemli bir bölümünü teşkil eden (kütüphane)den yararlanmış olabileceklerini düşündürmektedir... Yıllar boyunca Gebze ve yöresine ciddi hizmet veren kültürel özelliğe ve ağırlığa hâiz kütüphanenin, çağımızda kitap varlığının yok olması, Gebzede kültür mirasına sahip olamayanların bir yüz karasıdır!..  Gebzedeki  bu muhteşem  kültür  mirasını  bu  hale  getirenler perişan hale gelmesine göz yumanlar  zemin hazırlayanlar  utansınlar.

• Çoban Mustafa Paşa nın kurucusu  olduğu  külliye vakıf ettiği  165 cilt  eser hangi  tür kitaplardan oluşmaktadır? Ayrıntılı  listesini verebilir misiniz?

— Ünlü tarihçimiz merhum (İbrahim Hakkı KONYALI)nın, (Tarih Hazinesi) mecmuasının 1951 senesinde neşredilen 12. nci sayısında yeralan (GEBZE ve CİVARI) konulu bir makale hâlindeki araştırmasında, Çoban Mustafa Paşa'nın kendi adını taşıyan külliyenin kütüphanesine:

46           cilt tefsir ve tefsir şerhi

30 cilt hadis ve hadis şerhleri 25 cilt fıkıh usul ve füruğ (şerhleri ile birlikte)

17 cilt fetva

47           cilt kur'an,

olmak üzere, toplam (165) cilt eser vakfettiği tarihi kaynaklara dayanılarak açıklanmış bu lunmaktadır. Ayrıca, (İsmail Hakkı KONYA¬Lİ) tarafından bu (165) cilt eserin, İstanbul (TÜRK ve İSLAM ESERLERİ MÜZESİ)nde muhafaza edildiği belirtilmiştir. KONYALI'nın verdiği bilgiler ışığında: Müze kayıtlarına göre sözkonusu eserlerin tamamının müzenin zimmetinde olması gerekir. Fakat, yakın yıllarda yapılan bir inceleme sonunda Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesinden müzeye intikal ettiği söylenen güzide eserlerin pek çoğunun ortada olmadığı, ancak:

12 parça çeşitli yazma eser 4 adet kur'an,  38 Kur'an cüzü 333 Hadis fıkıh, olmak üzere, (387) adet yazma eserin mevcudiyeti çok şaşırtıcı ve düşündürücüdür. Tamamiyle (Gebze İlçesi)nin malı olan, hattâ tarihi mirası olan ve Çoban Mustafa Paşa Vakfının özel kütüphanesinde muhafazası gerekirken, hangi nedenle, hangi işgüzar kimseler tarafından ,adı geçen müzeye (165) cilt Vakıf eserinin verildiği bilinmemektedir!.. (165) ciltlik eserin asıl sahibi Çoban Mustafa Paşa Külliyesdir!.. Pek çok baha biçilmem eserin ortadan kaybolması konusunda hesap sorulması ve mevcut eserlerin Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesine iadesi gerekir!..

• Sayın Tamer ER YİĞİT, Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesinden, İstanbul (Türk ve İslâm Eserleri Müzesi)ne gönderilen (165) cilt eser hakkında: Temsilcimiz Yılmaz UYAR'ı görevlendirerek, müze bünyesinde kapsamlı bir araştırma yaptırdığınızı biliyoruz. Aldığınız sonuçlar acaba olumlu mu, olumsuz mu? Bizi bu konuda aydınlatır mısınız?.

— Evet... Çoban Mustafa Paşa Kütüpha nesinden (Türk ve İslâm Eserleri Müzesi)ne intikal ettiğini tesbit ettiğimiz (165) cilt külliyeye ait eserler hakkında ciddi bir araştırma yapılmasına zarûret hâsıl olduğundan böyle bir çaba ve gayret içine girdik!.. Arkadaşımız yılmaz uyar a  İstanbul'daki  çalışmalarını  sonuçlandırarak, hâlen müze kayıtlarında yer alan   Çoban Mustafa Paşa kütüphanesine  ait  envanter listesini gönderdi. Maalesef aldığımız  sonuç olumsuz.    

