GÜNDEM:
Vefatı'nın 100.Yılında Abdülhamit Han'ı anlamak!

07 Şubat 2018 Çarşamba 12:37

  10 Şubat 1918 yılında hayatını kaybeden, Cihan Padişahı Sultan Abdülhamit Han için bazı kurum ve kuruluşlar tarafından cılız da olsa anma etkinlikleri başladı. Bugün Türkiye üzerinde oynanan oyunlar ve Orta Doğu coğrafyasında yaşananlar, Abdülhamit Han’ın Padişahlığı döneminde yaşananlarla büyük benzerlik göstermekte. Bu durum, dönemin siyasi dehası Abdülhamit Han’ı anlamanın ne kadar önemli olduğunu göstermekte. Ancak şu ana kadar yapılan programların içerikleri ve yetersizliği, bizim onu anlayamadığımızın en acı göstergesi. Bizler tarihe ve Abdülhamit Han’a borcumuzu ödemek adına belgeseller ve araştırmalar yapıp, yazılar yazarak üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Aynı duyarlılığı da kamuoyundan bekliyoruz.

  Bugünkü gençlerimiz ne yazık ki tarih ve kültür bilincinden uzak olarak yetişmekte. Abdülhamit han dönemi çok önemli bir dönemdir. Abdülhamit han, 33 yıl Osmanlı’yı idare etmiş, yönetimde bulunduğu süre içerisinde Osmanlı’nın sanayileşmesi, Üniversite ve eğitime önem verilmesine öncülük etmiş, Askeri okullar, Rüştiyeler, tersane, uçak alımına özel önem vermiş, bilime ve bilginlere değer vermiş birisidir. Abdülhamit han’ın açtığı askeri rüştiyelerde okuyan başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bir çük komutan bu okullarda yetişmek suretiyle Trablusgarp, Balkan savaşları, 1.dünya harbinin Sarıkamış, Çanakkale, Galiçya cephelerinde başarılar elde etmiş, son olarak da Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirip Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşa öncülük etmiş askerler ve paşalar sultan Abdülhamit’in açtığı okullarda yetişmiştir.

   42 yıllık gazetecilik hayatımda en çok ilgi gören takdir ve teşekkür mesajları aldığım TV belgeselleri haberler ve araştırmalar yazılarım içerisinde tarih ve kültür konularıyla ilgili olanlar ön plana çıkmakta. Kültür ve tarih konusundaki belgesel çekimlerinde öncelikle kendim bazı bilgilere sahip oluyor ardından bu bilgileri siz okurlarımla paylaşıyorum. Ancak, Abdülhamit Han’a gereken değeri gösterilmemesinden duyduğum üzüntüyü belirtmek istiyorum.

Ülkemiz ve dünya üzerinde gelişen siyasi ve sosyal olaylarla yapılan akademik ve popüler tarih çalışmalarıyla değeri her geçen gün biraz daha anlaşılan Sultan İkinci Abdülhamid Han gerektiği gibi anlaşılmayı bekliyor.

ABDÜLHAMİT HAN’A BAKIŞ

   II. Abdülhamid Han, gençliğinde de bir kenarda durup gözlemlemesini bilirdi; para piyasalarını tanıyordu, bilgi getirecek insanları tanıyordu. Batı müziğini alaturkadan daha çok severdi ama Türk müziğine toplum önünde gereken saygıyı ve teşviki de göstermiştir. Yıldız Saray Tiyatrosu’nda operet temsilleri yanında tiyatro oyunları da sahnelenirdi. Bir tarihçinin deyişiyle, dünya tarihinin en hadiseli otuz küsur yılı, onu yormuştur. Rumeli’yi artık kontrol edemedi. Meşrutiyet patladı. Kontrol edemediği 31 Mart olaylarında, uzun bir iç harp yaratacak müdahaleden de çekindi. İstanbul’daki I. Ordu’yu, düzeni kendi çıkarına sağlamak için kullanmadı. Ne olursa olsun, Osmanlı hükümdar tipidir.

   Kaçınılmaz sonu kabul etti. Selanik’e sürgün hazindi. Yıldız yağması, maalesef doğrudur; hatta Hakan-ı Sabık sürgün vagonuna binerken elindeki mücevher çantasını uzattığı eller, çantayı geri vermeden kaybolmuş derler. O ellerin sahibi hakkında tekrarlanan birçok rivayeti, belgelemeden nakletmek mümkün değildir.

    Balkan Savaşı’nda Tahsin Paşa’nın liyakatsiz savunması yüzünden, en çabuk düşen koca şehir Selanik oldu. Herhangi bir Osmanlı’nın Selanik’ siz bir Türkiye tasavvur etmesi mümkün değildi. Alatini’yi, İstanbul’a doğru terk ederken gözlerine ve kulaklarına inanamamıştır. Beylerbeyi Sarayı’nda mecburi ikamete tabii tutuldu. Tabiki tanıdığı yerdi. Sarayın yemek odası takımını, şehzadeliğinde kendi usta marangozluğunun eseri olarak yapmış ve babası Abdülmecid Han’a hediye etmişti.

10 ŞUBAT VE VEFATI

II.Abdülhamid, Osmanlı Devleti’nin yıkılışına şahit olmadı. 1918 yılının şubat ayında soğuk algınlığı ile rahatsızlandı. Rahatsızlığı ilerleyen padişaha birkaç gün içinde Zatürre teşhisi kondu. Doktorların tavsiye ettiği ilaçları kullanmasına rağmen II.Abdülhamid’in hastalığı daha da ilerledi ve 10 Şubat günü vefat etti.

  Ölüm haberi ilk önce Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa’ya iletildi. Enver Paşa da bu haberi padişaha bildirdi. Sultan Mehmed Reşat,  kardeşi için saltanat makamında bulunmuş padişahlar için yapılan cenaze merasiminin yapılmasını ve II. Mahmud’un türbesine defnedilmesini emretti. II. Abdülhamid’in cenazesi Beylerbeyi Sarayı’ndan Topkapı Sarayı’na nakledildi. Topkapı Sarayı’nda tüm devlet erkânının katıldığı cenaze töreninin ardından Sultan II.Abdülhamid II. Mahmud türbesine defnedildi.

 

Osmanlı tarihinde büyük izler bırakmış olan II. Abdülhamid, ülkeyi idare tarzı ile her kesimden büyük tepki çekmiş olsa da onun döneminde Osmanlı Devleti, içeride ve dışarıda istikrarlı bir şekilde güçlenmişti. Avrupa devletlerine karşı izlediği politikalar ile ülkeyi savaşlardan uzak tutmayı başarmıştı. İçeride ve dışarıda İslamcılık siyasetine ağırlık veren II. Abdülhamid, eğitimde, orduda, maliyede büyük reformlar gerçekleştirmişti. Onun döneminde eğitim yaygınlaştırılmış, ordu modernleştirilmiş, maliye uzun yıllar sonra rayına oturtulmuştu.

   II.Abdülhamid’e ve kurduğu otoriter yönetime karşı çıkmış, onu suçlamış hatta hakaretlerde bulunmuş bazı aydınlar,devlet adamları, sonraki dönemlerinde bundan pişmanlık duydular. Bunları yazılarında, şiirlerinde ifade ettiler. 

banner982
Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

Büyükşehir ihalesine rekor katılım
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 2024 Yılı Kocaeli Geneli Özel Eğitim Sınıfları Tadilatı için ihale...

Haberi Oku