banner1024
  Bana çocukluğumu geri verin , geri verin korkularımı kaygılarımı sessiz tebessümlerin bağrında açan nazlı umutlarımı . Ne bir geçmiş özlemi bu bahsettiğim ne şimdiden kaçış sadece büyümenin yükü altında hasret duyulan güzelliklere masumca bir bakış .

Uçurtmalarım yoktu benim evcil hayvanlarım da kömürlüğümüzde kısa süreliğine misafir ettiğimiz Dursun ile Kader ‘i saymazsak . Ağaçların yosunlu gölgelerinde ayak altı yaprakların çıkardığı ses ve nefesle koşuşturduğumuz saklambaçları geri verin . İstop , yakar top , ip atlamaca ama illa da saklambaç olsun mütevazı sokağımızda.

Çat kapı gidilen habersiz misafirlikler, çayla ikram edilen bisküviler, elimizde pazar çantaları annelerimizin önünde yaptığımız hızlı yürüme yarışları.

Çabucak boşalan küçük tüpler , pul yapıştırılmış zarflar , rengarenk tebrik kartları, annemin hasret manileri ve daha pek çok güzelliği geri verin sevgili yıllar . Nemli toprakta saplanıp kalmış çivilerin gönül bağımızı ilmek ilmek dokuyan arkadaşlıklarını bir anlığına da olsa serin ayaklarımızın altına . Hop diye atlayalım ufacık bedenlerimizin kocaman rüyalarına.

Henüz kirlenmemiş İstanbul’umun sokaklarını , yollarını , yıllarını verin . Bahar gelmiş çiçekler açmış , kuşlar ötmeye arılar vızıldamaya papatyalar gelin edasıyla etrafı süslemeye başlamış kimin umurunda büyümüşken bu çocuk .

Karanlık gecelerden ürperirken tatlı tatlı aile büyüklerinden hikayeler dinleyen , yağmurlu fırtınalı havalarda kesilen elektriğe inat mum ışığında dersini aksatmayan küçük kızı çağırın geriye .

Dört çocukla yaşam mücadelesi veren bir terziyle bir ev hanımının kurduğu güvenli limanım evimi , ağabeyimin okula başladığımda bana aldığı fasulye ve çubuklarımı verin ne olur .

Uzun yolculuklar yaptım büyüdüm diye almayın elimden oyuncaklarımı almayın sürekli kemirdiğim sadık dostum kalemimi .

      Vefakar annem babam ağabeyim ablam kardeşim birlikte çıktığımız hayat serüveninde kırdıysam sizi haklarınızı helal ediniz .

İtiraf ediyorum ; sabahın erken saatleri siz var ya siz ne de çok benimleydiniz .

Ah İstanbul ah ciğerparem dokunduğum her kapı her taş her ahşap , içime doldurduğum her nefes çocukluğum ve sen o çekingen kız bana ne iyi geldiniz !..

Sibel Çakcak

 

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981