Türk ve İslâm Eserleri Müzesinde bugün mevcut eserler pek azdır!.. Çoğunluklu eserin büyük bir bölümü ortada yoktur. meselâ: İsmail Hakkı KONYALÎ'nm tesbitlerine  (47) adet elyazması KÜR'AN'dan, sâdece (4)    adedi müzede mevcuttur!..    (165) cilt eserin büyük ölçüdeki bölümü kayıplara  Karışmıştır. Gerçek bir mukayese imkânı .«sağlamak için, Yılmaz  UYARın  Müze yetkililerinden temin ettiği resmi envanter dökümlü kitap    listesini, ilgilenenlerin önüne sermek lâzımdır! Sözkonusu liste aynen şöyle:

Gebze Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesinden Türk ve İslâm Eserleri Müzesine gelen yazma eserler: Envanter:

No:       Eserin Adı:

53           Kur'an-ı Kerim, 308 Kur'an-ı Kerim, 309 Kur'an-ı Kerim, 310         Kur'an-ı Kerim, 651- 575 Cüz 1394-1403 Cüz, 1543                Keşşaf Tefsiri, 1544         Keşşaf Tefsiri, 1545         Keşşaf Tefsiri, 1546         Tefsir-i Teysir, 1547        Tefsir-i Razı, 1548                Tefsir-i Razı, 1549 Tefsir-i Razı, 1550        Tefsir-i Razı, 1552Tefsir-i Razı,  1553        Tefsir-i Razı, 1554            Tefsir-i Razı, , 1555      Tefsir-i Razı, 1556            Tefsir-i Razı, 1557            Tefsir-1 Razı 1553  Tefsir-i Razı, 1559       Tefsir-i Razı, 1560            Tefsir-ı Razt, 1562Tefsir-i Razı, 1563        Tefsir-ı Razı , 1569 Keşşaf, 1571-1584 Basit, 1585  Tahkik el tefsir ifi  Kitab el müftah "1  Tefsir-i Razi 91   Mirat al Ta'vil 12   Haşiye-i Keşşaf, 97     el Durer el Masun, 98    Kitab-el Camii, 1599        el Camı Sahih al Buhari, 1600                el Cami Sahih al Buhari,1601-1604  el Mesned al Sahih al Müslim, 1605-1612  Fethan al Bâri min Şerh al Buhari, 1616-1615   Sahih-i Müslim,1616-1662  Sahih el Buhari, 1673  Sahih el Buhari

1684 Hadis

1686  Hadis,  1705-1713   Hadis Şerhi,  1714-1731 Maksut,  1734-1760 Şerhler,  1765-1769   el Mabsut,  1780-1777  El Mabsut , 1780-1783* Fetva ile ilgili 1821-1978  Karışık eserler,

2016   Hilyetül fazl,  2045  Mesnevi (Divan Edebiyatı Müz.),  2067-2068  Şeritinin Makama-tı Hariri Şerh),  2069  Eş'ar al Malumât,  2071  Davud Kayserinin Şerhî,   2075 Muhtasar,2083   Ali Kuşçunun Riyaziyet ve Tabiata ait eseri, 2087                Kanun-u Şahin Şah, 2088zNesayıh-ı Süleyman!,  2090  Kitab-ı Muhtasar-ı Telhis, 2091   Kitab-ı Mutavval 2092-2093   Şerhi Hikmet al Evsak

  * (Türk ve İslâm Eserleri Müzesi) hakın nda bize kısaca bilgi verir misiniz?

 

— Tabii Sayın YÜKSEL, (Türk ve İslâm Eserler^ Müzesi: Cumhuriyet döneminden önce, 1914 yılında (Evkaf-İslâmiye Müzesi) adı alt nda, Mustafa Hayri ismindeki bir zatın şahsi gayretleriyle, (İstanbul Süleymaniye Kül iyesi )nin bir bölümünde kurulmuştur, (Türk ve İslâm Eserleri Müzesi) adını, 1927 yılında Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmasiyle almıştır. 1983 yılında ise: Çağdaş müzecilik anlayışına uygun olarak İbrahim Paşa Sarayında yeniden düzenlendi.

