banner1001
Yalnızlığın kokusu nasıldır düşündünüz mü hiç ? Kimi ne göre yağmur sonrası toprak kokusu, kimine göre rutubetli duvar kokusu, kimineyse taze çekilmiş kahve kokusunu anımsatır.

Bana göre yalnızlık yeni demlenmiş çay kokusunu çağrıştırır. Çünkü; Daha yalnızlaşmadığım zamanlarda sabah kahvaltılarında, akşam sohbetlerinde taze çay eşlik ederdi bize. Kocaman ailemiz vardı. Akşamları toplandığımız yer soframız, herkesin birbirinin üzüntüsünü sevincini dinlediği anlar, aile olmanın anlamını yaşadığımız o zamanlar…

Hepimizin aslında mutsuzluğunu yaşadığı kavram  değil midir yalnızlık. Ne oldu bize? Ne zamandır kendimizi o adına rezidans adı verilen süper lüks hapishanelere kapattık. Toplam alanı 65 m2 kare olan evlerin içine nasıl sığdırabildik anılarımızı özlemlerimizi…Sahi en son ne zaman saatlerce oturup ruhumuz doyana kadar Pazar kahvaltısı yapabildik ailece.

Özgürleştikce mi yalnız,kaldık ya da yalnızlığın adını mı değiştirdik. Çok mu modernizme kucak açtık ya da modernizmi mi yanlış anladık? Kendimizi nereye koysak, nereye atsak, ne ruhumuz ne bedenimiz sığmıyor değil mi kocaman yerlere ? Dar geliyor bize dünya. Farkında olmasak da kabullenmesek de yalnızlaştıkça mutsuzlaştık. Yalnızlaştıkça daha çok sevmeye başladık toprak kokusunu…

Belki hepimizin kocaman evleri yoktu, belki fakirliğin en soğuk halini yaşıyorduk, belki o akşam sadece çorba içerek geçiriyorduk günümüzü ama yalnız değildik. Mutluyduk. Şimdiyse her şeyimiz o kadar var ki, ancak yalnızlığımızı örtecek bir şeyimiz yok.

Eğer şansınız varsa en kısa zamanda sevdiklerinizin yanına gidin atın içinizden rutubetli duvar kokusunu. Ve oturun ailenizle, hiç içmemişçesine, içine şeker yerine mutluluk katarak taze demlenmiş bir çay için.

 
SEMA DOĞAN

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934