banner1024
 Kültür; ilim, irfan, tarih, bilgi ve geleceğimizdir. Kültür adamları ve kültür coğrafyamıza sahip çıkmalıyız.

Bugün sizlere bir kültür adamı ile kültür coğrafyamızla ilgili bilgiler yazmak istiyorum.

Kitaplarla geçen bir ömür

İnsan ömrü gelip geçiyor. Birçok insanla karşılaşıyoruz. Yaptığı çalışmalar ve eserleriyle kubbede hoş sedalar bırakan insanlarımız var. Bazıları konuşur, laf üretir, projeler yapar, hayaller kurar ama onları bir türlü uygulama safhasına koyamaz. Başladığı işi bitiremez, her şeyi, düşüncede ve projede kalır. Bazıları da kurdukları hayali ve ürettikleri projeleri uygularlar.

Dün, İKTAV Belgesel Yayıncılık Kütüphanemiz ve Devri Alem Belgesel Programı stüdyomuzda önemli bir ziyaretçimiz vardı. Bu ziyaretçimiz, Başbakanlık Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlük görevinden emekli, hayatını tarih ve kültür araştırmalarına adayan sadece proje üretip, konuşan değil, projelerini uygulamaya koyan da bir isim… İhsan Işık…

İhsan Bey, tam anlamıyla bir kültür adamı. Tarih ve kültür araştırmacısı… Hazırladığı ilk Biyografya ansiklopedisini, İKTAV Belgesel Yayıncılık Kütüphanesine de hediye etti. Kütüphanemizi ve Devri Alem Belgesel Programı arşivimizi gezdi. Arşivdeki bilgi ve dokümanlar üzerinde incelemeler yaptı, başarılar diledi.

 İhsan Bey’in çok büyük hayalleri var. Tür-İslam Medeniyeti ile ilgili önemli projeleri, Türk Dünyası Yazalar ve Gazeteciler Biyografisi, İslam Ülkeleri Ünlüler Biyografisi için çalışmalar yapan İhsan Bey’in, laf değil önemli projelere imza attığını da görüyoruz. Bunlardan birisi de biyografya.net… Kendi, sahasında önemli bir çalışma. Kendisini kutluyor ve başarılar diliyorum.

İHSAN IŞIK KİMDİR?

Şair ve yazar, ansiklopedist, filolog, emekli bürokrat, Başbakanlık eski danışmanı, SHÇEK eski Genel Müdürü. 4 Mayıs 1952'de Diyarbakır'da doğdu. Çocuk kitaplarında Savaş Yüce imzasını kullandı. Sümerbank dokuma ustabaşısı Salih Işık ile terzi Fikriye Işık'ın (Güzel) ilk oğullarıdır. Diyarbakır Gazi İlkokulu (1964) ile Diyarbakır İmam Hatip Okulu'nu (1970) bitirerek ilk ve ortaöğrenimini doğduğu kentte tamamladı. Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1976) mezunudur.

İhsan Işık, 1969 yılında arkadaşlarıyla birlikte, Diyarbakır İmam Hatip Okulu adına aylık edebiyat ve sanat gazetesi "Özlem"i çıkardı. 1969-70 döneminde Diyarbakır İmam-Hatip Okulunu bitirdiğinde hiçbir üniversite imam-hatip okulu mezunlarının kaydını yapmıyordu. Bu nedenle 1970-71’de iki yıl İzmir Yüksek İslam Enstitüsü’nde okudu. Ancak ideali edebiyat öğretmeni olduğundan, 1972’de Erzurum Atatürk Üniversitesi meslek lisesi mezunlarını almaya başlayınca, oldukça yüksek bir puanla Erzurum Edebiyat Fakültesine girdi ve 1976’da bu fakülteden mezun oldu. İhsan Işık, Erzurum’da eğitimini sürdürmek için Ahmet Polat’ın sahipliğini yaptığı Hürsöz Gazetesi’nde yazı işleri müdürlüğü yapmış, fakülte kantininde İstanbul’dan getirdiği kitapları satarak eğitim masraflarını karşılamıştı.

1976 yılından itibaren yerleştiği İstanbul’da İş ve İşçi Bulma Kurumunda memurluk; Çatalca, Şişli, Üsküdar Akşam, Üsküdar Cumhuriyet ve Burhan Felek, Küçükyalı Kadir Has liselerinde edebiyat öğretmenliği, özel bir kuruluşta basın danışmanlığı, Akabe Yayınevi ve Mavera dergisi yönetmenliği, reklâm ajansı yöneticiliği, Ünlem Yayınları sahipliği ve yöneticiliği (1990-95), İstanbul Büyükşehir Belediyesi İETT Genel Müdürlüğü basın danışmanlığı (1995-96) görevlerinde bulundu.