Anadolu Medeniyetleri çerçevesinde zenginleştirildi. Anadolu ve Anadolu dışı Türk -İslâm sanatından oluşan eserlerden kapsamlı bir kolleksiyon meydana getirildi. Bu müzenin ana bölümleri şunlardır: (Anadolu Eserleri Bölümü Anadolu dışı eserleri bölümü, Cam, Metal ve Seramik Bölümleri, Taş Eserler Bölümü, Halı Bölümü, Ahşap Eserler Bölümü, Elyazması Eserler Bölümü). Ayrıca, müze bünyesinde: Konferans Salonu, çeşitli onarım atölyeleri, laboratuvarlar, fotoğrafhane ve cilt yapım bölümleri bulunmaktadır.

•             Sayın YİĞİT, son sorumuz: Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesinin sözkonusu durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu hususta Gebzelilere bir mesajınız var mı?

— Bu kütüphane (Çoban Mustafa Paşa Külliyesi)nin önemli bir parçasıdır. Yaklaşık (5) asırlık büyük bir mâziye sahiptir. Kütüphanenin öz malı olan (165) ciltlik tarihi ve baha biçilmez elyazması kitabın, büyük  bölümünün bugün yerinde yeller esmektedir! Yapılan araştırmalar sonunda, envanter lis tesinde de görüleceği üzere, bu (165) cilt eserden, ancak küçük bir bölümünün (İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi)nde olduğunu tesbit ettik. Her biri milyonlar değerindeki ciltlerce tarihi elyazması eserin, çok büyük bir bölümünün kimlerin elinde, kimlerin evind' bulunduğu bilinmemekte ise de, yağmalanmış olduğu bir gerçek olarak karşımızda  durmaktadır. Durum vahimdir!.. Çok yönlüdür, düşündürücüdür!.. Doğrudan doğruya, Türk Kültür Varlığına indirûen acımasızca bir dar bedir!..

•             Verdiğiniz, bilgiler yaptığınız değerlendirmeler İçin, teşekkürler Sayın Eryiğit!..

 

    ÇOBAN MUSTAFA PAŞA CAMİSİ:...

Cami, Çoban Mustafa Paşa Külliyesi topluluğunun tam ortasında ve Gebze'ye hakim merkezi bir mevkide bulunmaktadır. (1510) yılında Çoban Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kare planlı, üzeri dört sütunun taşıdığı (24) metre yüksekliğindeki geniş bir kubbe ile örtülüdür. Duvarları taş zemin üzerine kesme taş ve muntazam tuğlalarla örülmüştür. Ayrıca, caminin etrafı (2,5) metre yüksekliğinde oldukça kalın duvarlarla çevrilidir. Her cephesinde bir tane olmak üzere, dört giriş kapısı vardır. Mihrap ve duvarları (Kufi) yazılarla süslenerek, renk düzeni görkemli Türk Çinileri ile sağlanmıştır.

ÇOBAN MUSTAFA PA§A KÜLLİYESİ:

Osmanlı Döneminden günümüze kadar gelebilen, hâlâ ayakta durabilen en büyük tarihi eserlerden biridir. Bu görkemli külli yenin planı Mimar Sinan'a çizdirilmiş, kalfası Hüseyin Ağa'ya da inşa ettirilmiştir. Külliye: Hamam, Kervansaray, Paşa Odaları, Tekke Cam, Medrese, Bimarhane, Kütüphane, Han, Arşiv, Helâ, Su Kuyusu, Şadırvan ve bir Tür-be'den oluşmaktadır. Külliyenin bir girişinde Kanuni Sultan Süleyman'ın bir (TUĞRA) sı göz? çarpmaktadır. (500) seneye yakın geçmişe sahip bu Külliye' de (50) kubbe bulunmaktadır. Çoban Mustafa Paşa Külliyesi'nin bazı birimleri ve özellikleri:

1.            MEDRESE:

Bir zamanlar Şeyhülislam Zembilli Ali Efendi'nin de dersler verdiği söylenen Medrese, Çoban Mustafa Paşa Camisinin sol kesiminde yer almaktadır. Ahşap hatıllı, moloz taşlardan inşa edilmiştir Tuğlalarla örtülü kubbelerle örtülmüş olup, dershaneler kare planlıdır. İç girişi mevcuttur. Bu Medrese, İmparatorluk devrinde, yüksek öğrenim yaptırılan bir okul durumundadır.

