Ukrayna Odessa'da Belgesel Çekimi

04 Haziran 2021 Cuma 16:05

Ukrayna Odessa'da Osmanlı’nın en büyük eseri Akkerman Kalesinde belgesel çekimi gerçekleştirdik. Canlı yayın yaptık.
Ramazan Bayramı Akkerman Kalesinde kutladık.
Dünya coğrafyasında kültür ve medeniyet tarihimizi araştırıp belgeselleştirmeye devam ediyoruz.Koşukavak turizm firmasının www.kosukavak.com.tr öncülüğünde Osmanlı coğrafyası olan Batı Karadeniz ülkelerin de Ukrayna'nın Odesa ve kili sahilleri Tuna nehrinin Karadeniz’e döküldüğü bölgelerdeyiz .
Osmanlı döneminde kuzey bölgelerinde yaşayan müslümanların hacca götürüldüğü liman olarak Kırım Hanı hacı Giray Han tarafından Hacıbey şehri ve limanı olarak bilinen Odesadan yola çıkarak 80 km yol giderek Akkerman kalesi ve Karadeniz sahillerine geldik .
Üzüm bağları meyve bahçeleri arasından geçerek geldiğimiz kale adeta bir tabloyu andırıyor. Yıldırım Beyazit'ın emri ile bu bölgeye özel üzüm bağları kurulmuş Ukraynalı hanım rehber kale ile ilgili önemli bilgiler verdi. 9 bin M2 ilk bir alanı kapsayan kale içinde camisi yıkılmış minare bizleri nöbet tutan akıncı Beyi Eda’sı ile karşıladı . Üç bölümden oluşan Karadeniz sahilindeki kale Yıldırım Beyazit Han tarafından 100 bin kişilik ordusu ile 100 gemi ile fethettiğini Ukraynalı rehber anlattı .
Kale çok iyi korunmuş Ayni bölgelerdeki Tuna nehrinin denize döküldüğü Kili ve İsmail kaleleri yıkılmış
Akkirman kalesinde Rus ve Ukraynalı yönetmenler çok sayıda tarihi dilimde çekmişler bu kale Osmanlıların Ukrayna ve Dobruca bölgeletinden eldevetyiği buğday ve hububatı İstanbul’a taşımak İçin kullanmışlar.
Akkirman Kalesinden Canlı Yayın Yaptık
İlim kültür Tarih araştırmaları merkezi www.iktav.com olarak Osmanlı’nın kültür coğrafyası arasında yer alan ukrayna Odesa Akkerman kalesinde Tarih araştırmaları yaparak birçok tv kanalında beğeni ile izlenen Devri Alem Belgesel programın www.devrialem.tv olarak canlı yayın yaparak 4 Haziran 2019 tarihin de not düşüp zamana noterlik yaptık.
Diyanet İslam Ansıklopedisin de Akkerman kalesi hakkında yer alan bilgiyi sizlere Aklirman kalesinden paylaşıyorum.
Akkirman Kalesi
Dinyester nehrinin Karadeniz’e döküldüğü yerde, önü sonradan kapanarak kıyı gölü haline gelen bir körfezin sağ kenarında bulunmaktadır. Milâttan önce VI. yüzyılda kurulan ve ilk adı Tyras olan Akkirman, Rusya’nın en eski şehirlerinden ve Avrupa’yı Asya’ya bağlayan önemli ticaret merkezlerinden biridir. Türkler’in verdiği Ak Kirman adı, Ortaçağ’da ve sonraları kullanılan Aspron Castron, Cetatea Alba ve Bel Gorod gibi “beyaz kale” anlamına gelmektedir. Moğollar da hâkimiyetleri döneminde şehre Ak Libo adını vermişlerdir. Ebü’l-Fidâ ise Türkler’in önceleri buraya Akça Kirman dediklerini belirtmektedir.
