Gebze Gazetesi’nin manevi kurucusu, gazeteci hocam, rahmetli babam Mustafa Kahraman’ın mezarını ziyaret edip Fatiha okuyarak 3 Aralık 1984 tarihinde yayına başlayan gazetemizin 41. kuruluş yıl dönümü etkinliklerimizi başlattık.
https://www.facebook.com/share/v/17Z64fY9Xk/?mibextid=wwXIfr
Gebze Gazetesi 41 yaşına giriyor
Kurucusu ve genel yayın yönetmeni olduğum, 1984 yılı Aralık ayında yayına başlayan Gebze Gazetesi’nin (www.gebzegazetesi.com) ilk sayılarını Ankara Milli Kütüphane arşivinde bularak İlim Kültür Tarih Araştırmaları Merkezi (www.iktav.com) vakfı kütüphanemize kazandırdık.
Binlerce kitap, fetih belgesi, fotoğraf ve Devri Alem Belgesel TV program arşivinin bulunduğu, Kocaeli Valiliği olurları ile kurulan İKTAV Araştırma Merkezi kütüphanemiz, tarih ve kültür araştırmacılarının hizmetindedir.
https://www.youtube.com/watch?v=ubjZhwRe_Go

Gebze Gazetesi Aile Yılı ilan ediyoruz
Aralık 1984 tarihinde, 41 plakalı Kocaeli/İzmit’te Türkyolu “Bizim Şehir” matbaasında basılarak yayın hayatına giren ve daha sonra Gebze’de kurduğu tesislerle yayınına devam eden Gebze Gazetesi, bugün internet üzerinde www.gebzegazetesi.com olarak tüm dünyaya açılarak yayına devam ediyor.
Gebze Gazetesi olarak, 2026 yılı Aralık ayına kadar bu yılı www.gebzegazetesi.com “Aile Sevgisi Yılı” ilan ederek tüm okurlarımız ve takipçilerimiz ile kültürel etkinlikler, yarışmalar ve çeşitli faaliyetlerle kutlamak istiyoruz.

Babamdan gazetecilik dersi ve çocukluk hatıralarım
Gebze Gazetesi (www.gebzegazetesi.com) ve www.gebzegazete.com’da “Belgeselcinin Not Defteri” köşesinde 4 Ocak 2023 tarihinde yayınlanan makalemiz:
https://www.gazetegebze.com.tr/.../babamdan-gazetecilik...
3 Ocak 2009 tarihinde ebediyete göçen babamın vefat yıl dönümü dolayısıyla, merhum babam Mustafa Kahraman’ın vefatının 15. yıl dönümünde www.gebzegazetesi.com’da yayınlanan canlı makalemi, babamın Gebze mezarlığındaki kabri başından sunuyorum. Babam, merhum Kandazoğlu Mustafa Kahraman’ın şahsında ebediyete göçen tüm babaların ruhu için El Fatiha.
Baba güçtür, kuvvettir ve temelimizdir.
Baba yurttur, yuvadır, evimizin direğidir.
Baba ocaktır, kucaktır; anlayana her şeydir.
Baba şandır, şereftir; geçmiştir, gelecektir.
(1).jpg)
3 Ocak 2009’da Gebze’de 100 yaşında vefat eden merhum babam, benim şerefim, ilk hocam, rol modelim, ideolüm ve her şeyimdi. Vefatının 15. yılında merhum babam Mustafa Kahraman’ı mezarı başında, Şehit İbrahim Dedemin adını taşıyan Kemal İbrahim ağabimin başkanlığında, babamın torunları ile mezarı başında Kuran okuyup dua ile andık.
Vasiyet, nasihat ve hatıralarını unutmayacağım. Merhum babamı rahmet, minnet ve şükranla anıyor; babamın şahsında ebediyete giden, Hakka yürüyen tüm babaların ruhu için siz değerli arkadaşlarımı bir Fatiha ve üç İhlas-ı Şerif okumaya davet ediyorum.
El Fatiha...
Babamın vefat yıl dönümünde, babamın aziz hatırası için mezarlığın girişine bir meyve fidanı dikerek ruhunu şad eyledik. Babam ile çocukluk yıllarımın geçtiği Giresun Espiye Soğukpınar Beldesi Dikmen Mahallesi ile Karaovacık Yaylası’nda çektiğimiz belgeselin Kocaeli TV’de yayınlanan bölümünü sizlerle paylaşıyorum.
Babamla 2003 Yılı Yayla Hatırası:
https://ne-np.facebook.com/.../an.../1180025665859385/
Soğukpınar Beldesi Dikmen Mahallesi:
https://ne-np.facebook.com/.../an.../433235248212411/
Emine Anam’ın Yün Çorabı Örmesi:
https://www.facebook.com/belge.../videos/772316779589598/...
Babamla çocukluk hatıralarım:
3 Ocak tarihi benim için çok önemlidir; her yıl ocak ayının üçünde hüzünlenirim. 14 yıldır 3 Ocak geldiğinde duygusallaşıp üzülürüm. 2009 yılının 3 Ocak günü Mısır’ın başkenti Kahire’deydim; Cansuyu yardım ekibinin daveti ile Mısır’dan Filistin’e gidiyoruz. Devri Alem belgesel programımın yayınlandığı TV5 Televizyonu adına, İsrail tarafından bombalanan Gazze’ye tıbbi yardım malzemesi götüren Cansuyu yardım derneği ekibinin Mısır-Gazze sınırında belgeselini çekeceğiz.