2.            İMARETHANE:

İmparatorluk devrinde Gebze'de bulunan tek imarethanedir Çoban Mustafa Paşa Camisinin sağ kesiminde yeralan bu yapı, tamamiyle moloz taşlardan yapılmıştır. Kubbeli ve dikdörtgen planlıdır. Duvarları tuğla hatıllıdır. Türbe avlusundan (2.63) metre yüksekliktedir. Pencereleri ayrı bir görünümdedir.

3.            HANKAH:

Kervansarayın solunda, külliyenin avlu bölümündedir. Kubbeli bir zikir yeri vardır. (12) Derviş Hücresi mevcud olup, bu hücreler (10)u çapraz, (2)si beşik tonozla örtülmüştür. Kareye yakın, dikdörtgen plânlı olan hücrelerin ayrıca, içlerinde birer (Ocak) ile, ikişer gözlü (Raf) lar bulunmaktadır.

4   PASA ODALARI:

Sekiz odadan ibaret olan bu yapı, cümle kapısının yanı başında yer almıştır. Avlunun sağındadır Kare planlı odaların, sadece (6) sın da (Ocak) ve (Raflar) vardır.

5. KERVANSARAY:

Çoban Mustafa Paşa Camisinin karşısında bulunmaktadır. Dikdörtgen plânlı ve kubbeldir. Duvarları tuğla hatıllı, moloz taşlardan örülmüştür. Giriş kısmı kesme taşlardan, basık kemerlidir. (2.40x5.10) ölçüsündedir. Girişten, yan duvarlardan birer ocağın bulunduğu kare plânlı ve kubbeli bir bölüme, bu bölümden de (ahır) adp verilen hayvanların mahsus bir bölüme geçilmektedir.

Kervansaray, Çoban Mustafa Paşa Külliyesi'nin ayrı bir bölümünü teşkil etmektedir. Eski çarşının büyücek bir bölümünü kapsamaktadır. (1520)lı yıllarda Mimar Sinan'ın planını çizdiği Hüseyin Kalfa'nın inşaasını tamamladığı bu tarihi Kervansaray (1986) yı¬lma kadar. Gebzeli Göçeoğulları'nın fuzuli işgalinde bulunmakta idi. Ancak, mahalli belediyenin büyük gayret ve çabaları ile Göçeoğulları'nın elinden alınmıştır. (1200) metrekarelik bir alanı kaplayan tarihi Kervansaray, toplam (2000) beygir ile (üçbin) insan alabilecek kapasitededir. Kervansarayı eski haline dönüştürmek için çalışmaların sürdürüldüğü belirtilmektedir.

6.            BİMARHANE:

Çoban Mustafa Paşa Camisinin sol kesiminde, üzerleri kubbelerle örtülü (10) odadan  oluşmaktadır.   Burası günümüzdeki hastanedir.

7.            KÜTÜPHANE:

Külliyenin avlu kapısının yanında bulunmaktadır. İki odadan ibaret olup, mun tazam tuğlaların sıralandığı kesme taşlardan yapılmıştır.

8.            ŞADIRVAN:

Külliyenin tam merkezi yerinde bulunan şadırvan, onikigen planlıdır. Oniki köşesinde de musluklar mevcud olan bu şadırvanın üzeri, piramit biçiminde bir çatıyla örtülmüştür. Yakın tarihlerde küçük bir onarım gördüğü söylenmektedir. Hâlâ kullanılmaktadır.

9.            TÜRBE:

Cami'nin arka bölümündeki avlunun ortasında bulunmaktadır. Sekiz planlı olup, giriş kısmı, tamamiyle mermerlerle kaplıdır. Külliyenin banisi Çoban Mustafa Paşa burada gömülüdür.

ÇOBAN MUSTAFA PAŞA VAKFI:

Çoban Mustafa Paşa Külliyesi'nin maddi giderlerini karşılamak amacıyla, külliye'nin banisi tarafından kurulan zengin bîr vakıftır. 3u büyük vakıf: Gebze'de (98) dükkân, bir köy, Eskihisar'da (5) fırın, Filibe'de değirmenler, Edirne'de bir han'dan ibarettir.

Yorum Gönder
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir. Teşekkür Ederiz.
Yorumunuz onaylanmıştır, teşekkür ederiz.
Ad Soyad
Yorumunuz