Türk İnternet Medya Birliği’nin (TİMBİR) 25-28 Eylül 2025 tarihleri arasında Rize’de düzenlenen toplantısına katılmak üzere yola çıktım. Belgesel tadında Doğu Karadeniz Bölgesi ve çayın başkenti Rize'yi izleyiciyle ekranda buluşturuyorum.
Rize’nin kültür yolculuğu, “Rize’nin Dünü ve Bugünü” belgeseliyle taçlandı.
Haberin detayları için tıklayın
Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) Rize Toplantısı için özel olarak hazırlanan “Rize’nin Dünü ve Bugünü” belgeseli, yeşilin ve mavinin kucaklaştığı Karadeniz’in incisi Rize’nin tarihini, kültürünü ve doğal güzelliklerini ekranlara taşıyor.
TİMBİR Danışma Kurulu Başkan Vekili, duayen gazeteci ve belgesel yapımcısı İsmail Kahraman’ın kurguladığı. Gazeteci Hüseyin Resul Şimşek’in yönetmenliğinde hazırlanan yapım, geçmişin izlerini bugünün değerleriyle buluşturuyor.
Belgeseli izlemek için tıklayın
Rize Araştırmaları Vakfı tarih ve kültür araştırmacısı Yazar İshak Güvelioğlu rehberliğinde, Rize’de Vakıflar Medeniyeti Tarihi belgeseli çekimleri gerçekleştiriliyor.
Canlı yayını izlemek için tıklayın
Rize Kaçkar Dağları’nda Uluslararası Koşu Yarışının Start Noktası: Ayder Yaylası
Rize Kaçkar Dağları Ultra Trail Festivali’ne ev sahipliği yapacak yarış için, dünyanın çeşitli bölgelerinden sporcular Rize’ye geldi.
Yarışla ilgili Rize’de düzenlenen basın toplantısı ve Kaçkar Dağları’ndaki etkinlik, TGRT Devr-i Alem Belgesel TV programı tarafından belgesel formatında kaydediliyor.
Start noktasından canlı yayını izlemek için tıklayın
Yarış belgeselinden canlı yayın için tıklayın
Rize Kaçkar Dağları’nda Tarihi Yarışı İsmail Kahraman’da bulunarak organizasyona destek verdi.
Rize’nin Kaçkar Dağları, dünyanın en büyük ultra maratonlarından UTMB’ye ev sahipliği yaptı. 55 ülkeden 2 bini aşkın sporcunun katıldığı organizasyonda Turkcell, Türkiye’de 1250 metre yükseklikte gerçekleştirilen ilk 5G saha testini başarıyla tamamladığını duyurdu.
Türkiye İnternet Medya Birliği (TİMBİR) Yönetim Kurulu da yer aldı. Açılışta hazır bulunan isimler arasında gazetemiz Gebze Gazetesi İmtiyaz Sahibi Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu (TDGF) Genel Başkan Yardımcısı İsmail Kahraman’da bulunarak organizasyona destek verdi.
Bu yıl Kaçkar Dağları’nda düzenlenen UTMB (Ultra-Trail du Mont-Blanc) etkinliği, aynı zamanda Türkiye’nin iletişim tarihinde de bir ilke sahne oldu. Bugüne dek 5 kıtada ve 43 farklı ülkede koşulan dünyanın en prestijli ultra maratonu, bu yıl Rize’de yapıldı. Turkcell, organizasyonda tarihi bir adım atarak 1250 metre yükseklikteki 5G saha testini başarıyla tamamladı ve en zorlu doğa koşullarında bile 5G teknolojisinin ne kadar hazır olduğunu gösterdi.
