Geçtiğimiz gün Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta şiddetli bir patlama meydana geldi.  Beyrut Limanı'nda patlayıcı maddelerin bulunduğu bir depoda yangın çıktı. Depoda daha sonra şiddetli bir patlama meydana geldi. Tüm dünyanın gözü, yaşanan bu üzücü patlama nedeniyle Lübnan’a çevrildi. 2011 yılı Kurban Bayramı’nda, o tarihlerde TV 5 Televizyonu’nda da yayınlanan Devri Alem Belgesel programlarımızdan dolayı Cansuyu Derneği’nin daveti ile gittiğim Lübnan’ın başkenti Beyrut Baalbek ve Trablusşam’da araştırma yapıp, belgesel çekmiştik. O günlerde Gebze Gazetesi’nde Belgeselcinin Not Defteri köşesinde yazdığım Lübnan’la ilgili araştırma yazılarımın linkini sizlerle paylaşıyor, görüş, öneri ve yorumlarınızı bekliyorum.

http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=1179&t=makale

https://belgeselciismailkahraman.wordpress.com/2012/03/28/lubnanda-unutulan-turkleri-devr-i-alem-belgesellestirdi/amp/

Lübnan’ın başkentinde meydana gelen patlama, dünyada şok etkisi yaratırken patlamada çok sayıda insan ölmüş ve binlerce insan yaralanmıştı. Patlama ile ilgili sosyal medyada yer alan videoyu sizlerle paylaşıyoruz.

https://www.facebook.com/559850889/posts/10158412724975890/?d=n

Lübnan’da Ne Oldu?

Lübnan'daki Beyrut Limanı yakınlarında büyük bir patlama meydana geldi. Eski Başbakan Saad el-Hariri'nin evi yakınlarında meydana gelen patlamada ilk belirlemelere göre, Hariri'nin evinde ve çevre binalarda büyük hasar oluşurken, çok sayıda kişi de yaralandı.

Ölenlerin sayısının 135'e yaralananların sayısının ise 5 binden fazla olduğu patlamaya, 2 bin 750 ton amonyum nitratın sebep olduğu ifade edildi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Lübnan’da bulunan Türk vatandaşları hakkında bilgi verdi. Çavuşoğlu Twitter'dan yaptığı paylaşımda, "Lübnan'daki patlamada yaralanan vatandaş sayımız 6'ya yükseldi. 5'i hafif yaralı, ameliyat olan bir vatandaşımızın da durumu iyiye gidiyor. Aileleriyle de iletişim halindeyiz." açıklamasında bulundu.

Patlamanın neredeyse tüm şehirden duyulduğu ve patlama bölgesinden kilometrelerce uzaktaki binaların bile camlarının kırıldığı belirtildi. Lübnan Emniyet Müdürü tarafından yapılan açıklamada, patlamanın limanda bulunan patlayıcı özelliği bulunan ve yıllar önce el konulan maddeler nedeniyle gerçekleştiği ifade edildi.

Başkent Beyrut'taki hastanelerin birçoğunun tam kapasite çalıştığı ve halka kan bağışı çağrısı yapıldığı bildirildi.

"FELAKET BÖLGESİ" İLAN EDİLDİ

Lübnan'daki Beyrut Limanı'nda meydana gelen patlama nedeniyle Yüksek Savunma Konseyi, başkent Beyrut'u "felaket bölgesi" ilan etti.

Yüksek Savunma Konseyi'nin Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yapılan yazılı açıklamada, patlamayla ilgili soruşturma komisyonu oluşturulduğu ve bu komisyonun 5 gün içinde bir rapor hazırlayacağı belirtildi.

Açıklamada, Beyrut'un "felaket bölgesi" ilan edildiği ve Bakanlar Kurulu'na da başkentte "olağanüstü hal ilan edilmesi" tavsiyesinde bulunulduğu kaydedildi.

Görüşme öncesinde konuşan Avn, Lübnan'da büyük bir felaket meydana geldiğini ve gerçekleştirdikleri toplantının amacının gerekli yargı ve güvenlik önlemlerini almak ve halka yardım etmek olduğunu ifade etti.

Olayla ilgili soruşturma açılması ve sorumluların belirlenmesi gerektiğini kaydeden Avn, Arap ve yabancı ülke liderlerinden Lübnan'a destek mesajları geldiğini aktardı.

OLAĞANÜSTÜ HAL KARARI

Yüksek Savunma Konseyi, başkentte 2 hafta olağanüstü hal (OHAL) ilan etti.

Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın daveti üzerine gerçekleşen toplantının akabinde Savunma Konseyi'nden yapılan açıklamada, Beyrut'ta 18 Ağustos'a kadar 2 haftalık OHAL ilan edilmesine karar verildiği belirtildi.

Konsey ayrıca, ordunun, Beyrut'ta güvenliği sağlama görevini üstlenmesini, iç güvenlik güçleri, gümrükler, liman ve havalimanlarındaki silahlı güçler, silahlı koruma birlikleri ve itfaiyecilerin ordunun denetimine verilmesini kararlaştırdı.

