https://www.facebook.com/share/v/1DMrMiT4Dv/?mibextid=wwXIfr
Son geldiğim 24-31 Mart 2025 tarihlerinde Şehitliğin karşındaki alan şehitler müzesi haline getirilmiş ve Bosna savaşında şehit olanların adları müze dualarına satır satır beyaz mermere işlenerek yazılmış.
Gazeteci ve belgeselci olarak hem şehitlikten ve hemde müzeden Gebze gazetesi ve devri alem belgesel tv programı olarak canlı yayınlar yaparak tarihe not düştük.
1992 yılında 32 yaşında genç bir gazeteci olarak Bosna savaşlarını medyada takip edip haberler yazmış yardım kampanyalarına destek olmaya çalışmıştım.
Bosna’ya ilk kez 2004 yılında belgesel çekmek üzere geldiğimde beni en çok parklarda evlerin önlerinde boş alanlardaki beyaz mermer sütunlu mezarlar etkilemişti ayni mezarlıktaki Osmanlı mezar taşları ile yeni mezarların yan yana olmaları farklı duygular yaşatmıştı bir kez daha ayni duyguları son gidişimdede yaşadım
Daha önce Bosna savaşlarında en büyük vahşet Ve soy kırımın yaşandığı Seribrnitsa bölgesine gitmek için özel bir araç kiralayıp iğman dağlarını aşıp Dirina Vadlsini geçerek Sokullu Mehmet paşa vakfı dirina köprüsünde belgesel çekimi yaparak Soykırım şehltliğini ziyaret edip belgesel çekip bir kitapçık hazırlamıştım hazırladığım kitabın linkini paylaşıyorum
.jpeg)
BOSNADA SAVAŞI ŞEHİTLER MÜZELERLE İLGİLİ YAPILAN İKİ ARAŞTIRMA YAZISI
Tarihin gördüğü en acımasız saldırılardan ve kuşatmalardan birini yaşayan şehir Saraybosna. 2 Nisan 1992’den 29 Şubat 1996’ya kadar tam 1425 gün boyunca Sırp askeri güçlerince kuşatma altında tutulan şehir, aynı zamanda modern savaş tarihinin en uzun kuşatmasına da sahne olmuş. Dile kolay, yaklaşık dört yıl boyunca bombaların ve keskin nişancıların tehdidi altında yaşayan 350 binden fazla insan, ki bu nüfusa yalnızca Müslümanlar değil, şehirde yaşayan Hırvat, Sırp ve diğer etnik kimliklere ait kişiler de dahil.
Kuşatmanın bitiminin üzerinden 26 yıl geçtikten sonra bile bugün şehrin hafızasında savaşa, kuşatmaya ve soykırıma dair izler canlılığını koruyor. Kimi zaman bir binanın cephesine çizilen Srebrenica çiçeğine, hemen yanındaki binanın duvarında hâlâ onarılmamış keskin nişancı mermilerinin izine rastlayabiliyorsunuz. Birkaç adım sonra yerde yolun veya kaldırımın ortasında kırmızı ile boyanmış bir alana rastlıyor, bunun kuşatma sırasında o noktaya düşen bir bombanın izi olduğunu ve bugün Saraybosna Gülü olarak adlandırıldığını öğreniyorsunuz. Şehir gerek tarihi yapılarıyla, gerek yakın tarihe ait bu izlerle bir açık hava müzesini andırıyor. Bununla birlikte Bosna Hersek’te yaşanan savaşın izlerini daha ayrıntılı şekilde görebileceğiniz müzeler de mevcut. Umut Tüneli, İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar ve Soykırım Müzesi, Galerija 11/07/95 ve The War Childhood Museum benim Saraybosna’da rastladığım ve şehrin yakın tarihine dair en çarpıcı izleri gördüğüm yerler oldu. (https://www.litrossanat.com/saraybosnada-savasin-izlerini-tasiyan-muzeler )
.jpeg)
Kovaçi Şehitlik Mezarlığı
Kovaçi Şehitlik Mezarlığı – Bosna Savaşı’nın izlerini taşıyan hüzünlü durak
Saraybosna gezilecek yerler arasında en derin iz bırakan duraklardan biri hiç kuşkusuz Kovaçi Şehitlik Mezarlığı oluyor. Başçarşı’nın yukarısında, tepede konumlanan bu mezarlık, sadece bir ziyaret noktası değil; aynı zamanda Bosna halkının verdiği onurlu mücadelenin sessiz bir tanığı. Özellikle Bosna Savaşı sırasında şehit düşen askerlerin ve sivillerin defnedildiği bu alan, bir anma ve saygı mekânı olarak ziyaret ediliyor.
Kovaçi Mezarlığı, sade beyaz mermer taşlarla donatılmış mezarları, sessizliği ve çevresindeki yeşil örtüsüyle oldukça etkileyici bir atmosfer sunuyor. Mezarlığın en dikkat çeken bölümü ise Bosna-Hersek’in ilk cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’in kabri. Mütevazı bir mermer taşın altında yatan bu büyük liderin mezarı, her gün hem yerel halk hem de dünyanın dört bir yanından gelen Müslüman ziyaretçiler tarafından dua edilerek anılıyor. Mezar taşının başında yer alan “Bizim davamız bir zafer değil, bir şahlanıştır” sözü, ziyaretçilerin kalbinde derin yankı buluyor.
Buraya çıktığınızda sadece tarihle değil, şehrin manzarasıyla da baş başa kalıyorsunuz. Kovaçi Tepesi, Saraybosna’nın merkezi bölgelerini yukarıdan gören eşsiz bir bakış açısı sunuyor. Sabah erken saatlerde ya da gün batımına yakın vakitlerde bu noktayı ziyaret etmek, hem manevî anlamda hem de görsel açıdan unutulmaz bir deneyim yaşatıyor.
Bu mezarlık, bir turist noktası gibi değil; saygı, düşünce ve duayla yaklaşılan bir alan olarak görülmeli. Müslüman bir ziyaretçi olarak burada hissettikleriniz, Saraybosna’nın yaşadığı zorlukları daha iyi anlamanıza vesile oluyor. Sessizce yürüyüp dua etmek, geçmişle bağ kurmanın en sade ama en etkili yollarından biri haline geliyor. ( https://gezipgordum.com/saraybosna-gezilecek-yerler/ )
(Ömer İLGEÇ)