Canlı yayını izlemek için tıklayın
Rize Fırtına Deresi Çat Vadisi’nden Canlı Yayın
Rize’de tarih ve kültür araştırmaları kapsamında, TGRT Belgesel TV’de her gün yayınlanan Devr-i Alem Belgesel TV programı ekibi olarak Fırtına Vadisi’ndeki tarihi vakıf eseri Kemer Köprü’de belgesel çekimlerine devam ediyoruz. An itibarıyla Devr-i Alem TV ve Gebze Gazetesi üzerinden canlı yayındayız.
Canlı yayını izlemek için tıklayın
Rize Ayder Yaylası’ndan Belgesel Tadında Canlı Yayın
Canlı yayını izlemek için tıklayın
Rize’de tarih ve kültür araştırmaları kapsamında, TGRT Belgesel TV’de her gün yayınlanan Devr-i Alem Belgesel TV programı ekibi olarak Ayder Yaylası’nda belgesel çekimlerine devam ediyoruz. An itibarıyla Devr-i Alem TV ve Gebze Gazetesi üzerinden canlı yayındayız.
Canlı yayını izlemek için tıklayın
Çayın başkenti Rize’de, Artvin Havalimanı’ndaki Çay Tarihi Müzesi’nden Devr-i Alem TV ve Gebze Gazetesi tarafından canlı yayın gerçekleştirilmektedir.
Canlı yayını izlemek için tıklayın
Türkiye’de çay tarımının başlangıcı 1917 yılına kadar uzanmaktadır. Batum ve çevresinde incelemeler yapmak üzere, bölgeye aralarında Halkalı Ziraat Mektebi Ali Müdür Vekili Ali Rıza Erten’in de yer aldığı bir heyet gönderilmiştir. Yapılan inceleme sonucu hazırlanan raporda, Batum ile benzer ekolojiye sahip Doğu Karadeniz Bölgesi’nde çay ve narenciye bitkilerinin yetiştirilebileceği belirtilmiştir.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra bölgede yaşanan ekonomik ve sosyal bunalımlar, işsizlik dolayısıyla meydana gelen göç, bölge insanına gelir kaynağı ve iş alanı yaratılmasını zorunlu hale getirmiştir. Bölgede yaşanan işsizlik ve ekonomik sorunların çözümü için, 1917 yılında hazırlanan rapor dikkate alınarak, TBMM’de 1924 yılında Rize ili ve Borçka Kazası’nda fındık, portakal, mandalina, limon ve çay yetiştirilmesine dair 407 sayılı kanun kabul edilmiştir. Çay tarımı bu kanun ile yasal güvenceye kavuşturulmuştur.
Bu kanuna göre başlatılan çay üretimi çalışmalarının yürütülmesinde Ziraat Umum Müfettişi Zihni Derin görevlendirilmiştir. 1924’ten 1937’ye kadar yapılan çalışmaların olumlu netice vermesiyle Batum’dan 1937 yılında 20 ton, 1939’da 30 ton ve 1940’ta 40 ton çay tohumu ithal edilerek çay bahçesi tesisi çalışmalarına başlanmıştır.
Bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasını desteklemek, göçün yarattığı sosyal problemleri azaltmak amacıyla çay tarımı ve sanayi uzun yıllar devlet tarafından desteklenmiş ve teşvik edilmiştir. İlk yaş çay yaprağı hasadı ve kuru çay üretimi 1938 yılında gerçekleştirilmiştir.
1940 yılında çıkarılan 3788 sayılı Çay Kanunu ile Türkiye’de çaycılık güvence altına alınmış ve çay bahçesi kuracaklara ruhsatname alma zorunluluğu getirilmiştir. Bu yasal gelişmelerin ardından çay tarım alanları giderek genişlemiş ve üretim miktarı hızla artmıştır.
(Kaynak: Çaykur)
Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Pazar Ziraat Fakültesi’nden Belgesel Söyleşi
Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Pazar Ziraat Fakültesi’nde, Fakülte Dekanı Prof. Dr. Mustafa Akbulut ve Çay Eli Bel DİYE Başkanı İsmail Çiftçi ile çay tarımı ve çay tarihi üzerine belgesel söyleşi gerçekleştirdim.