1996’da Ankara’ya yerleşerek Başbakanlık (Devlet Bakanı) Danışmanı (1996), Başbakanlık SHÇEK Genel Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı (1996-98) olarak görev aldı. 1997 yılının Başbakanlık tarafından “Sokak Çocuklarına Şefkat Yılı” olarak ilan edilmesine öncülük etti. 1998’de kendi isteğiyle emekliye ayrıldı.

İhsan Işık, 2001’de Ankara’da Elvan Yayınlarını kurdu. YÖK kararıyla 1990 yılında, Türk Filoloğu unvanını aldı. Türkiye Yazarlar Birliği (iki dönem genel başkan yardımcısı), İLESAM (iki dönem genel başkan) ve Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi oldu. Arkadaşlarıyla birlikte Kültürel Araştırmalar Merkezini (KAM) kurdu, kapanıncaya kadar başkanlığını üstlendi.

İhsan Işık, Ekim 2017 sonuna kadar çalışmalarını Ankara’da yazarlık ve yayıncılık yaparak sürdürdü. Halen Gebze’de ikamet etmektedir. İlk yazı ve şiirlerini Diyarbakır yerel gazetelerinden Yeni Şark Postası, Mücadele (1965-69) ve Milli Hakimiyet (1970-71) ile İstanbul gazetelerinden Babıali’de Sabah (1969), arkadaşlarıyla çıkardığı aylık Özlem (Diyarbakır, 1969-70, 8 sayı) gazetelerinde yayımlamıştı.

İhsan Işık, 2006 yılında, yazar biyografisi alanında 26 yıl süren çalışmalarının ana gövdesini 10 cilt halinde, “Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi” adıyla yayımladı. Daha sonra 11. cildi de çıkan bu eseri, kendi alanında Türkiye tarihi boyunca yapılmış en kapsamlı çalışma olup, ek ciltlerle genişletilmeye çalışılmaktadır. (Kaynak Gebze Gazetesi )

***

Kültür Coğrafyamızda Rodos

Bu kez yolumuz uzaklara değil. Kıtalar ve okyanuslar aşmayacağız. Ancak, gözden ve gönülden çok ıraklarda, yanı başımızda Ege’de ve On iki Ada’da unuttuğumuz ve kaderine terk ettiğimiz binlerce Türk’ün yaşadığı Rodos ve İstanköy adalarına gideceğiz.

İslam medeniyeti ile peygamber efendimizden hemen sonra, 672 yılında, Emeviler’in İslam medeniyetini Kıbrıs’tan sonra buraya getirmesiyle tanışmıştır. Buralar için atfedilen “On iki Ada” tabiri Türkler ve Osmanlılar zamanında, idaresinde uygulamış oldukları özel bir sistem olan “12 üyeli mahalli meclis” sisteminden ortaya çıkarak, oradan da batı dillerine geçerek yerleşen ve ardından da Türkçe’ ye çevrilerek “On iki Ada” olarak kullanılmıştır.

Hristiyanlıktaki 12 sembol rakamından türeyen ve Havarilerden Mülhem bir düzenin 12 olmasına kadar giderek çokluk ifadesini içeren 12 adalar, isminin çağrıştırdığı gibi 12 adet ada yoktur. Sadece büyük olanları saydığımızda 14 ada, büyüklü küçüklü hepsini saydığımızda 20’den fazla ada ve adacık vardır. Uzun lafın kısası buradaki 12 sayısı adaların sayısı değil,”12 üyeli meclisle yönetilen adalar, 12’li adalar” anlamında kullanılmaktadır.

Burası, batıdan yükselen güneş adası Rodos. Dünyanın 7 Harikası’ndan bir olan Kolossos heykelinin olduğu yer. Cihan İmparatoru Fatih Sultan Mehmet’in fethetmek için büyük çaba sarf ettiği ancak Mesih Paşa’nın başarısızlığı ile fethedilemeyen Rodos ancak, kapıları 1522 yılında Muhteşem Süleyman yani Kanuni Sultan Süleyman tarafından açılan Rodos.

Ve açıp, göz gezdirdiğimizde tarihin muhteşem sayfalarını, Türklere ait 3 adet ait vakıf, içinde 900 cilt el yazması kaynak kitabın bulunduğu bir kütüphanesi, 3 adet hamam, 12 adet abidevi, Osmanlı çeşme, bir kadiri tekkesi ve çoğu sultanların namaz kıldığı 28 adet cami ve daha birçok türbe, sahil, tarih ve maneviyat kokan sokaklar, Osmanlı vakıf çarşıları, yamaçlar, müzeler ve mezarları ile gönül bahçemizde acı, keder ve sitemin adı olan RODOS…

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981