Dün Saat: 10:36’da hayat durdu. Elektrik kesintisi yaşandı. Elektriğin kesildiği an doktor muayenehanesindeydim. Sadece hastane binasında elektriğin kesildiğini zannediyordum. Eczaneye gittiğimde çevrede de elektriğin kesildiğini öğrendim. Gazeteye geldiğimde elektriğin Türkiye genelinde 45 ilde kesildiğini duyunca çok şaşırdım. Hemen haber kanallarına ulaşıp, elektriğin neden kesildiğini araştırdığımda durumun çok ciddi olduğunu öğrendim.

Bu satırları Saat: 14:35’de kaleme aldığımda henüz elektriğin kesilme nedeni açıklanmamıştı. Üstelik Gebze’de de elektrik yoktu. Bu satırları powerbank şarj cihazını tablete bağlayarak durumu daha iyi kavramak üzere kaleme almaya başladım. Elektrik kesintileri ile ilgili başta Başbakan olmak üzere herkes farklı açıklama yapıyordu. Başbakan terör şüphesinden bahsederken siber saldırı olabileceğini söylüyordu. Her iki açıklamada işin ciddiyetini, vahametini ve dehşetini gözler önüne seriyordu. Türkiye’de hayat tam anlamıyla dün durmuştu. Ameliyat masasında olanlar, asansör içerisinde kalanlar, metro ve hızlı trende olanlar, havalimanına inmeye çalışan uçaklar deyim yerindeyse, hayatımızın kılcal damarları durmuştu. Elektriğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık.

ARIZA MI? SABOTAJ MI?

Kesinti olayında beni en çok düşündüren, bir dış müdahale, uluslararası güç odaklarının Türkiye’yi dizayn edip, hizaya getirme girişimidir. Arızanın neden olduğu ve kimler tarafından gerçekleştirildiği gerçekten üzerinde durulması gerekilen en önemli husus. Bu konuda çok ciddi araştırmalar yapılmalı. Kamuoyu aydınlatılmalıdır. Bu kesintiden bir kez daha şunu anladık ki en önemli stratejik alanlardan bir tanesi de enerjidir. Enerjiniz yok ise hiç birşeyiniz yok demek. Hele enerjiniz dışa bağımlı ise bir anda sistemi işlevsiz kılıp çökertmek de mümkün. Bu satırları kaleme aldığım Gebze ve Doğu Marmara Bölgesi’nin elektrik işini yabancı bir kuruluş yürütmekte. Enerji sektörümüz özelleştirildi ve parsel parsel yabancı ortaklı kuruluşlara satıldı. Özde Gebze genelde de Türkiye genelindeki enerji olayına baktığımızda özelleştirmeden sonra enerji sistemlerimiz tümüyle çökmüş durumda. Gebze’de Sedaş hiçbir yatırım yapmıyor. Sadece para kazanmayı ve daha çok kazanmak için az personelle hizmet vermeyi gerçekleştirirken, yatırımlarda yetersiz kalıyor. Dün Türkiye çapında yaşanan elektrik sıkıntısını biz Gebze bölgesinde neredeyse her hafta yaşıyoruz. Bazen birkaç sıkıntıyı birden görüyoruz.

İşin bir başka vahim boyutu ise tüm enerji kaynaklarımız dışa bağımlı durumda. Doğalgaz içinde aynı sıkıntıyı yaşasaydık acaba hayatımız ne olurdu? Hidro Elektrik Santrali projeleri de dışa bağımlı. Nükleer Santral için tercih ettiğimiz uluslararası firmalar Türkiye’nin ezeli düşmanları. Nereden bakarsak bakalım enerji noktasında gerçekten durumumuz vahim. Kesintilerle ilgili yetkililer fısıltı gazetelerine mahal bırakmadan en iyi şekilde kamuoyunu aydınlatmalılar ve bizde kesintinin nedenini en iyi şekilde öğrenmiş oluruz. Kesintilerle ilgili Başbakan Ahmet Davutoğlu; ‘Terör saldırısı dahil her türlü olasılığı araştırıyoruz’ şeklinde bir ifade kullanmıştı. Acaba hangi teröristler elektrik sistemimize saldırmış olabilir. Ulusal ve uluslararası boyutu ve arkadaki güçler kimler? Böyle bir siber saldırıya neden muhattap olduk? Türkiye’ye ne mesaj verilmek istendi?

Başbakan’ın bu açıklamasını okurken aklıma hemen Türkiye-İsrail ve Türkiye-İran ilişkileri geliverdi. Yanılmıyorsam İran, Yemen’deki olaylarla ilgili Türkiye’nin yaptığı açıklamalara nota ile karşılık vermişti. İsrail’le de uzun süredir aramız açık. Gerçekten oyun içerisinde oyun.

DÜNYA BASINI NASIL DEĞERLENDİRDİ?

Kesintiyle ilgili dış basının yaptığı açıklamalar dikkat çekiciydi. İngiliz BBC, Amerikan CNN, Uluslar Arası Haber Ajansı REUTERS ve diğer yabancı basın olaya çok geniş yer vererek kesintinin Türkiye’de kaos meydana getirdiğini, başta hava trafiği olmak üzere ulaşım, bilişim, iletişimin etkilendiğini, fabrikaların çalışmadığını ve sistemin çöktüğünü yazdılar. Gerçekten ne olup bittiğini anlamak mümkün değil. Kesintinin neden kaynaklandığı konusunda yazımı noktalarken bile yetkilerden bir açıklama gelmemişti.

VATANDAŞ NE DİYOR?

Vatandaş oldukça zeki. O kadar çok yorum üretiliyor ki, gerçekten vatandaşımızın zekasına, aklına hayran kalmamak mümkün değil. Bu satırları yazarken genç bir okurumuz gazetemizi ziyaret etmişti. Kendisine yorumunu sorduğumda aldığım cevap bir hayli düşündürücüydü. 23 yaşında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okuyan boş zamanlarında mobilya ustalığı yaparak hem ailesine katkıda bulunup, hem de harçlığını kazanan bir okurumuzun yorumunu sizlerle paylaşalım. Okurumuz; ‘Seçimlere yakın dış odaklı kişilerin, siber saldırılar, ekonomi ve sosyal hayattaki zemini sarsmak için bir kaos ortamı yaratılmaya çalışılıyor. Bu saldırıya karşılık devletin uzlaştırıcı yol alması, halkı bilinçlendirmesi yeterli’ diyor.

Elektrik kesintisi haberinin biraz gölgesinde kalan Berkin Elvan Savcısı’nın rehin alınması konusu biraz daha düşündürücü. Bunların hepsi 7 Haziran seçimlerinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Sonuç olarak seçimlere kadar daha farklı olayları yaşama ihtimalimiz var. Türkiye bunlara hazır olmalı. İnşallah kazasız belasız atlatırız. Bunun için herkese ve özellikle siyasilere, devleti yöneten yetkililere büyük görev düşüyor.Gerginlikleri bir kenara bırakıp, sağduyuyu ve ortak aklı hakim kılarak gerginliklerden kaçınmalıyız. Unutmayalım ki başka bir Türkiye yok.