Başkan Bey ve Dekan Hocaya, gösterdikleri ilgi ve alakalardan dolayı teşekkür ederim. Rize belgeseli tadında bir çalışma ortaya çıktı.
Belgeseli izlemek için tıklayın
Kafkas Cephesi Savaşında Rize’nin Ruslar Tarafından İşgali ve Harşit Savunması Zaferi
Rize Valisi İhsan Selim Baydaş ve Çayeli Belediye Başkanı İsmail Şiftçi’ye, Harşit Savunması Vakfı tarafından yayımlanan Kafkas Cephesi Harşit Savunması Zaferi dergisi hediye edildi. Doğu Karadeniz’de Rus işgali ile ilgili bilgi paylaşımında bulunduk.
Birinci Dünya Harbinde Rize’nin Ruslar Tarafından İşgali
1914-1918 yılları arasında yaşanan Birinci Dünya Savaşı, İtilâf ve İttifak bloklarına ayrılmış Avrupalı büyük devletler için emperyalist bir paylaşım savaşı niteliğindeydi. Balkan Harbi’nin ortaya çıkardığı zaaflar nedeniyle yalnız kalmak istemeyen Osmanlı Devleti, bu büyük savaşa Almanya’nın müttefiki olarak katıldı.
Osmanlı Devleti için savaş, fiilen 28 Ekim 1914’te Yavuz ve Midilli zırhlılarının Rus limanlarını bombardıman etmesiyle başladı. Bu bombardıman sonucunda Rusya, Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti ve Kafkas Cephesi iki devlet arasındaki en önemli cephelerden biri hâline geldi.
1915 yılının başında icra edilen ve başarısızlıkla sonuçlanan Sarıkamış Harekâtı’nın ardından Osmanlı ordusu, Kafkas Cephesi’nde taarruz inisiyatifini kaybetti. Aynı yılın son günlerinden itibaren Rus ordusu, İtilâf Devletleri’nin kendi aralarında yaptığı gizli paylaşım anlaşmaları doğrultusunda, Anadolu üzerinde kendilerine bırakılan bölgelere taarruz etti.
Bu bağlamda Doğu Anadolu’da Erzurum-Erzincan istikametinde ilerleyen Rus ordusu, eşzamanlı olarak Artvin üzerinden Trabzon’a doğru da istilâ hareketi başlattı. Rus donanması, Doğu Karadeniz sahillerini abluka altına almış ve kara birliklerine ateş desteği sağlamıştır. Ayrıca Osmanlı ordusunun merkezden takviye almasını da engelledi. Rus ordusunun Karadeniz sahillerinde yürüttüğü ileri harekât sonucunda işgal edilen Türk topraklarından biri de Rize oldu.
Bu çalışma, Rize’nin Rus ordusu tarafından işgalini, işgale karşı bölgede gösterilen direnişi ve bu süreçte yaşanan insanî dram ile muhacirlik olgusunu konu almaktadır.
(Kaynak: AVESIS)
Rize’ye, TİMBİR toplantısına katılmak için çıktığımız bu yolculuk, benim için sadece bir iş değil; aynı zamanda tarihe, kültüre ve doğaya dokunma fırsatı oldu. Ayder Yaylası’ndan Kaçkar Dağları’na, Fırtına Vadisi’nden Çay Müzesi’ne kadar her durak, Rize’nin eşsiz dokusunu ekrana taşımamızı sağladı. Her karede şehrin geçmişiyle bugünü buluştuk, izleyiciye Rize’nin ruhunu hissettirmeye çalıştık.
Bu belgesel, yalnızca bir toplantı gezisinin kaydı değil; Rize’yi dünü ve bugünüyle, doğası ve insanıyla anlatan bir yolculuğun belgesi. İzleyicilerimizin de bu yolculukta bizimle birlikte Rize’yi hissetmesini diliyorum.