banner1001
Yeryüzünde inşa edilen ilk ev Kabe’dir.(Âl-İmran3/96) Kâbe’ye Rabbimiz “evim” (Hac 22/36) der. Biz
de bunun için ona “Allah’ın evi” deriz. Bu, Allah’a mekân izâfe anlamında değil, orada Allah’a ibadet
edilmesi, oranın tevhidin sembolü olması sebebiyledir.
Yeryüzüne inşâ edilen her mescid/her cami de Beytullah’ın şubeleridir. Kâbe Allah’ın evi ise camiler
de Kâbe’nin şubesi olduğuna göre camiye giden kişi aynı zamanda “Allah’ın misafiri” oluyor. Yani bir
Müslüman camiye gittiğinde sadece namaz kılmış olmuyor. Orada “özel misafir” de oluyor.
Camiler daha ilk günden beri sosyal hayatın vazgeçilmezi olmuştur. Bakınız Allah Rasûlü(sav) hicret
sırasında daha Medine’ye varmadan Kuba Köyünde konakladığı sırada oraya Kur’an’da da
övülen(Tevbe 9/108) Kuba mescidini inşa etmiştir. Medine’ye vardıklarında da ilk iş Mescid-i Nebi’nin
inşası olmuştur. İşte Medine’de hayat bu mescid etrafında şekillenmiş, İslam toplumu buradan
neşvünema bulmuştur. Medine İslam Devletinin yönetim merkez de burası olmuştur.
Allah Rasûlü’nin mescidi çok fonksiyonlu idi. O’nun mescidi aynı zamanda bir okul idi. Bu mescid
Medine İslam toplumunu inşa ediyordu. Mescidin bitişiğine “Suffe” denilen bugünkü manada “yatılı
okul” kurmuştu. Efendimiz bu okulun kurucu müdürüdür aynı zamanda. Yani Efendimiz aynı zamanda
bir “muallim”dir. Nitekim O(sav), “Ben muallim olarak gönderildim” buyurmuştur.(İbn Mâce
Mukaddime 17) Suffe’de fakir talebeler barınırlardı. Hz. Ebû Hureyre(ra) bu okulun en
meşhurlarındandır ki hadis ilminde “müksirûn” denilen en çok hadis rivayet eden sahabi ünvanı ona
aittir.
Tarih boyunca mescitlerin bu fonksiyonu devam edegelmiştir. Ebu Hanifeler, İmam Şafiler, İmam
Malikler, İmam Ahmed b. Hanbeller ders halkalarını camilerde oluşturmuşlar; İmam Ebu Yusuflar,
İmam Muhammedler bu halkalardan yetişmiştir. Yani cami ve ilim iç içe idi.
Şunu da bilelim ki o insanları Kur’an inşa ediyordu. O Kur’an ki daha tek bir ibadet emredilmemişken
ilk inen ayeti “OKU!” diye başlıyordu. Sanki gözümüze sokuyordu Kur’an. İbadetten de önce ilim gelir
diye. Düşünsene 23 senede tamamlanacak 6236 ayetin ilk kelimesi “OKU!”
Yoksa siz bu hitabın muhatabının sadece Hz. Muhammed mi olduğunu sanıyorsunuz? “Oku” diye
emreden Allah “okudun mu?” diye sormayacak mı sanıyoruz? Hemen belirtelim nasıl ve neyi
okuyacağımızı da hemen peşinen söylüyor daha ilk inen ayetler. 1-Okumalar Allah’lı olacak. Allah
adına, Allah’ın adıyla olmalı. Allah’ı yok sayarak yaşayamazsın, tabiatı Allah’tan bağımsız okuyamazsın.
2-Okumaya mesela kendi yaratılışınızın inceliklerin(Embriyoloji)den başlayabilirsiniz (Alâk 96/1-5)
Okuması bilene insan da tabiat da bir kitaptır.
Cami mevzuuna devam edelim. Son zamanlarda camilerin çok fonksiyonlu yapısının göz ardı edilmeye
başlandığını da üzüntüyle müşahede ediyoruz. Özellikle ülkemizde yeni yapılan bir çok camide bunu
görüyoruz. Bir bakıyorsunuz devasa bir cami inşaatı. Altı tamamen işyeri. Asıl ibadet mekanları tâ üst
katlarda. Ulaşmak zor mu zor. Hele ki özürlü veya hasta iseniz o camiye ulaşamıyorsunuz. Burada
Kur’an eğitim merkezi, etüt salonları, kütüphane, misafirhane, hamam…vs yapılmış mı diye
bakıyorsunuz ama nafile. Yok. Bunlar dünyevileşme hastalığımızın yansımaları olsa gerek.
Özetle şunu belirtelim. Camiler sadece namaz mekanları değildir. Olmamalıdır. Geçmişte olduğu gibi
ilim irfan merkezleri de olmalıdır. Camiler inşâ edilirken baştan bu gaye güdülmelidir. Bu manada bir
şehrin, bir mahallenin camileri o yerin çekim merkezleri olmalıdır.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934