banner1006
 Vakıf kültürü ve ormancılık tarihi ile ilgili yıllardan beri araştırma yapıp belgesel çekiyor,  hazırladığımız belgeselleri İKTAV kültür hizmeti www.iktav.com olarak medya kuruluşları ve kamuoyu ile paylaşıyor, vakıf kültürü oluşmasına katkı sunuyoruz.Kocaeli Gebze Sığırlık Merası Ormanları'ndan Giresun Dereli Yavuzkemal Vakıf Ormanları'na belgesel tadında devri alem diyeceğiz.

Giresun’da Vakıf  Ormanı

Giresun ve Ordu'da ormancılık tarihi ile ilgili  www.iktav.com olarak  tarih araştırması yapıp, belgesel çekimi yaparken çok önemli bilgi ve belgeye ulaştım.
Yavuzkemal bölgesi, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e ormancılık  tarihimizde çok önemli yere sahip.

Malazgirt Meydan Muharebesi'nden hemen sonra Tokat Niksar'da kurulan Danişment Gazi öncülüğündeki beylik, Doğu Karadeniz bölgesinin Türk yurdu olmasını sağlamış. 
Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane ve Tokat bölgesinin dağları, yaylaları ve dik yamaçlı bölgeleri çok zor şartlar altında vatan haline getirilmiş. Türk yerleşimi olmasında, kurulan vakıflar önemli görev görmüş.
Osmanlı öncesi Danişment Gazi’nin torunları tarafından Şebinkarahisar'da kurulan, Ertana Beyi Melik Ahmet Gazi, Giresun Dereli Yavuzkemal Kızıltaş bölgesine Trabzon'un fethinden 110 yıl önce, 1350 yılında bölgeyi Türk yurdu yapan Alp Eren Gaziler Horasan Erenleri için vakıflar kurmuşlar.

Fatih Sultan Mehmet, Trabzon'u fethettikten sonra  Yavuzkemal bölgesindeki ormanları vakıf etmiş.
Osmanlı döneminden Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar Yavuzkemal bölgesine üç ayrı kereste fabrikası kurulmuş.
Tarihi kereste fabrikaları ve vakıf  ormanları ile ilgili araştırma yaparken Yavuzkemal eski belediye başkanı Abdullah Bey, tarihçi  yazarlar Mehmet Fatsa ve Murat Dursun Tosun, sözlü tarih araştırmacısı Metin Koç başta olmak üzere bir çok ilgili ve yetkili ile görüşüp bilgiler aldım. Daha önce Yavuzkemal Beldesi ile ilgili hazırladığım belgeseli sizlerle paylaşıyorum. 
https://m.youtube.com/watch?v=O8tGuuoI6GY

Giresun Üniversitesi'nden bir öğrenci, Yavuzkemal ile ilgili tarihi bir bildiri ve tez hazırlamış.
Yavuzkemal beldedir. Kızıltaş Köyü Muhtarı, dedelerinden kalma elindeki 1340 tarihli vakıfın vakıfiye belgelerini bizimle paylaştı ve vakıf mallarını koruyup, gelecek kuşaklara aktardıklarını söyledi. Bölgedeki meradan, vakıflara kira ödediklerini söyledi.

Fatih Sultan Mehmet, Yavuzkemal Ormanları'nın korunması için 1460'da Orman Vakfı kurmuş. Ormanın korunmasının sağladığına dair önemli arşiv belgeleri, vakfın ne kadar önemli olduğunu göstermekte.
Değerli arkadaşım Mehmet Fatsa, bu konu hakkında bizlere bilgi ve belge gönderdi.
Alucralı tarihçi arkadaşımız Murat Dursun Tosun, yaptığı araştırmanın linkini gönderdi  ve bizde sizlerle bu linki paylaşıyoruz. 

https://alucradantarihebakis.files.wordpress.com/2018/01/vakc4b1f-ormanc4b1.pdf
https://alucradantarihebakis.files.wordpress.com/2018/12/Vak%C4%B1f-Orman%C4%B1.pdf

