banner1024
Tuna Nehri nice kahramanlık olaylarına canlı şahitlik yapmıştı. Tuna’ya kılıç kuşanıp sefere çıkan Akıncılar ve Leventler gaza türküleri söyleyerek geçmişler, Tuna boylarını vatan yapmışlardı. Tuna üzerine hasret türküleri söylenmiş, aşıklar Tuna türküleri ile sevdalarını sevdiklerine duyurmuştu. 
Tuna boylarında yetişen alimler, evliyalar, ilim adamları ve bilginler Türk İslam medeniyetine asırlarca hizmet etmişlerdi.

Tuna Nehri ihanet düşmanlık ve savaşlara da canlı şahitlik yapmış. Göçlerde yaşanan ölüm, zulüm ve açlıktan ölen insan feryatlarını duymuş, vefasızlık görmüş, acı
olaylar yaşamış Tuna’nın keşke dili olsa da konuşsa. Kim bilir bize neler anlatır neler söyler…

Bin Atlı Akınlar da Çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir ordu yendik
Ak tolgalı beyler Beyi haykırdı İleri
Bir yaz günü geçtik Tunadan kafilelerle

Ünlü şair Yahya Kemal’in yıllar önce Tuna üzerine söylediği bu dörtlüğü mırıldanarak Tuna Nehri’nden bir kez daha geçmek nasip oluyor. Romanya’nın Yer Göğü şehrinden 1954 yılında Romen ve Bulgar devletleri tarafından Tuna üzerine yapılmış Dostluk Köprüsü üzerinden Tuna Nehri’ni geçerken tura katılan ekip olarak hep birlikte Gazi Osman Paşa’nın “Tuna Nehri Akmam Diyor” marşını söylüyoruz.
Osmanlı’nın izinde Romanya’dan Bulgaristan’a Tuna Nehri üzerine 1954 yılında yapılan köprüden geçerek Tuna Nehri boylarında sefere çıkan Akıncılar’ı düşünürken, atlarının nal sesini duyar gibi oluyor, aziz ecdadımız ve Akıncılar’ı rahmetle anıyoruz.

Akıncılar gibi ok, yay ve kılıcımız yok, kamera ve fotoğraf makinamız var. At yerine Koşukavak Turizm’in çok modern otobüsünde Bulgar ve Romenler’in ortak sınır kapısında beklerken kameramızla belgesel çekimi yapıyor www.devrialem.tv olarak sınır kapısından canlı yayın yapmanın mutluluğunu yaşıyor, tarihe not düşüyoruz.
Osmanlı’nın Tuna Vilayeti

Tuna Nehri ile ilgili ne anlatsak az. Tuna Nehri’nin kültür ve medeniyet tarihimizdeki yeri ve önemini anlatmaktan şairler yazarlar belgeselciler aciz kalır. Tam olarak Tuna Nehri’ni anlatamaz, Osmanlı döneminde Tuna vilayeti de kurulmuştu.

Tuna Vilayeti (1864-1878):
Kuzey Bulgaristan'da Abdülaziz zamanında kurulmuş olan bir vilâyet. Merkezi Niş olmak üzere Vidin ve Silistre ile birleştirilerek meydana getirilen bu vilâyetin ilk valisi Sadrazam Midhat Paşa idi. Berlin Barışı ile II. Abülhamid zamanında Bulgar prensliğine bırakılmıştı
Tuna Dostluk Köprüsü ile İlgili Bilgi Arşivlerden derlediğimiz bilgi notu

1954 – Dostluk ve barış köprüsü
Belki 1954 yılının en büyük olayı Ruse ile Curcevo arasında çelik Tuna Köprüsü’nün resmen trafiğe açılmasıdır. Tuna Köprüsü, Balkanlar tarihinde zaman geçtikçe daha büyük önem kazanmaktadır, çünkü 60 yıldır Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye`yi sadece Romanya ile değil, aynı zamanda da tüm Kuzey Avrupa ile bağlıyor. Burada hatırlatmamız gerekiyor, Tuna Köprüsnün açılışından tam 60 yıl sonra İkinci Tuna Köprüsü olarak bilinen Vidin – Kalafat arasındaki Yeni Avrupa köprüsü açıldı.

Biraz da tarih sayfalarını karıştıralım. Millattan yaklaşık yüz yıl sonra Romalılar, Ruse yakınlarında Tuna nehri üzerinde ilk büyük köprüyü inşa ediyorlar. Daha sonra buna benzer köprüler kuruluyor. Kırım Savaşı sırasında yeni bir köprünün inşa edilmesi fikri doğuyor. 1948 yılında Bulgaristan ile Romanya Sosyalist Cumhuriyetleri arasında “Dostluk, İşbirliği ve Yardımlaşma Anlaşması“ imzalanıyor. Söz konusu görüşmede gerçekten bir köprünün kurulması kararı alınıyor, ancak ilk etapta köprü, Tuna nehrinin iki tarafında bulunan başka şehriler için amaçlanıyor. 1951 yılında projeye start veriliyor. Proje için Ruse ve Yergöğü(Rumence Giurgiu)şehirleri seçiliyor. Sözüm ona “Doğu Blok“ için bu proje son derece jeopolitik ve stratejik önem taşıyor. Köprüye “889 inşaat sahası“ ismi verilirken köprünün projesi tamamen Sovyetler Birliği uzmanları tarafından hazırlanıyor ve kuruluyor, artı büyük bir gizlilik içresinde. Bulgaristan ve Romanya`nın dışında inşaat çalışmalarında Polonya, Çekoslovakya, Macaristan gibi diğer”kardeş Sosyalist ülkeler“ temsilcileri de yer alıyor.
Bulgaristan Ulusal Radyosu (BNR)nin “Altın arşivinde“ 1954 yılında düzenlenen açılış töreninde yer alan üç önemli katılımcının konuşmaları korunuyor. Törende ilk konuşan Bulgaristan Halk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Başkanı Vılko Çervenkov oluyor:

“Bu son derece müthiş köprü, SSSR (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) ve Sosyalist ülkeler arasındaki kardeş ekonomik işbirliğinin meyvesidir. Bu köprü, söz konusu ülkelerin barışçıl politikalarının, ülkeler arasındaki sıkı dostluğun ve Sovyetler Birliğinin bu ülkelere yaptığı karşılıksız ve vazgeçilmez yardımın yeni ve ayan ifadesidir. Tuna Köprüsü, herşeyden önce Bulgaristan ve Romanya`yı daha sıkı bir şekilde hem biribirine bağlayacak, hem de kurulmasında yer alan tüm halk demokratik ülkelerinin bağında yeni bir unsur olacak. Köprü, ticaret hacminin artmasına, yolcuların otomtobil ve demiryolu ulaşımını kolaylaştıracaktır. İşte bu açıdan köprü uluslararası önem taşımaktadır. Tuna köprüsü, Sovyetler Biliminin ve tecrübenin son sözüdür. Izninizle bu alanda en büyük uzmanlarına bize yardımcı olarak gönderdiği için tüm hükümet ve Bulgaristan Halk Cumhuriyeti çalışanları adına, Sovyetler Birliğine şükranlarını sunuyorum. Macaristan, Çekoslovakya ve Polonya Halk Demokratik Cumhuriyetleri, köprüye çok önemli makineler, teçhizat ve metal konstrüksyonlar sağladılar.

Altı sene önce Georgi Dimitrov, Bükreş’te şunları bildirdi: “Tuna nehri üzerinde demir bir köprü inşa etmeye karar vermişiz ve bunu yapacağız. Ama köprünün inşa edilmesinden önce ve sonra iki halkın gönül ve kalplerinde emek, sanat, kültür ve dostluk vasıtasıyla hiç kimsenin yok edemeyeceği canlı bir köprü oluşturmalıyız.”
Köprünün açılışı iki ülkenin o dönemki ileri gelenleri olan Vılko Çervenkov ve Gheorghi Gheorghiu-Dej tarafından yapıldı.
Köprünün açılışı iki ülkenin o dönemki ileri gelenleri olan Vılko Çervenkov ve Gheorghi Gheorghiu-Dej tarafından yapıldı.
Bulgar Bakanlar Kurulu Başkanı’ndan sonra söz Rumen meslektaşı Gheorghi Gheorghiu-Dej’e verildi. Konuşmasını iletmeyeceğiz, ama kesinlikle içinde sosyalizm, Sovyetler Birliği, sosyalist işbirliği, kardeşlik ve saire gibi sözcüklere rastlayacaksınız. Kendisi, Bulgaristan’ın eski sosyalist lideri Georgi Dimitrov’un katkılarından da bahsetti.

Sosyalist yöneticilerin sözcük hazinesine has protokol ifadeler, “Obekt 889”un baş yöneticisi Leonid Saprikin tarafından da söylenmiştir. Ama geniş çaplı inşaatı ciddiye alan bir profesyonel olarak kendisi, konuşmasına teknik veriler de dahil ediyor, üç defa da köprünün inşa edildiği kısa sürelere dikkat çekiyor. Uzmanlara göre bu, çağdaş inşaat yöntemleri için bile gerçek bir başarıdır.

“Bugün, 20 Haziran 1954 tarihi, çok önemli bir gündür. Otomobil ve trenlerin aynı zamanda hareket edebildiği iki katlı bir köprüyü faaliyete açıyoruz. Bu, iki komşu demokratik ülke arasında ilk köprüdür. Bu, Bulgar ve Rumen işçilerin ellerinden inşa edilen Avrupa’nın en büyük köprüsüdür. Tesadüf değildir ki Tuna nehri üzerindeki bu demir otoyoluna “dostluk ve barış köprüsü” adı verilmiştir. Bu köprü sayesinde her tür ulaşım yolları ve her tür yük taşımacılığı için imkanlar var. Köprü, öngörülenden yedi ay daha erken olarak ancak iki sene ve yedi ay için inşa edildi. İnşaatın değeri 16 milyon ruble ile azaltıldı. Komisyonu, yapılan bütün denetimlerden sonra köprünün, bütün çağdaş istemlere uygun olduğunu tespit etti. Burada çok büyük bir iş yapıldı. On binlerce metre küp beton döküldü. Bulgar ve Rumen kıyısında iki büyük gar ve bunlara bağlı tesisler inşa edildi.”

Leonid Saprikin’in sözlerini doğrulayan Tuna Köprüsü tarihinden ilginç bir gerçek, köprünün kullanıma açılmasından sonra ancak 1999 yılında tamir edildiğidir. Tamirat işleri de 2004 yılına kadar devam etti.
Çeviri: Şevkiye Çakır, Rayna İvanova
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981