Alınan kararlar arasında ayrıca, "yaralıların hastane masraflarının karşılanması için hastanelere fon tahsis edilmesi, hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat ödenmesi, patlamada buğday silolarının zarar görmesi nedeniyle buğday tedarikinde bulunulması, ithalat ve ihracat faaliyetinin devam etmesi için Trablus Limanı'nın hazır hale getirilmesi, oluşan zararın tespit edilmesi için Lübnan ordusuyla koordine içinde Yüksek Yardım Komisyonu oluşturulması ve bu komisyonun evleri kullanılamayacak duruma gelen ailelere barınak sağlaması, yabancı ülkelerden gelecek yardımlar için özel bir fon kurulması" yer aldı.

LÜBNAN BAŞBAKANI'NDAN İLK AÇIKLAMA

Patlamanın ardından açıklamada bulunan Lübnan Başbakanı Hassan Diyab, "Büyük felaket Lübnan'ı vurdu. Sorumlular bugün yaşananlar için bedel ödeyecek. 2014'ten bu yana orada bulunan bu tehlikeli depoyla ilgili tüm gerçekleri açığa çıkaracağız. Bütün kardeş ülkeleri Lübnan'la birlikte olmaya ve yardım etmeye çağırıyorum." ifadelerini kullandı.

Lübnan Başbakanı Hassan Diyab hayatını kaybedenler için çarşamba gününün ulusal yas ilan edildiğini duyurdu.

Belgesel Tadında Lübnan’da Devri Alem

Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta meydana gelen patlama haberinin ardından hepimiz kahrolduk.  Bu üzücü haberin ardından yıllar önce Beyrut’ta yaşadığım belgeselcilik ve gazetecilik anılarım canlandı zihnimde. Tarihe yolculuk ederek Lübnan ile ilgili yazdığım yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

‘’11 yıl önce Devri Alem Belgesel TV program ekibi olarak Lübnan’daki Türklerle ilgili araştırma yaparken, Türkiye’nin Beyrut Büyükelçiliği yetkililerinden büyük ilgi ve destek gördük.  Bizlere elçilikte Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) tarafından hazırlanan bir rapor verildi. Rapora göre Lübnan’da yaklaşık 9 bin Türkmen bulunuyor. Başkent Beyrut’taki Güneydoğulu Türk nüfusunun sayısı da 20 bin. Türkiye’nin son dönemde komşuları ve bölge ülkeleri ile yakınlaşması, bu ülkelerde yaşayan Türk varlığının da ortaya çıkmasını sağlıyor. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM), “Unutulan Türkler: Lübnan’da Türk Varlığı” başlıklı bir rapor hazırlamış. Lübnan’da her biri farklı bir tarihe sahip, kuzeydeki iki köyde yaşayan Akkar Türkmenleri, Baalbek şehri yakınlarına 5 küçük yerleşim birimi ve Suriye sınırındaki bir köyde yaşayan Baalbek Türkmenleri ile Girit Türkmenleri, Trablusşam’da yaşayan Abdülhamit Han’ın torunları, Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferine giderken bu Kavaşra bölgesine yerleştirdiği Türkler ve Beyrut’ta yaşayan çok sayıda Türk vatandaşımız olduğunu öğrenmiştim.

O dönem, Türkiye’nin Lübnan’da görevli Beyrut Büyükelçisi Devri Alem Belgesel programlarını izlediğini söylemiş ve bizimle yakından ilgilenerek, Trablusşam’da Türk Dostluk Derneği Başkanı ile bizi tanıştırmıştı.’’

Lübnan Hakkında Bilgi

Lübnan ile ilgili anılarımın kısa bir bölümünü sizlerle paylaştıktan sonra, Lübnan’ı daha da yakından tanımak için, coğrafyasını keşfetmek, bilgi sahibi olmak için değişik kaynaklardan derlediğim araştırma yazılarını sizlerle paylaşıyorum.

Doğu Akdeniz’in kıyısında bir Arap ülkesi olan Lübnan, resmi adıyla Lübnan Cumhuriyeti, Orta Doğu’da yer alır. Turizm açısından Orta Doğu’nun en çok ziyaret edilen ülkelerinden biri olan Lübnan’ın kıyı şeridine boydan boya Akdeniz’in masmavi manzarası hakimdir. Akdeniz ikliminin hâkim olduğu ülkede yaz turizmi oldukça gelişmiştir ve Lübnan bu sebeple Orta Doğu’nun en modern ülkeleri arasında yer alır.

Lübnan’ın başkenti olan Beyrut, aynı zamanda ülkenin kültürel ve ekonomik merkezi görevi görmektedir ve ülke tarihine ışık tutan müzeleriyle ünlüdür. Akdeniz’de stratejik bir konuma sahip olduğu için antik çağlara doğru uzanan köklü bir geçmişe sahip olan Lübnan, Akdeniz’de hakimiyet kurmuş önemli güçlerden biri olan Fenike uygarlığına da ev sahipliği yapmıştır.

