Her şeyi Kurban Bayramı’na bağlamış ve bütün işleri bayramdan sonraya havale etmiştik. Acısıyla, tatlısıyla bir kurban bayramını daha geride bıraktık. Kendi kendimize Kurban Bayramı’nı nasıl geçirdik diye sorsak, zannediyorum bayram ruhundan uzak, araç üstünde koşuşturma ile adeta bir rüzgarın önündeki yaprak gibi savrularak geçirdik diyebiliriz. ,
Bayram dolayısıyla milyonlarca insan yollardaydı. Meydana gelen trafik kazalarından dolayı bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde 100’den fazla kişi hayatını kaybetti. En çok trafik kazası bayram tatillerinde meydana geliyor. Maalesef trafik kurallarına uymuyor, trafikte kendi hakkımıza riayet etmeden, diğer insanların can ve mal güvenliğini tehlikeye sokuyoruz. Bu bayramı trafik kazaları ile insanların kurban olduğu bayram olarak anacağız.
HACDAKİ FACİANIN SORUMLUSU KİM?
Bu yılda Kurban Bayramı’nı hacdaki yüzlerce insanın öldüğü kaza ile anmış olacağız. Önce vinç kazası, ardından da izdiham. Sonuç olarak bine yakın insanımız hacda kaza sonucu vefat etti. Bugüne kadar hacdaki bu tür kazalardan dolayı binlerce insanımız ölmüştü. Hiçbirinden ders ve ibret alınmadı. Son olarak meydana gelen kazada yüzlerce kişi öldü. Sorumlusu ortada yok. Bu olayın bir numaralı suçlusu Sudi Devlet yönetimi ve tüm İslam coğrafyasıdır. Doğru dürüst dinimizin temel şartlarından birisi olan hac farizasını bile yerine getiremiyoruz.
Hele vinç kazası ise tam anlamı ile sorgulanacak, sebep ve sonuçları çok iyi araştırılması gereken bir olay. Yaptığım araştırmaya göre bir türlü Kabe’nin etrafında inşaat bitmiyor. Daha doğrusu bitirilmek mi istenilmiyor? Bu inşaatı yapan firmanın Genel Merkezi’nin İngiltere’de olması gerçekten düşündürücü. Bu inşaat firması ile ilgili ciddi araştırma yapılıp, firmanın sahipleri kimler, asıl amaçları nedir diye islam ülkelerinin sorgulaması gerekir. Tüm islam ülkeleri, hac organizasyonunda söz sahibi olmaları, bu işi sadece Sudi yönetimine bırakmamaları gerekir.
GEBZE’DE BAYRAM NASIL GEÇTİ?
Ben şahsen Kurban Bayramı’nda şayet yurtdışı bir davet yok ise Gebze’de kalmayı tercih ediyorum. Zira bazı Sivil Toplum Örgütleri yurtdışı kurban kesim faaliyetlerine davet ediyorlar. Bu yıl Malezya’dan yeni döndüğüm için gitmek istemedim. Gebze’de kalarak Kurban coşkusunu Gebze’de yaşamayı arzu ettim.
Kurbanımızı ailecek kestikten sonra, babamın ve halamın mezarının bulunduğu Gebze Mezarlığı’nda aile kabristanlığını ziyaret edip, aile kabristanlığındaki birinci cihan harbi şehidi dedem merhum Kandazoğlu İbrahim için sembolik olarak yaptığımız anıt mezarda tüm geçmiş ve şehitlerimiz için oğlumla Fatiha okuyup, dua ettim. Ardından Gebze Şehit ve Gaziler Derneği Başkanı Mahmut Kaya ile birlikte Gebze Şehitliği’ni ziyaret ettik.
Gebze Şehitliği’ndeki şehit mezarlarını ziyaret ederek burada oğlum Ahmet Emirhan Kahraman’la Fatiha okuyup, dua ettik. Gebze Şehit ve Gazi Derneği Başkanı Sayın Mahmut Kaya tek oğlunu terör ile mücadelede şehit vermişti. Onun oğlunun çok ayrı bir hikâyesi var. Nişanlısı 7 sene evlenmeyerek şehidin mezar taşına nişan yüzüğünü bağlamış. Şehide vefa borcu ve saygısını göstermiş.
Şehitliğe Gebze Belediyesi tarafından yapılan büyük anıt gerçekten çok güzel olmuş. Keşke bu anıtı şehit mezarlarının yanına yapmak yerine Gebze Merkez’de şehitler parkı adıyla yapılacak bir parkta yapılıp, buna sadece terörle mücadele sonucu şehit olanların ismi değil, Genel Kurmay Başkanlığı kayıtlarında Gebze bölgesinde şehit olan 157 şehidin isimleri de yazılsaydı çok güzel olurdu.
GEBZE MEYDANI’NDA BAYRAMLAŞMA
Gebze Meydanı’ndaki bayramlaşma eskiye oranla fazla kalabalık olmasa da samimi ve güzel geçti. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Vali Yardımcısı ve Kaymakam vekili, Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker, daire müdürleri ve vatandaşlar katıldı. Bayramlaşma töreninde uzun zamandır görüşemediğimiz dostlarla el sıkışıp, hasret giderdik. Bayramlaşma törenine Gebze eski Belediye Başkanı İbrahim Pehlivan’ın katılması dikkat çekti.
FİKRİ IŞIK GEBZE MİLLETVEKİLİ Mİ?