1241 yılında Moğollar’ın hâkimiyetine geçen Akkirman, XIV. yüzyılda Cenevizler’in idaresine girdi; XV. yüzyılda ise Moldavya (Boğdan) Prensliği’nin bir parçasını oluşturdu. Osmanlılar tarafından ilk defa 1420’de denizden fethine çalışılan şehir, Fâtih Sultan Mehmed devrinde de iki defa kuşatıldı, fakat zaptedilemedi. Voyvoda III. Petru 1455’te Boğdan’da Osmanlı hâkimiyetini tanıyınca, Fâtih Sultan Mehmed Akkirman tüccarlarına 5 Receb 860 (9 Haziran 1456) tarihli bir fermanla Edirne, Bursa ve İstanbul’a uğrayarak ticaret yapma izni verdi. Akkirman II. Bayezid devrinde Boğdanlılar’dan alındı (4 Ağustos 1484); buranın fethi ile bütün Karadeniz sahilleri Osmanlı hâkimiyeti altına girdi. Fetihden sonra Rumeli beylerbeyiliğine bağlı bir sancak haline getirilen Akkirman, 1593 yılında yeni kurulan Özü eyaletine ilhak edildi ve limanının vergileri yeniden düzenlendi. Bu dönemde Akkirman sancağında 914 timar* bulunuyordu. Şehirde meşhur kalenin yanında II. Bayezid, Mengli Giray Han ve Yavuz Sultan Selim tarafından camiler, medreseler ve hamamlar yaptırıldı.
Şehzade Selim (Yavuz), babası II. Bayezid’e karşı yürüttüğü hareketin ikinci safhasında Akkirman’ı üs olarak kullandı. Akkirman Osmanlı hâkimiyeti döneminde Karadeniz ve kuzey ticareti için önemli bir liman olma özelliğini korudu. Burasının İstanbul, Edirne, Bursa, Trabzon, Kefe hatta Suriye ile ticarî bağlantısı vardı. XVII. yüzyılda Akkirman’ı ziyaret eden Evliya Çelebi (Mayıs 1658), burada kale, medrese, hamam ve camiler ile 1500 kadar ahşap ev bulunduğundan, Meyak Geçidi’nden, Meyak Baba Sultan’ın Dinyester nehri yakınındaki türbesi ile civarında medfun şehidlerden bahseder. 1638’de Kazak akınlarına hedef olan Akkirman 1770 ve 1789 yıllarında iki defa Ruslar tarafından kuşatılarak ele geçirildi ise de önce Küçük Kaynarca (1774), sonra da Yaş Antlaşması (1791) ile tekrar Osmanlı idaresine girdi.
30 Kasım 1806 tarihinde Rus Prensi Kantakuzino tarafından ele geçirilmesi üzerine Tatarlar Akkirman’ı terkettiler ve altı yıl sonra yapılan Bükreş Antlaşması (1812) ile şehir Ruslar’a bırakıldı. 1820 yıllarında tekrar şiddetlenen Osmanlı-Rus sürtüşmelerini sonuçlandırmak için yapılan antlaşma bu şehirde imzalandı. Ruslar adına M. S. Vorontsov ve A. I. Ripob, Osmanlılar adına da Hâdi Paşa ve Köse İbrâhim Paşa tarafından imzalanan Akkirman Antlaşması ile Sırbistan’ın muhtariyeti ve ayrıca Balkanlar’daki Rus nüfuzu kabul edildi (7 Ekim 1826). Rusya’da Çarlık yönetiminin devrilmesi (1917) üzerine muhtariyet kazanan şehir, 1918’de Romanya’nın işgaline uğradı ve bu durum İtilâf devletlerinin tasdiki ile II. Dünya Savaşı’nın başlarına kadar devam etti; 1940 yılında ise Sovyetler Birliği tarafından ilhak edildi. 1944’ten sonra adı Belgorod-Dnestrovski olarak değiştirildi.
Bugün nüfusu 50.000 civarında olan Akkirman’da gıda endüstrisi, özellikle et ve balık konserveciliği önemli bir yere sahiptir. Şehirde ayrıca tekstil ve mobilya fabrikaları da bulunmaktadır. Eğitim alanında pedagoji ve tıp müesseseleri çok gelişmiştir. Ukrayna Cumhuriyeti’ndeki en büyük kale Akkirman’dadır. 1438-1454 yılları arasında mimar Fedorok tarafından yapılan ve bugüne kadar iyi korunan kalede yirmi altı burç, dört kapı ve bir kule vardır. Kaleyi çevreleyen surların uzunluğu ise 2 km. kadardır. Kale XVI ve XVII. yüzyıllarda Osmanlılar tarafından tamir ettirilmiştir.
Ünlü Türk âlimi Akkirmânî Mehmed Efendi bu şehirden yetişmiştir (bk. AKKİRMÂNÎ).
BİBLİYOGRAFYA
