banner1149
Ayakkabı kutularını, evdeki kasaları, para sayma makinalarını, Bilal kardeşimizin evdeki paraları boşaltma telaşını, üç eski bakanının toplam 63.5 milyon dolar rüşvet aldığı iddialarını bir kenara koyalım…

Demek ki iyi anlatılamadı… Ya da seçmen bildiği halde önemsemedi… Ki bu çok daha vahim…

Geçelim…

Ana muhalefet partisi milyonların yaşadığı onca ekonomik ve sosyal sıkıntının en yoğun olduğu illerden yüzde 1’in altında oy aldı.

Bakın; şu illerden yüzde 1’in altında oy geldi… Dikkatinizi çekiyorum yüzde 1’in altı. Yok hükmünde…

Bingöl, Bitlis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Iğdır…

Şu illerden ise yüzde 1 ile 2 arasında oy alındı:

Çankırı, Diyarbakır, Erzurum, Hakkari, Kütahya, Muş, Nevşehir, Yozgat, Şırnak…

Peki, Türkiye’de işsizlik rekoru hangi illerin elinde biliyor musunuz?

Sırasıyla sayıyorum:

Şırnak, Diyarbakır, Hakkari, Batman, Tunceli, Adana, Bitlis…

İstikrar için oy verildi deniliyor. Anlamıyorum yani, bu milyonlarca arkadaşın işletmesi mi var, yeni makinalar alıp kredi falan mı çekmişler…

Ekonomik sıkıntıları, işsizliği etnik kökene dayalı politika yapan bölgesel bir parti mi çözecek?

Peki, sözü edilen neyin istikrarı?

Gerçekten kızmıyorum, sadece şunları soruyorum…

2013 yılında salçada yüzde 200, zeytinde yüzde 120, patateste yüzde 110, kuru fasulyede yüzde 60, margarinde yüzde 55 fiyat artışı mı istikrar?

2005’te litresi 2.30 lira olan benzin fiyatının 10 yılda yüzde 100’ün üzerinde artması mı yoksa?

Gerçek işsizliğin yüzde 20 olması, gençler arasında işsizliğin yüzde 31’e dayanması mı istikrar?

Haftalık çalışma süresinin 60 saatin üzerinde olması, Türkiye’nin bu konuda rekor kırması, 5 kişinin yapacağı işin 4 kişiye yaptırılması mı yoksa?

2003’te asgari ücret ile 86 kilo ekmek veya 11 kilo koyun eti alınıyorken, günümüzde bu rakamların sırasıyla 84 ve 8 kiloya gerilemesi mi, “aman bozulmasın” diye korktukları istikrar?

Kredi kartı borçlarının 19 kat, tüketici kredilerinin 109 kar artması mı?

Her ailenin 100 liralık gelirine karşın 55 lira borcu olması mı? Mahkemelerdeki icra dosyalarının sayısının rekor kırarak 21 milyon ulaşması mı yoksa?

Ülkede 45 milyon kişinin geliriyle geçinememesi, 41 milyon kişinin et yemeği yiyememesi mi?

Ve ülkede hala 3.6 milyon kişinin açlık sınırı olan günde 2 dolardan (ayda 120 lira) daha az kazanması mı? Büyümenin yavaşlamasından, sıcak paraya, borçlanmaya dayalı üretimsiz ekonomiden, sanayinin, tarımın çökmesinden,
yaklaşmakta olan ekonomik krizden vs. vs... Hiç söz etmiyorum bile… Sadece kendi halimize bir bakalım…

Bir de şunu söyleyeyim…

Eğer asgari ücret son 35 yıldaki milli gelir artışına paralel artsaydı 1.634 lira olması gerekiyordu? 

Milyonlarca asgari ücretle geçinmeye çalışan emekçinin parası alınıp kimin cebine kondu acaba?

Ayakkabı kutusunda, evdeki kasalarda para saklayanların mı, milyonlarca liranın artanıyla Şehrizar konağı almayı düşünenlerin mi?


banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981