Osmanlı’nın son yılları ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında, Yavuzkemal'de kurulan tarihi kereste fabrikaları çok önemli bir hizmet. Bu konuda maalesef yeterli bilgi yok, el yordamı ile bulmaya çalışıyoruz.
Orman ve  fidan dikmenin gündemde olduğu bu günlerde, kamuoyunu ormancılık kültürü ve tarihi ile ilgili bilgilendirmek gerekiyor.
1940'lara kadar Türkiye'de bir çok bölgede vakıf ormanı bulunuyordu. Tıpkı Gebze Tarihi Sığırlık  Merası'nda kurulan vakıf ormanı gibi. Maalesef haksız olarak bu vakıf ormanları, o dönemin yanlış bir kararı sonucu devletleştirilip vakıf mallarına müdahale edildi. Keşke bu vakıf ormanları Orman Bakanlığı'nın bünyesinde bir birim oluşturularak korunabilseydi.  
Keşke; Gebze Sığırlık Merası'ndaki Sultan Orhan Vakfı korunup, vakıf kültürü yaşasaydı, bugün Giresun’un Yavuzkemal Ormanları ve yaylalarındaki vakıf ormanları korunup, bu günlere taşınabilseydi.
Sığırlık Merası ve Ormanı Vakfı, kültür ve medeniyet tarihimiz açısından çok büyük kültür hizmeti olurdu.
Halen Gebze Sığırlık Merası'nda varlıklarını yaz kış 700 yıldan beri, dağda yaşayarak sürdüren Sığırlık Merası Yörükleri ile ilgili çektiğim son belgeseli sizlerle paylaşıyorum.
https://youtu.be/MSlfXMTgaik

***

Tarihçi Mehmet Fatsa'nın kaleminden 

Giresun'da VAKIF-ORMAN 

.”....Giresun yöresinde Cumhuriyet öncesi dönemde kamu hizmetlerinin önemli bir kısmı vakıf kurumlar marifeti ile yürütülmekteydi. Cami, medrese, zaviye gibi dini kurumlar yanında yolların ve köprülerin tesisi ve bakım-onarımı bu yolla sağlanıyordu. Bu yüzden vakıflar, kentlerde ve kırsalda hayati derecede önemli bir fonksiyon icra ediyordu. Vakıfların ayakta kalabilmesi ve bahse konu hizmetleri yerine getirebilmesi için de devlet tarafından çeşitli gelir kaynakları oluşturuluyor, bunlar “vakfiye” denilen ve dönemin hükümdarları tarafından “tuğra” ile tescillenen senetlere bağlanıyordu. Vakfiye senetlerinde vakfı yapan hükümdar veya beyin adı, kimin adına tesis edildiği, vakfedilen yerler (köy, mezra vs) ve buraların tasarruf şartları birer hükme bağlanarak kaydediliyordu.
Tarihte Kırık nahiyesi olarak anılan idarî alanda bahse konu amaca hizmet etmek için Hacı İlyas Vakfı, Şeyh Mustafa Vakfı, Şeyh Mahmud Vakfı ve Hacı Hamza Vakfı gibi hayır kurumları farklı zamanlarda tesis edilerek başta din hizmetleri olmak üzere medreseler eliyle eğitim, zaviyeler vasıtasıyla irşad ve imaret hizmetleri, hatta derbent vakıflar yoluyla da yolların ve köprülerin inşası, bakım onarımları yapılmıştır.
Şebinkarahisar yöresini de içine alan Eretnaoğulları Beyliği döneminde 1368’de Melik Ahmed Bey tarafından Hacı İlyas Vakfı ile Hacı Hamza Vakfı; Ordu-Giresun yöresini kapsayan sahada egemen olan Hacıemiroğulları Beyliği döneminde Emir Süleyman Bey tarafından 1397’de Şeyh Mustafa Vakfı; Osmanlı padişahı III. Mehmed tarafından da Şeyh Mahmud Vakfı kurulmuştur. Bu vakıfların hizmet ettiği cami, medrese ve zaviyeler sırasıyla Kızıltaş köyü, Sarıyakup köyü, Yavuzkemal ve Konuklu köyünde yer almıştır. Sultan Fatih’in iktidarının ilk yıllarında (1455 tarihli tahrir ile) bu vakıflar yeniden tescillenmiştir. Bu yüzden tarihi kayıtlara “Sultan Vakfı” şeklinde geçmiştir. Vakfa konu olan köylerde yer alan ormanlık alanlar, çayırlar ve ziraat alanlarının gelirleri söz konusu kurumlara aktarılmıştır. Böylece Yukarı Aksu Havzasında, yerel imkânlarla kamu hizmetlerinin icrası mümkün olmuştur.....”
(Kaynak ve Geniş bilgi: M. Fatsa, Karadeniz'de Zaviyeler)    
Evet, Anadolu’nun vatan olmasında çok önemli görev yapan ormanlarımıza sahip çıkıp, korumalıyız...

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934