Unutmak, bazen güzel ama acı da olsa unutmamak ve hatırlamak gerekir. Unutmak da Cenab-ı Allahın bir nimeti. Birçok acı olaylar yaşıyoruz, yakınlarımızı kaybediyoruz, bu acı ile yaşayamayacağımızı sanıyoruz. Zaman geçtikçe bu acı olaylar unutulup gidiyor.
Deprem gibi büyük felaketler gibi ders ve ibret alınacak acı olaylar unutulmamalı. Bugün 17 Ağustos. 1999 yılında on binlerce kişinin hayatına mal olan depremin yıl dönümü. Ancak 16 yıl önce sanki deprem felaketini yaşamadık. İnsanlar enkaz altında kalmadı. Gebze’den bile Türkiye bir gün sonra haber alabildi. Devlet kurumlarının tümüyle iflas ettiğini, her şeyin çöktüğünü, on binlerce insanın enkaz altında günlerce kurtarılmayı beklediğini sanki hiç yaşamamışız. Evlerimize giremediğimiz o çok sevdiğimiz binalarımızın ve iş yerlerimizin yanından geçemediğimiz günler. Yakınlarımızı enkazdan çıkarmak için ellerimizle toprağı kazıdığımız o acı günler. Sanki hiç yaşanmadı.
Deprem gerçeğini unutmamak gerekiyor. Deprem felaketinden ders ve ibret almak için bütün kurum ve kuruluşlar hazırlık yapmalı. Acil eylem planları olmalı. Sanayi ve doğalgaz yangınlarına, kimyasal depoların çevreye yayacağı zehirlere karşı önlemler alınmalı ve planlar yapılmalı.
BUGÜN DEPREM OLSA
Tarihi belgeler ve Osmanlı arşivlerine baktığımızda çok sayıda bölgemizde deprem yaşandığını görüyoruz. 1500’lü yılların başında yaşanan deprem küçük kıyamet olarak adlandırılmış, birçok bölge haritadan silinmişti. Eskihisar önlerinde tarihi bir şehrin sular altında kaldığı, tarihçiler tarafından açıklanmakta.
1719 yılının 24 Mayıs’ında yaşanan depremde Marmara bölgesinde binlerce kişi ölmüş, birçok bölge haritadan silinmişti. Daha birçok küçüklü büyüklü depremler yaşanmış, 16 yıl önce 17 Ağustos 1999 yılında yaşanan deprem ise tam bir felaket olmuş, resmi olmayan rakamlara göre. On binlerce kişi hayatını kaybetmişti.
Bugün deprem olsa daha büyük felaketler yaşanacaktır. Daha büyük felaketler yaşamamak için ciddi anlamda önlemler alınmalı. Evet, tam 16 yıl oldu. Geçtiğimiz günlerde Yalova’ya yakın bir kesimde, Marmara Denizi’nde gerçekleşen deprem Kocaeli’de de hissedildi. Yine bir Ağustos ayında. Daha yeni yaşadığımız bu depremde bize gösteriyor ki yaşadığımız acılardan ders almalıyız.
DEPREM RANTÇILARI AÇIKLANMALI
Deprem’den büyük rant vuranlarda çıktı. İnsanlarımız enkaz altında inim inim inlerken, rantçılar depremden nasıl rant vurabiliriz diye düşünüp, bunun peşine düştüler. Bu konuda hiçbir ciddi çalışma ve araştırma yapılmadı. Keşke depremde vurulan rantlar, temin edilen haksız kazançlar açıklanabilseydi.
Biz deprem felaketiyle ilgili tarihe not düşmeye devam edeceğiz, deprem felaketini gündemde tutmak için hazırladığımız TV programları halen birçok TV kanalında yayınlanmaya devam ediyor. Asrın felaketi Marmara Depremi adıyla hazırladığımız belgeseli http://kocaeligebze.tv/v/16040/asrin-felaketi-marmara-depremi#.VdBQ1bLtmkp adresinden izleyebilir, konuyla ilgili daha önce kaleme aldığımız yazılara ise http://www.yenigebze.com.tr/Haber-10597-deprem-felaketinden-ders-alindi-mi.html adresinden ve www.belgeselyayincilik.com adresindeki İsmail Kahraman Makale Arşivi’nden ulaşabilirsiniz.
Evet, yaşadığımız acının bugün 16. Yıl dönümü. Biz bu acılardan ders alamadan yenilerini yaşıyoruz. Deprem felaketinin 16. Yılında Kocaeli bölgesinde önemli ve kalıcı etkinlikler yapılabilirdi. Kurumlar bir Marmara Depremi Müzesi oluşturabilirdi. Depremle ilgili Kocaeli Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK bünyesinde bir Deprem Araştırmaları Enstitüsü kurularak, yaşadığımız depremler araştırılmalı ve bilimsel çalışma da yapılmalı.
Sonuç olarak yaşadığımız acılardan ders çıkarmalıyız. Bu konuda tüm etkili ve yetkili kurumlara büyük ve tarihi görev düşüyor. Türkiye gelişen ve büyüyen bir ülke. Ama yaşayacağımız yeni depremlere maalesef hazır değiliz. Bu konuda yetkililere bir kez daha çağrıda bulunuyor, depremde hayatını kaybedenleri bir kez daha rahmetle anıyorum.