Çok zor şartlar altında Süveyş Kanalı ve Sina Çölü’nü geçerek Mısır-Gazze sınırına gidip yardım malzemelerini İsrail bombardımanı altındaki Gazze’ye teslim ettik. Devri Alem belgesel programı (www.devrialem.tv) olarak belgesel çekimlerimizi tamamlayıp geç vakitlerde Mısır’ın başkenti Kahire’ye döndüğümde, gece yarısı çoktan geçmiş, takvimler 3 Ocak 2009’u gösteriyordu. Kaldığım oteldeki telefon acı acı çalmaya başladı; kardeşim Yunus Gebze’den arıyordu.
O gece hayatımın en acı telefonlarından birini aldım: en değerli varlığım, ilk hocam, rol modelim babam Kandazoğlu Mustafa’nın Hakka yürüdüğünü öğrendiğimde dünyam yıkılmıştı. Kendimi tam bir boşlukta hissederek, rahmetli babamla geçen çocukluk hatıraları bir sinema şeridi gibi gözümün önünden geçmeye başladı. Hazırlıklarımı tamamlayıp Mısır’dan geri dönmüş, Gebze Mustafa Paşa Camisi’ndeki babamın cenaze namazına 3 saatte gelerek son anda yetişmiş ve babamı ebedi makamı mezarına bizzat kendim indirip yerleştirmiştim.
Merhum babamın hayatı çile ve sıkıntı içinde geçmişti. Dedem İbrahim, Birinci Dünya Savaşı’na gittikten 5 ay sonra şehit yetimi olarak dünyaya gelmiş; Kurtuluş Savaşı’nı yaşamış, gözünün biri çiçek hastalığı salgınında kör olmuş; İkinci Dünya Harbi’nde mecburi olarak askere gitmiş; Erzincan’da vatani görevini yapmış; darbeler ve ihtilaller yaşamış, büyük sıkıntılar çekmiş, düşmanlarının cinayete teşebbüs iftirası sonucu haksızlıkla hapiste yatmış ve davası beraatle sonuçlanmış; iftira atanları Allah’a havale etmişti. Kendisine öldürmeye teşebbüs iftirasını atan şahıs daha sonra kendi kendini vurarak ömür boyu topal ve engelli kalmış, haksızlığın bedelini ödemiştir.
Hayatı boyunca haksızlık karşısında susmayan, her zaman mazlumun yanında olan babam, biz evlatlarına devlet ve milletin hizmetinde yararlı işler yapmayı öğütlemiş; mazlumun yanında, zalimin karşısında durmayı, yapıcı olup yıkıcı olmamayı vasiyet ve nasihat etmiştir. Babam, ilk okula 1924 yılında köyümüzde açılan okulda başlamış, Osmanlıca yazıları öğrenmiş, Harf Devrimi’nden sonra Latin alfabesi ile eğitim görmüştür. Dini bütün, güzel Kuran okuyan, türkü söyleyen, şiirler yazan babamla 13 yaşında yatılı eğitim kurumuna gönderilmemle başlayan, dolu dolu çocukluk yıllarımı birlikte yaşadım.
İşte o hatıralardan bazıları:
Giresun’un Espiye ilçesinde, orman köyü olan Dikmen Köyü’nde 1960 yılında dünyaya geldim. Köyümüz orman köyü olmasına rağmen, orman köylerinin anayasa ile desteklenmesi gerekirken maalesef desteklenmemiştir; o yıllarda işsizlik vardı. Rahmetli babam, Giresun ormanlarında çalışacak iş bulamadığı için Düzce ormanlarında Hızar Dere bölgesinde orman işçiliği yapmıştır. Ben babamı ilk kez dört yaşımda tanıdım. Düzce’den köye geldiğinde getirdiği bisküvinin (püsküt) tadı hâlâ damağımdadır. Babamın babacan tavrı ve şefkatli kucağını dört yaşımda yaşamıştım; deyim yerindeyse babamı dört yaşında tanıyıp görmüştüm.
Babamla Bayram Namazı
Bayram deyince çocukluk yıllarımız gözlerimizin önüne gelir. Çocukluk yıllarında yaşadığımız ilk bayramlar, silik bir resim gibi hatırladığımız mutlu günler, heyecandan uyuyamadığımız bayram geceleri... Sabah erkenden büyüklerimizle birlikte bayram namazına gittiğimiz o günler… Artık hepsi mazi oldu, çok gerilerde kaldı. O çocukluk yıllarımızdaki bayram hazırlıkları, daha bir ay önceden kendimizi bayrama hazırladığımız günler, arife gecesi mısır unundan yapılan helvalar, sabah erkenden merhum babamla birlikte bayram namazına gittiğimiz çocukluk günleri, birlikte köyümüzün tarihi ahşap camisinde kıldığımız ilk bayram namazı… Namazdan sonra babam elimden tutarak mezarlıkta atalarımızın kabirleri başında okuduğumuz Fatihalar… Babamla geçen güzel çocukluk günleri ve hatıraları üzerinden 57 yıl geçse de sanki dün gibi her şeyi hatırlıyor, babamla yaşadığım çocukluk hatıralarımı tarihe not düşüp zamana noterlik yapma adına sizlerle buradan paylaşacağımı duyurarak, 3 Ocak 2009 tarihinde vefat eden merhum Kandazoğlu Mustafa Kahraman’ı minnet, şükran, saygı, sevgi, özlem ve rahmetle anıyor; ebediyete intikal eden tüm babaların ruhu için bir kez daha Fatiha okumaya davet ediyorum.










