Kakao, kardiyovasküler hastalık ve yaşla ilişkili bilişsel düşüş riskini düşürmeye yardımcı olmak için lezzetli bir yol olabilmektedir.Kakao’nun sağlıkla olan bağlantısı yüzlerce yıl önce başlamıştır; Meksika ve Orta Amerika’daki Mayalar ve Aztekler, çeşitli hastalıkları tedavi etmek için kakao tozu kullandı.Son zamanlarda, kakaonun sağlığa olan faydasına olan ilgi, Kuna’nın Panama ve Kolombiya’da yaşayan ve günlük büyük miktarda kakao tüketen yerlilerde, yeryüzündeki yerli halka kıyasla, kan basıncında yaşla ilişkili bir artış görülmemesinden ve KVH’dan daha düşük ölüm oranına sahip olmalarından kaynaklanmaktadır.Bunun nedeninin kakao flavanollerinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Flavanol Nedir?

Flavanoller, yaygın olarak fitokimyasallar veya fito-besleyiciler olarak adlandırdığımız bir grup olan polifenollerin flavonoid ailesinden bir alt familyadır.Flavanlar pek çok meyve ve sebzede bulunur, ancak özellikle çay, şarap ve kakaoda zengindirler.Kakao, epokarboksilatlar ve kateşinlerin yanı sıra çeşitli prosiyanidinleri de içermektedir.Ayrıca quercetin gibi az miktarda diğer polifenolleri de içermektedir.

Kronik inflamasyon birçok kronik hastalığın temel nedeni olarak bilindiği için, anti-inflamatuar faydalar gösterebilen biyoaktif bileşiklerin (kakao flavanolleri gibi) tanımlanması üzerine bir araştırma yapılmıştır.Diğer flavonoidlerle olduğu gibi flavanollar antioksidan özelliklere sahiptir ve en yüksek antioksidan kapasitesine sahip 50 gıdalardan beşi kakao bazlıdır.Kakao’nun biyolojik özellikleri muhtemelen antioksidan kapasitesinin ötesine geçer.Özellikle, flavanollerin moleküler yapısı kakaodaki bazı biyolojik belirteçlere karşı koruma sağladığı görülmektedir.

Sağlık açsıından faydası çok

Kronik inflamasyon, ateroskleroz ve KVH gelişmesinde etkili olmaktadır.Ayrıca çeşitli kanser türlerinin gelişmesinde ve ilerlemesinde de etkili bir faktördür.

KVH için birçok risk faktörü; artmış LDL kolesterol, sigara, yüksek kan şekeri, tip 2 diyabet, hipertansiyon, enfeksiyonlar ve yükselmiş C-reaktif proteindir.Flavanollerin anti-inflamatuar etkilere sahip olduğuna dair kanıtlar mevcuttur, ancak seyrektir.Hücre kültürü çalışmaları, kakao bileşiklerinin bağırsak hücrelerinde çeşitli anti-inflamatuar etkilere sahip olduklarını göstermektedir.Benzer şekilde, birçok hayvan çalışması, yüksek kakao diyetinin iltihaplanmayı azalttığını, ancak bazılarında etkili olmadığını tespit etmektedir.Bugüne kadarki en iyi kanıtlardan bazıları, kan damarlarının iltihaplanmasını azaltmada veya önlemede kakao tüketiminin etkili bir rolü olduğunu desteklemektedir.Hayvan çalışmalarında kakao ürünlerinin kolesterol düzeylerini iyileştirdiği ve aortun aterosklerozunu inhibe ettiği gösterilmektedir.Flavanollerin kullanıldığı diyet çalışmaları kan damarının fonksiyonu üzerinde kan basıncı da dahil olmak üzere potansiyel olarak yararlı bir etkisi olduğunu düşündürmektedir ancak gözlemsel çalışmalardan elde edilen veriler kayıtsızdır.Bununla birlikte, çikolata ya da kakao alımı, ortalama kan basıncını 140/80 mmHg’nin altına düşürmedi ve normotansif hastalarda kan basıncını önemli ölçüde düşürmediği görülmektedir.Normal veya yüksek tansiyonlu kişiler arasında görülen farklı etkiler, diğer meta-analizlerden elde edilen bulgularla uyumludur.

Ayrıca genel kardiyovasküler sağlık yararları üzerinde karışık sonuçlar bulunmaktadır.2014 yılındaki sistematik bir gözden geçirme ve meta-analizde, flavanoller de dahil olmak üzere altı flavonoid sınıfının diyet alımlarının önemli ölçüde KVH riskini azalttığını ortaya çıkarmaktadır.2012 derlemesinde akut ve kronik çikolata veya kakao alımının endotel işlevini geliştirdiği ve insülin üzerinde umut vaat eden etkileri olduğu bulunmuştur.İnsülin direnci düzeyleri ve diğer KVH risk biyobelirteçleri üzerinde hiçbir etkisi yoktur.

Diyabet riski ile ilgili olarak araştırma, genellikle, polifenol bakımından zengin kakao ürünlerinin açlık ve postprandial kan şekeri üzerinde sağlıklı etkilere sahip olduğunu ve kakao lifini de içeren kakao ürünlerinin daha da faydalı olabileceğini göstermektedir.Hekim Sağlığı Araştırması’ndan elde edilen veriler, çikolata alımının genç ve normal kilolu erkeklerde tip 2 diyabet gelişme riskinde azalma ile önemli derecede ilişkili olduğunu göstemektedir.Ancak bu çikolatanın yıllık ortalama alımına ilişkin temel gıda sıklığı anketinde tek bir soruya dayanmaktadır.

Biz diyetisyenler, kakao flavanollerinin sağlık üzerindeki etkileri hakkında daha kesin araştırma bulguları beklerken, danışanlara ve hastalara, flavanoller veya diğer bitki özleri bakımından zengin çeşitli bitki gıdaları içeren dengeli bir diyetin parçası olarak, hafifçe çikolatanın tadını çıkarmalarını isteyebilirler.Ayrıca hastaları, normalde olacağından daha büyük miktarlarda tüketmelerine neden olan “sağlıklı hali” etkisi hakkında hastaları uyarabiliriz.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981