Gebze Meydanı’ndaki bayramlaşmanın en anlamlı konuşmasını Belediye Başkanı Adnan Köşker’den sonra Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Fikri Işık yaptı. Sayın Işık’ın konuşmasının can alıcı noktası, 1988 yılına kadar Gebze’ye bağlı Herekeli olduğunu vurgulamasıydı. Sayın Işık, bir anlamda kendisinin Gebze bölgesi milletvekili adayı olduğunu da açıklamış oldu. Daha öncede eski Bakan Nihat Ergün’de kendisinin Gebze bölgesi milletvekili olduğunu söylemişti. Zira 1936 yılına kadar Gebze’ye bağlı Taşköprü nahiyesinin Karayakuplu köyü nüfusuna kayıtlı olduğunu açıklamasına bu köşede daha önce geniş yer vermiştik.
Gerek Sayın Işık, gerekse Sayın Ergün bu kadar tarihi geçmişi zorlamadan Gebze bölgesinin hakkı olan milletvekili aday sıralamasında Gebze bölgesine hak ettiği yeri verebilselerdi. Ama bunu yapamadılar. Tıpkı geçmişte Nihat beyin yapmadığı gibi. Son olarak Gebze bölgesine sıralamada hak ettiği yeri Sayın Işık’da vermedi diye düşünüyorum. Keşke seçilebilecek noktada Gebze bölgesine milletvekili sıralamasında AK Parti diğer partiler gibi yer verebilseydi.
Bayramda siyaset yazmamayı düşünüyordum ama dolaylı olarak yine siyasete girmiş olduk. Bu bayramın en güzel olayı Rusya’da muhteşem bir caminin açılışıydı. Cami açılışı bir anlamda sadece Rusya tarihine değil, İslam medeniyeti tarihi içinde bir milad oldu. Sizleri camii açılışı ile ilgili yazdığım notlar ve basında yer alan haberlerle baş başa bırakarak, bayram yazımı noktalamak istiyorum.
Rusya coğrafyası İslam tarihi açısından çok önemli bir ana tanıklık etti. Moskova'da cami açılışına Rus liderin katılması bir milat diye düşünüyorum. 150 milyon nüfusa sahip Rusya'da her ne kadar resmi veriler 20 milyon Müslüman var deseler de, Rusya’da 50 milyona yakın Müslüman yaşıyor Her yıl 10 Haziran’da Tataristan İdil Boylarına İslam’ın gelişi kutlanır. Geçtiğimiz yıl 1000 yüzüncü yılını kutladılar. Rusya’ya İslamiyet, Hristiyanlıktan 60 sene önce gelmişti. Tarihi Bulgar kentindeki törenlere bizde katılarak belgesel çekmiştik.
RUSYA’DA TARİHİ CAMİİ AÇILIŞI
Moskova'da Türkiye'nin de katkılarıyla inşa edilen şehrin en büyük camisi Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ve Abbas'ın katıldığı törenle ibadete açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile birlikte restore edilen 111 yıllık Moskova Merkez Camii'nin açılışı yapıldı.
‘MESCİD-İ AKSA'NIN KUTSİYETİ İHLAL EDİLİYOR'
Erdoğan caminin Rusya Müslümanlarına hayırlı olması mesajı verdi. Erdoğan'ın açıklamaları özetle şöyle: Biz bu güzel manzara karşısında memnuniyetimizi dile getirirken, maalesef dünyanın bazı yerlerinde tam tersi görüntüler yaşanıyor. İsrail'in Filistin'de izlediği ayrımcı politikalar, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın basılmasıyla tehlikeli bir noktaya getirildi. Tolstoy'un şu sözüyle tüm dünyaya sesleniyorum: Hayatta en önemli uğraş iyiliktir. Tolstoy başka bir hikâyesinde art niyetle yakılan ateşin o evle birlikte tüm köyü yakabileceğini söylüyor. Bölgemizdeki gelişmelere de bu açıdan bakmalıyız. Ortadoğu'da yanan ateşi, iyilikle, adaletle, vicdanla söndürmeye çalışmalıyız. İşte biz bunun için sınırlarımıza gelen 2 milyon mağduru hiç tereddüt etmeden kabul ettik. İşte bu yüzden bu insanlara, elimizden gelen yardımı yapıyoruz.
RUS LİDER PUTİN GİZLİ MÜSLÜMAN MI?
Putin’den sonra Rusya’da İslamiyet’e çok büyük önem verilmeye başlandı. Gazeteci ve Devri Alem belgesel program yapımcısı olarak başta Moskova olmak üzere Rusya’nın Senpetersburk, Soçi ve Rusya’nın özerk cumhuriyetleri Tataristan, Çeçenistan, Çuvaçistan, Başkurdistan, Mari, Tuva, Hakas ve Güney Sibirya bölgesinde belgesel çekerken bir çok camide, Müslüman ile söyleşi yaptık. Son Tataristan gezimde Rus lider Putin’in ikinci eşinin Tataristan’ın başkenti Kazan’da Müslüman bir ailenin kızı olduğunu öğrendim. Putin’e atfen söylenen şu söz çok önemli; “Rusların geçmişi biraz araştırılırsa altında Tatarlar çıkar.” Diyen Putin acaba gizli Müslüman mı yoksa her şeyin aslına geri döndüğü gibi Putin’de aslına gerimi dönüyor?