banner1142
 Yılbaşı Gecesi Reina’da işlenen katliam bir çok bakımdan önemli. Çok büyük üst aklın planlayarak işlediği bu katliamın ortaya koyduğu gerçekleri, çok iyi araştırarak kamuoyu gündemine getirmeliyiz. Katliamın üzerinden günler geçmesine rağmen katil bir türlü bulunamadı. Temennimiz bu katilin bir an önce bulunarak, tüm gerçekleriyle gün yüzüne çıkartılması. Katliam ile ilgili yıllardan beri Çin zulmü altında inleyen Doğu Türkistan Uygur Türkleri yargısız infaza tabi tutuldu. Yılbaşı katliamını planlayan üst akıl amaç ve hedeflerine maalesef ulaşmış oldu. Katil bir an önce yakalanmalı, olayın önü ve arkasında ki bütün güç odakları deşifre edilmelidir. Şayet deşifre edilemezse, katil bulunamazsa başta Uygurlar olmak üzere Türkiye’de büyük bir zan altında kalacak. Dünya kamuoyu önünde yargısız infaz edilecekler. Bu konuda sosyal medyada yaptığım  değerlendirmeyi sizlerle paylaşıyorum: 

ÜST AKLIN BÜYÜK PLANI

 Yılbaşı gecesi gece kulübünde yaşanan ve 39 kişinin alçakça katledildiği saldırıyı işleyen katilin kimliği üzerinden Doğu Türkistan ve Uygur halkına da gizli bir saldırı yapılıyor. Doğu Türkistan Uygur halkı yıllardan beri Çin zulmü altında inliyor, soykırıma tabi tutuluyor. Uygurlara sadece Türkiye sahip çıkıyor. Geçtiğimiz yıllarda Çin zulmünden kaçarak Tayland dağlarında ölüme terk edilen binlerce Uygur Türk'ünü ölümden Türkiye kurtarmış, değişik yöntemlerle Malezya üzerinden Türkiye'ye getirip Kayseri'ye yerleştirmişti. 
Büyük bir üst akılın işi olan Yılbaşı katliamından sonra, Doğu Türkistan ve Uygurlara ilgili yargısız infaz yapılıyor 
  Yılbaşı katliamının arkasında sadece Amerika İsrail ve Avrupa ülkeleri yok. Uygur Türklerini asimile edip soykırıma tabi tutan Çin'de var.  Yılbaşı katliamı ile büyük oyunlar oynandı. Uygur Türkleri gibi tüm Müslümanlarda potansiyel terörist ilan edildi.  Türkiye'de bazı medya kuruluşları fırsatı ganimet bilip, yılbaşı kutlamalarına karşı çıkanları hedef tahtasına oturtup, kutuplaşmayı körükledi. 
 
OYUN İÇİNDE OYUN OYNANIYOR
Yılbaşı katliamcısına sahip çıkan DAEŞ terör örgütü en çok Müslümanlar ve Türkiye'ye zarar vermekte. Oyun içinde oyunlar oynanırken, Türkiye kamuoyu ve Türk milleti uyanık olmalı ve birlik ve beraberlik içinde olmalı.
   10 yıldır Uygurlar ve Doğu Türkistan'la ilgili araştırmalar yapıp, Devri Alem Belgesel TV programları çektim. Doğu Türkistan'ın Başkenti Urumçi, Turfan, Hotan, Yarkent, Kaşgarlı Mahmut ve ilk Müslüman Türk Hakan'ı Satuk Buğra Han’ın memleketi Kaşgar kentini adım adım gezerek, araştırma yapıp, belgesel çekerek tarihe not düştüm. Tarihimize karşı vefa borcumuzu ödemeye çalıştım.
  Doğu Türkistan ve Uygur Türkleriyle ilgili yaptığımız araştırma ve belgeselleri, www.belgeselyayincilik.com www.kocaeligebze.tv www.gebzegazetesi.com adreslerinden izleyebilir, yazılarımızı okuyabilirsiniz.

Bu konuda Kayseri Doğu Türkistan Vakfı Başkanı Seyit Tümtürk’ün gönderisini paylaşıyorum:
BU CANİ UYGUR DEĞİLDİR!!!
