banner1006
 Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tahir Büyükakın’a açık mektup yazarak; köylere önem verip, tarım ve hayvancılığı geliştirip, Kocaeli’yi kendine yeten bir il haline getirmesi için çalışma başlatmasını istiyoruz.

Korona vebası salgını köy hayatı, tarım, ziraat ve hayvancılığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı.

Salgından sonra insanlar köylere ve kırsal bölgeye akın ediyor. Bilim, teknoloji ve sanayi bölgesi olan Kocaeli’de köyler cazibe merkezi haline geldi. Tarım ve hayvancılık çok önemli iş kolu oldu.

Büyükşehir’den Büyük Proje

TÜBİTAK iş birliği ile Kandıra’da başlatılan, çok önemli olduğuna inandığımız Tarım ve Aromatik Bitki Projesi kapsamında Kocaeli bölgesindeki marka ürünler teşvik edilmeli, köy hayatı yeniden düzenlenmeli.

Kocaeli Bilincinin Önemi

Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Bey öncelikle işe Kocaeli’de kentlilik bilinci ve kente aidiyet duygusunu güçlendirecek çalışmalar yaparak başlamalı.

Acı ama gerçek, Kocaeli’de yaşayan insanlarımız Kocaeli’yi gezmiyor. Bir günde gezilip görülme imkanına sahip Kocaeli bölgesinde doğup büyüyen birçok insan yaşadıkları ilçeden çıkıp diğer ilçeleri gezmiyor.

Kocaeli ile ilgili Gebze Gazetesi’nde daha önce yazdığım yazıyı burada paylaşmak istiyorum;

http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=5675

Kocaeli’nin Tarım ve Ziraatta Marka Değerleri

Kocaeli’min marka değeri olan tarım ve hayvancılıktaki ürünler ile ilgili bilimsel ve tarihi araştırmalar yaptırıp, yeniden bu ürünlerin yetiştirilmesini teşvik edin.

Kocaeli bölgesinin marka ürünleri

Gebze bölgesinin kiraz, üzüm ve meyve çeşitleri, enginar, koyun yoğurdu, keçi peyniri, kuzu dolması ve zeytinleri…

Gebze bölgesinde halen tarım ve hayvancılık yapılıyor. Seralar ve çiftliklerde birçok sebze üretiliyor.

Gölcük bölgesinin kokulu kara üzümü, Körfez Yarımca kirazları, Hereke inciri, Değirmendere fındığı ve elması, Eşme ayvası, Kartepe bölgesinin armut, hurma, erik, elma, kestane ve kızılcığı, Derince Çene Suyu ve Mancarlı Manav Pidesi, Kandıra manda yoğurdu, karpuz, mısır, sebze ve Kefken fındığı Kocaeli’nin tarım, ziraat, meyve ve hayvancılıkta çok sayıda marka değeri olan ürünlere sahip olduğunu gösteriyor.

Kocaeli’nin sayarak bitmeyecek tarım, ziraat, hayvancılık ve meyvede çok sayıda ürünü ve marka değeri var. Bu ürünler ve tarımdaki marka ile ilgili Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ciddi bir çalışma yapmalı. Bilimsel araştırmalar yaptırıp Kocaeli’deki köy hayatını teşvik ederek Kocaeli’yi tarım, ziraat ve hayvancılıkta kendine yeten bir il haline getirebilir.  Bu konuda Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tahir Büyükakın’a büyük görev düşüyor.

Gebze Sığırlık Merası Yörük Obası

Kocaeli’nin marka değerlerinden olan Gebze bölgesi, Denizli Köyü tarihi Sığırlık Merası Yörük Obası canlandırılmalı. Gerçek anlamda hayvancılık yapacak insanlara bölge açılmalı. Büyükşehir Belediyesi ile Tarım Orman Bakanlığı arasında bir protokol yapılarak, büyük ve küçükbaş hayvancılık bu bölgede teşvik edilmeli.

