Tilkiyi çok beğenen çiftliğin Hayvan Kaynakları Müdürü, “Ne ücret istersin” diye sormuş. Tilki, “Valla ben gülmekten söyleyemeyeceğim, ne verirseniz” demiş.
“Şeyini şey ettiğimin şeyi”, “Ananı da al git”, “Artistlik yapma lan”, “Bahtsız bedevi… kutup ayısı” gibi lafların günlük söyleme girmesinden sonra
AKP’li Şamil Tayyar, “İster merdivenleri boyasınlar, ister kıçlarını” dedi.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç da, olimpiyat oyunlarının Japonya’ya verilmesinin ardından “Kına stokları tükendi” deyince günlük jargonun ne hallere düştüğünü daha da gördük.
Bizim küçük İrem Güney, “Teyzeciğim bunları gerçekten onlar mı söylüyor? ” derken şaşkınlık içinde.
Gençlerin ayak izlerinin arkası, yaşlıların ise ön tarafı daha derin oluyormuş. Çünkü gençler dik, yaşlılar ise öne doğru hafifçe eğilerek yürüyor.
Bu jargonla mı gençler iz sürecek, çok komik. Neye iltifat ederseniz ona müstahak olursunuz. Çünkü marifet iltifata tabidir.
İbn-i Sina “Bilim ve sanat iltifat görmediği ülkeyi terk eder” demiş, var mı bilim sanat ülkemizde?
İnsanı, çevresinden gelen olumlu ve olumsuz mesajlar, eleştiriler geliştirir. Olumlu eleştiriler kişiyi geliştirmenin yanı sıra mutlu eder, yüreklendirir, motivasyonunu artırır.
Nasreddin Hocaya sormuşlar, ‘abdestsiz namaz kılınır mı?’ diye, ‘Ben kıldım oldu’ demiş.
Kimseyi umursamayan, ‘Ben yaptım oldu, ben söyledim doğru’ zihniyeti, tükenir bir yerde.
Sözün özü; edep yahu…