İstanbul’da yılbaşı gecesi Riena’da gerçekleşen terör saldırısı hakkında Uygur Halkının manevi Annesi ve lideri Rabia Kadir Hanımın açıklaması:
Sözlerimi başlamadan önce, bu hain saldırıda hayatını kaybedenlere yüce allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Diasporadaki Doğu Türkistanlılar Türkiye Tv ve gazete yayınlarını büyük bir şaşkınlık ve üzüntü ile takip etmekteler. Elbette bu üzüntümüzün birinci nedeni, Türk Halkı bizim ezelden beri kan, din, ırk ve millet olarak Kardeşimizdir, Uluslararası siyasi meselelerde de en büyük destekçimizdir. Türkiye’ye yapılan terör saldırısının bizleri yani Uygur halkını derinden yaralayan diğer bir sebebi ise saldırıyı gerçekleştiren teröristin Uygur olarak anılmasıdır. Günlerdir “Ey büyük Allah’ım ne olur bu cani terörist bizim kimliğimize bürünmüş bir hain olmasın!” diye yakarmaktayız.
Ben Rabia Kadir, Uygur halkının manevi Annesi ve lideri olarak, haberlerin sonuca bağlanmasına kadar tahammül edemedim. Türk Kardeşlerime vatanımdaki milyonlarca sessiz yığınların hür Dünyadaki sesi olarak samimiyetle duygu ve düşüncelerimi ifade etmek istedim.
Diasporadaki Uygurlar günlerdir Türk Medyasındaki haberleri çok dikkatle ve üzüntü ile izliyoruz. Bunun bir nedeni, kardeşimiz, dindaşımız ve uluslararası siyasi arenada bizi destekleyen Türkiye’ye yapılan saldırının acısı ise, diğer nedeni saldırıyı yapan teröristin Uygur olduğu hakkındaki söylentilerdir. Bundan dolayı üç gündür, ” inşallah bu lanetli terörist bizden olmasın” diye dua ediyoruz.
Ben inanıyorum ki, Doğu Türkistan’da yaşayan milyonlarca Uygur Türkünün gece gündüz fikri, ümidi, tesellisi ve güç kaynağı Türkiye’dir. Bizim yardımcımız önce Allah sonra Türk milletidir diye büyük ümitlerle yaşayan, Medyadan Türkiye haberlerini can kulağı ile dinleyen, Türk ürünleri için can atan, Türkiye’ye gidebilmek için hasret çekmekte olan halkımız, Türkiye’de yılbaşı gecesi gerçekleşen terör saldırısında hayatlarını kaybetmiş olan 39 masum insanın acısını yüreğinin derinliklerinde hissetmektedir. Dolayısıyla halkıma vekâleten diyebilirim ki;
Şayet o canin kimliğinde “Uygur” yazıyor ise kesinlikle o bizden değildir, ve bizden biri olamaz. Çünkü bir Uygur evladı öz vatanını yıllardır Çinli zalimler işkâl etmişken yurt dışında kendine düşman arayacak kadar cahil değildir.
Öteden beri kızıl Çin baskısı altında her türlü haklarından mahrum bırakılan halkımız son yıllarda haddini aşan Çin zulmü sonucu ezilmektense canlarını ve evlatlarını kurtarmak için vatanlarını terk etmek zorunda bırakılmıştır. Vatanlarını terk etmek zorunda kalan her bir Uygur evlatlarına iyi bir gelecek hazırlamak, çocuklarını, dini ve milli yönden topluma faydalı birer aydın insan olarak yetiştirme çabasındadır. Aynı zamanda vatanlarını terk etmek zorunda kalan Uygur halkı Hür Dünyadan kendileri için dost eller aramak, ezilen, yok olmaya mahkûm olan milletinin derdine çare bulmak gayreti içindedir. Şayet vatandan ayrılıp başka amaçlar peşine düşmüş iseler o kişiler kesinlikle Uygur olamazlar.