Lübnan Gezilecek Yerler

Lübnan tarihi Fenikelilerle başlıyor. Hz. Ömer ile İslam ordularının fethine dek ülke toprakları Âsur, Yeni Babil, Pers, Makedon ve Roma hakimiyetinde kalsa da Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sırasında Memluk Devletine son vermesiyle Lübnan da Osmanlı sancağı oluyor.

Tam 402 yıl Osmanlı idaresinde kalan Lübnan’da, Beyrut şehri, Osmanlı Devleti’nin en büyük ve en gelişmiş şehirlerinden biri oldu. Lübnan Birinci Dünya Savaşı’nı takiben, Osmanlı’nın da yıkılmasıyla Fransa mandasına girdi. Mandanın 1943’te kaldırılmasıyla, hükumet ve idari sistemde dinlerin eşit etkisi esas olmak üzere hazırlanan Milli Pakt kabul edildi.

Buna göre, Lübnan batı ile dost olan Arap Birliği üyesi bir devlet oldu. 1945’te Birleşmiş Milletlere katıldı. Arap-İsrail savaşında, Arap devletleri safında İsrail’e taarruz etti. Savaşın sonunda yurtsuz kalan 400 bin Filistinli, Güney Lübnan’da mülteci kamplarına alındı. 1975’ten bu yana iç savaş muhtelif şekiller değiştirerek devam ediyor.

Lübnan’da halen uygulamada olan devlet geleneğine göre Cumhurbaşkanı Hristiyanlardan, başbakan Sünni Müslümanlardan, meclis başkanı ise Şii Müslümanlardan seçiliyor. 128 üyeli parlamentoda Hristiyanlarla Müslümanlar yarı yarıya temsil edilirken, Dürzi ve Nusayriler de Müslüman sayılıyor.

Beyrut’ta Gezilecek Yerler

Lübnan denenince akla gelen ilk yer şüphesiz Beyrut. Uzun yıllar süren savaşın yaralarını saran Ortadoğu’nun Paris’i eski günlerin ihtişamına dönüyor. Tipik bir Akdeniz kentinin tüm özelliklerini taşıyan kentteki Corniche Bölgesinde uzun yürüyüşler yapılabilir.

Beyrut’un en önemli cazibe merkezleri arasında yer alan Solider Meydanı, Yıldızlar Caddesi ve Eski Saat Kulesi Beyrut’un eski ihtişamını en iyi anlatan yerler. Yine Beyrut’ta mutlaka görmeniz gereken diğer yerlerden olan ve Rouche Bölgesi’nde bulunan Güvercin Kayaları ise Beyrut’un incisi. Beyrut’a yarım saat uzaklıkta bulunan ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan 7000 yıllık antik kent Baalbek (Byblos), tarih meraklıları için unutulmaz bir mekân.

Lübnan’da yaşayan herkes biraz da olsa İngilizce ya da Fransızca biliyor. Bu da bir turist için elbette bulunmaz bir lüks! Lübnan’a gitmek için bir sebep daha: Lübnan-İstanbul uçuşları sadece 2 saat sürüyor ve Lübnan T.C vatandaşlarına vize uygulamıyor.

Al Omari Camii,

Beyrut’un tarihi bir dokusu. 1153’de Hospitalier Şövalyeleri tarafından St. John (Vaftizci Yahya) adına yapılan bir kilise olan ve 1291’de Memlukler tarafından camiye çevrilen yapı çok ihtişamlı ve büyüleyici bir güzelliğe sahip. Mavi kubbesiyle çok uzaktan bile fark edilen tertemiz ve mis kokusuyla farklı bir atmosferi bulunan Al Omari Camii’nin dış mimarisi kadar kubbesi, avizeleri ve tavan süslemeleri de kesinlikle görülmeli.

Beyrut Ulusal Müzesi

Ülkenin kadim tarihine dair enfes detaylar veren çok zengin bir koleksiyona sahip. 1. Dünya Savaşı’ndan sonra toplanmaya başlanan eserlerle 1942’de hizmete açılan Beyrut Ulusal Müzesi, Lübnan iç savaşı sırasında büyük tehlike atlatmışsa da içindeki eserleri korunmuş. Müzede eski çağlardan, Fenike, Mısır, Roma, Bizans dönemlerinden hatta Osmanlı döneminden kalan pek çok tarihi eser bulunuyor. Müzede 100 bin parçanın üzerinde eser sergileniyor.

Evet Lübnan ve Beyrut’la ilgili anlatılıp söylenecek çok şey var. Lübnan’ın başkenti Beyrut’taki patlama ciğerlerimizi dağladı. Umarım en kısa zamanda patlama sonucu meydana gelen hasarın yaraları sarılır ve Beyrut eski haline kavuşur.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981