Sığırlık Merası ile ilgili daha önce yazdığım yazı ve makaleler;

http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=2205&t=makale

http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=4248&t=makale

https:/belgeselciismailkahraman.wordpress.com/2013/07/18/gebze-sigirlik-merasi-tarihi-yoruk-obasi/amp/

https://issuu.com/dunyadadevrialem/docs/y_r_k_kitab__16ad8b89c7f714

http://www.sanalbasin.com/son-yoruk-obasinda-son-bahar-22521992/

Kocaeli’nde köy hayatı, tarım, ziraat ve hayvancılık tarihi ile ilgili daha önce Gebze Gazetesi’nde yazdığım makalenin özetini sizlerle paylaşıyorum.

YÖRÜKLER VE MANAVLARIN KOCAELİ’YE GELİŞLERİNİN TARİHÇESİ!

1326 yılında Sultan Orhan döneminde Bursa alınır ve Osmanlı’nın başkenti yapılır. Bursa’nın alınmasından sonra Sultan Orhan kurmaylarını toplar ve hedef gösterir: İzmit ve çevresi alınmalı ve İstanbul’a yaklaşılmalıdır. Toplantıda bulunanlar daha sonra Gemlik’ten İzmit Körfezi’ne kadar tüm şehirleri fethederek Marmara Körfezi’nin Osmanlı’nın olduğu mesajını verir. Öbür taraftan Akçakoca/Kocaeli, Sapanca, Adapazarı, Karasu, Kocaali, Kefken, Kandıra ve Kaynarca’da fethedilmiştir. Kara Abdurrahman tarafından Pendik ve Kartal’a kadar bölge fethedilerek İzmir çevresi Müslüman Türkler tarafından sarıldı. Hatta Akçakocaoğlu İlyas Beyi Gebze ve civarına gönderdi ve Oğlu İlyas’da buraları Osmanlı topraklarına kattı. Kısaca 1326’dan 1340 yıllarına kadar bu fethedilen yerlere Türkler, Oğuzların kayı boyu olan Türkmenler yerleşmeye başladı. İlk yerleşimler Mollafenari, Karamürsel, Ahçathalıdere, Ilaşlı Örcün Köyü, Suadiye, Arman, Akçakese Kaynarca, Kaymas ve Kandıra gibi yerlere oldu. Fetih sırası İzmit’e geldi. İzmit’in fethi de Tarih kitaplarında 1332 veya 1336 yazmaktadır. Kocaeli yarımadası dediğimiz ve bölgenin Türkmenleşmesi böylece tamamlanmış oldu. Tabi bu arada söylemeye gerek yok Taşköprü ve civarı bölgelerde fethedilmiş oldu. O gün Türkmen Yörük boyları olan ilk yerleşimciler daha sonra Ermeni ve Rumların yerleşik Türkmenlere sebze ve meyvecilik yaptıkları Osmanlı Payitahtına götürdükleri için sizler, “Osmanlı’nın manavsınız.” demişlerdir. Bu halk manav ismiyle anılır olmuştur. Daha sonra Ege, Akdeniz ve Marmara Orta Anadolu Bölgesi’nden gelen Oğuz Türkmen aşiretleri, bugün Yörük olarak tanımladığımız bu insanlar Gebze civarı özellikle Sığırlık, Çenedağı, Derince, Hereke, kandıra, Kefken, Babalı, Kaynarca, Denizli Köyü, Karasu, Akçakoca, Şile, Ağva, Bağırganlı kısaca sahil kesimlerine yerleştiler. Önceden gelen Yörükler, manavlarla bir ve beraber oldular. Tabi ki bu arada 1877-1878 Osmanlı-Rus harbi sonunda, Kocaeli özellikle Balkanlardan çok miktarda göç aldı.

Dünyada en verimli, 13 başlı başak veren ay çiçeğini Gebze’de TÜBİTAK’a komşu olan inşaat kalfası Abid Usta evinin bahçesinde yetiştirdi.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934