Bu bir yürek bağrımda ki taş değil
Onu yakan nara alıştım artık
Sabretmesi gözden akan yaş değil
Issız dört duvara alıştım artık

Hep böylemi yakar aşk ataşları
Zehir eder soframızda aşları
Sade duman değil dağın başları
Üstünde ki kara alıştım artık

O yârin gönlüne mihman giderken
Belki geç kalmıştım belki de erken
Vuslatın yolunu hayal ederken
Bu hasret diyara alıştım artık

Çektiğim acıyı getirsem dile
Kalp evimde kopar acı velvele
Konuşurken bazen anılar ile
O gizemli sıra alıştım artık

Ey Yakuti uyan ölümlü fani
Göğsünde taşırsın bu yorgun canı
Meğer susamakmış bu aşkın sonu
Su akmaz pınara alıştım artık

Hacer Alioğlu Yakuti
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934