TSMA, nr. E 10, 416, 5880, 6237, 10416; Âşıkpaşazâde, Târih, s. 222-223; Feridun Bey, Münşeât, İstanbul 1274-75, I, 312, 319; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, V, 108-114; VII, 501-502; Silâhdar, Târih, II, 127, 185; Ayn-i Ali Efendi, Kavânîn-i Âl-i Osmân, s. 19; Ahmed Rifat Yağlıkçızâde, Lügat-ı Târîhiyye ve Coğrâfiyye, İstanbul 1299-1300, I, 234; Cevdet, Târih, IV, 332; Kāmûsü’l-a‘lâm, I, 269; Osmanlı Müellifleri, IV, 245-246; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, II, 181-185, 244, 344; III/1, s. 172, 175; IV/1, s. 389, 424, 585, 587; Reinaud, Géographie d’Aboulféda, II/1, s. 317; N. Beldiceanu, “La Conquete des cités marchandes de Kilia et de Cetatea Albâ par Bâyezid II.”, SOF, XXIII (1964), s. 36-90; a.mlf., “Kilia et Cetatea Alba a travers les documents Ottomanı”, REI, XXXVI/2 (1968), s. 215-262; Besim Darkot, “Akkerman”, İA, I, 251; GSE, III, 135, 182; A. Decei, “Ak Kirman”, EI2 (İng.), I, 310-311.
Bu madde ilk olarak 1989 senesinde İstanbul'da basılan TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2. cildinde, 269-270 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
Xxxxxxccccccccccc
Osmanlı Şehri Akkerman
AKKERMAN. Şehirdeki kalenin beyaz olması sebebiyle buraya "Beyaz Kale"de denilmektedir. Önce Venedik, sonra Ceneviz ve 1241’de kuzey Türkleri hâkirniyetine geçerek bir Türk limanı oldu. 1419'da Osmanlı Türkleri burayı alma girişiminde bulundularsa da, şehir ancak Fatih Sultan Mehmed devrinde 1454 ve 1474 yıllarında ciddi bir surette iki kez kuşatıldı Ancak yine zaptedilmedi. Sonunda II. Bayezid tarafından 1489'da Sivaslı Kara Şemseddin'in teşvikiyle kuşatıldı, Sultan Bayezid, kalabalık bir ordu ve ağır toplarıyla kaleyi üç taraftan kuşattıysa da, iyi tahkirn edilmesi sebebiyle Türk askerleri kaleye fazla yanaşamadılar. O sırada Kırım Han'ı Mengli Giray, Kale önüne gelerek Padişah'a yardım etti. Bu arada askerlerinden Tatarlara Kalenin kuşatılması halinde yağma yapma izni istedi. Bu isteği padişah tarafından kabul edildi. Sonunda Tatar, Eflak ve Boğdan askerlerinden oluşan kuvvetlerin yardımıyla Osmanlı askerleri kaleyi teslim aldılar, Burası Türkler'in elinde iken, birkaç kez Lehlerin ve Rus kazakların saldırısına uğradı. 1595 yılında sur dışı mahalleleri Avusturya askerleri tarafından yağmalandı.
Şehir 1770'de Ruslar tarafından kuşatılarak işgal edildiyse de, Kaynarca Antlaşması gereğince tekrar Türkler'e verildi. 1789'da Rus generali Potemkin tarafından alınan şehir, 1792'de Yaş Antlaşması'yla tekrar Türkler'e verildi. 1806 yılında Rus kuvvetlerince yeniden zaptedildi ve 1812'de Bükreş Antlaşması ile Rusya'ya bırakıldı 1862'de bu iki şehirde iki devlet arasında imzalanan antlaşma ile Rusya'ya Karadeniz'de gemi bulundurmak hakkını kazandırmıştı 1917 yılında Rus ihtilâli üzerine Besarabya muhtariyet kazandıysa da, ertesi yıl Romanya burayı emr-i vaki ile, Rusya'nın onayı olmaksızın işgal etti. İşgal, 1920 yılında itilaf Devletleri tarafından da onaylandı, Romanyalıların “Ak şehir” anlamına gelen Cetatea Alba adını ver-dikleri Akkerman, 347 bin nüfuslu ve aynı adı taşıyan bir vilayetin merkezi idi Şehrin nüfusu, 50 bine varıyordu.
Kaynak. Osmanlı şehirleri. Pars tuğlacı 

















banner982
Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

Kendisinden Haber Alınmayan Kadın Evde Ölü...
Körfez ilçesinde kendisinden haber alınmayan yaşlı kadın evinde ölü olarak bulundu.

Haberi Oku