Belki onun adı ve çehresi, kılık kıyafeti de Uygurlara benzeyebilir, fakat onun ruhu, zihni, düşüncesi, fikirleri kesinlikle Uygur değildir. Böylesine dehşet saçan bir cani, beyni tamamıyla yıkanmış, vatan, millet gibi duygularını, hatta insan olma duygusunu bile kaybetmiş bir mahlûktur.
Haberlere bakılırsa teröriste DAEŞ terör örgütü sahip çıkmıştır. Teröristin DAEŞ üyesi olduğu kesinleşmiştir… Saldırının şekli de tipik Daeş’e has saldırılara benzemektedir. Bu olayın uzaktan, yakından hiçbir şekilde Uygularla ilgi ve alakası yoktur.
İnanıyorum ki, o cani yakalanıp milleti soruşturulduğunda “ben Uygur’um” demeyecektir. Ben Uygurum diyebilen hiç bir insan asla Türkiye’ye zarar vermek istemez. O cani, yıkanmış beynin ait olduğu terör teşkilatına has kimliğini açıklayacaktır. Dolayısıyla basın – yayın organları bu olay hakkında haber verirken, bu caninin mensup olmadığı bir milleti ve ya ülkeyi dile getirmektense, onun ait olduğu terör camiasının adını vermeleri daha yerinde olur diye ümit etmekteyim. Bu şekilde haber verilirse, özgür habercilik anlayışına daha uygun olacağını düşünüyorum.
Şayet bu saldırıyı gerçekleştirenin kimliği Uygur olarak ortaya çıktığı takdirde, bu saldırı sadece Türkiye’de yılbaşı gecesi Reina’da hayatlarını kaybeden 39 Türk vatandaşı ve Türkiye’nin misafirleri olan masum insanlara yapılan hunharca bir saldırı değil, Uygurların şanına, şerefine, siyasi menfaatine, ümidine, ve hayatı çıkarlarına yapılan bir saldırıdır.
Bu olay Dünyada tek bir devleti memnun etmiştir, o devlet ise uzun yıllardan beri Uygurların hem vatanını işgal eden, en doğal hakları olan özgürlük mücadelesini Dünyanın gözlerine terör mücadelesi olarak sergilemeye çalışan, 10 binlerce masum Uygur insanını terörist ithamı ile suçlayıp hapislerde çürüten Çin’dir. Bu olayın gerçekleştiren teröristin Uygur olduğu iddiasının doğrulanması, Çin’in uluslararası meydanlarda Uygurlara karşı sesini daha çok yükseltmesine, Doğu Türkistan’daki ağır Çin baskısının daha çok artmasına, Diasporadaki Uygurların iade edilmesine olanak sağlayacaktır.
Türkiye günümüzde dünyadaki en güçlü Türk Devletidir, bütün Türk devletlerinin yegane istinatgahı ve ümid kaynağıdır. Bin yıldan beri dimdik ayakta Hürriyetini muhafaza ederken diğer kardeş Türk ve İslam milletlerine de özgürlük örneği olmuş, başı dertte olan bütün Türk kavmlerine kucak açmış, bağrına basmış, her konuda ilham kaynağı olmuştur. Bu güçlü Devleti böylesine lanetli canilerin terör saldırıları asla yıldıramaz, uluslararası konumunda asla bir kaybı olmaz. Kanatımca, bu cani kesinlikle Uygur olamaz. Bazı basın – yayın mensuplarının bu caninin Uygur olabileceği hakkıdaki sorumsuzca açıklamaları, Türklerin ezeli ve ebedi düşmanı olan Çinlilere yaranmak sevindirmek için yapılmış olabileceğini düşünüyorum.
Türk halkına ve bu alçakça yapılan terör saldırısında hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yüce Allah Türk Devletini sonsuza kadar payidar kılsın. Yine Cenabı Allahtan mazlum Milletimi nerede olursa olsun felaketlerden, fitnelerden, iftiralardan korumasını, ve birlik beraberlik içinde milli mücadelemiz uğruna birbiriyle sımsıkı kenetlenmesini diliyorum.
(Yazıyı Türkçeye çeviren, Uygur şaire Sayın Nurala Göktürk hanıma kalbi teşekkürlerimizi sunuyoruz)
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981