Yüzümdeki her bir çizginin derinliği kadar sabrettim şu dünyaya,
insanlara,
savaşlara...
Güneş çıplaklığında, çorak topraklara selam verecek yağmura,kışa,bahara...
Bekledim işte bir umudun tohumunda.
Sonra gelmedi yağmurlar...
Hep sonralarda ben:
Sabrı ağzında, öyle yüreği üzerine diz çöker gibi gitmeyi bekledim. Pabuçları elinde çocuklar gibi , sona at koşturan ömrümü giydireni bekledim.
Bekledim işte,
Sabretmekle gitmek arasında çıkmaz duraklarda.
Bekledim işte,
Şu üç günlük dünyanın dördüncü günü kadar.
Tuba YETİM