
Aziz Nesin’in “Kaptan-ı Derya Ali Kâhya” müstear adıyla senaryosunu yazdığı ve “orta kuşak”ın önemli çizerlerinden Nehar Tüblek’in çizdiği “Bilmem Ne Adası”, dönemin toplumsal yapısını gözler önüne sererken, aynı zamanda evrensel hikayesi ile de politik mizahın güçlü bir örneği olmayı başarıyor.
Mastaroka’ya Doğru Yelken Açmak…
Aziz Nesin’in 1968 Karacan Ödülü’ne layık görüldüğü “Karagöz’ün Kaptanlığı” ya da diğer adıyla “Demokrasi Gemisi”nin öncülü diyebileceğimiz “Bilmem Ne Adası”nda, gerçek dünyaya atıfta bulunan, kurgusal ülkelerin yer aldığı alternatif bir dünyaya giriş yapıyoruz. Bu alternatif dünyada görebildiğimiz tek kurgusal ülke, Amerika’nın bir çeşit türevi olan “Mastaroka” oluyor. Bu kurgusal ülke hikâyenin merkezine yerleştirilirken, aslında gelişmekte olan bir ülkenin kapitalizm ile olan ilişkisi genel planda inceleniyor.
Bu çizgi romanda, Aziz Nesin eserlerinde görmeye alışık olduğumuz bürokratik işlemlerin saçmalıkları bir kenara, siyasetteki her türlü kayırma, devlet dairelerindeki hiyerarşik yapının bozukluğu, yöneticilere yalakalık eden kurnazlar, mülakatlarda işleyen torpiller, “Batı”ya duyulan hayranlık, kolay yoldan köşeyi dönme çabaları, erkeğin kadını metalaştırması ve kadının erkeği kullanması gibi birçok meseleye parmak basıldığına şahit oluyoruz. Anlayacağınız “Bilmem Ne Adası” sayfalarında sadece siyasi göndermelere değil, toplumsal meselelere de yer veriliyor. Bu noktada şunu da hatırlatmamız yerinde olacaktır. Nesin’in diğer çizgi romanlarından “Baba Mirası”, toplumsal meselelere değinse de aslında temel olarak politik bir hiciv ürünüydü. “Deniz Aslanı” da siyasi göndermelerde bulunsa bile toplumsal mesajlarıyla öne çıkıyordu. “Bilmem Ne Adası”na baktığımızda ise siyasi ve toplumsal eleştirileri aynı potada başarılı bir şekilde erittiğini görüyoruz.
Karikatür Tadındaki Kareler
“Bilmem Ne Adası” kendi içinde bir bütünlüğe sahip olsa da bazı kareleri tek başlarına başarılı karikatürler olarak da düşünebiliyoruz. Diğer Aziz Nesin çizgi romanlarında da gördüğümüz bu durumunun, “Bilmem Ne Adası”nda daha baskın olduğunu belirtelim. Aslında sırf bu bile Nesin’in senaryo konusunda ne kadar detaycı bir yaklaşıma sahip olduğunu anlamamız için yeterli olacaktır. Bununla birlikte, “Bilmem Ne Adası”ndaki göndermeler konusunda da Nesin’in diğer çizgi romanlarına nazaran daha detaycı bir bakışın hâkim olduğunu görüyoruz.
Her Ülkeye Uyarlanabilecek Geniş Bir Perspektif
Elbette “Bilmem Ne Adası” gibi politik bir eser, döneminden bağımsız düşünülemez. Fakat Nesin, eleştirilerini dönemin şartlarına göre yapmış olsa dahi ortaya koyduğu alternatif dünya, her döneme hatta her ülkeye uyarlanabilecek geniş bir perspektife sahip. İşte bu sebeple, kısa denilebilecek bu çizgi romanın bu denli kapsayıcı olması, şaşırtıcı olduğu kadar etkileyici de! Nesin ve Tüblek birlikteliğinin en başarılı ürünü olmaya aday gösterilebilecek olan bu çizgi roman, hem büyük bir titizlikle yazılan senaryosu hem de özgünlüğüyle hayran bırakan çizimleri ile unutulmayacak bir yolculuğa davet ediyor. Bize de bu davete icabet etmek kalıyor…