banner1001

Bugünlerde Çiftlikbank faciasını konuşuyoruz. Bir hanım üyeye mikrofon uzatılıyor: “Neye  güvendiniz, burada size inandırıcı gelen ne oldu?”  Cevap ilginç: “Üye sayısına baktım, bu kadar insanın aptal olamayacağını düşündüm”

Bunu duyunca aklıma Gustave La Bon’un  Kitleler Psikolojisi adlı kitabı geldi. O kitapta, ilk defa 1948’de ABD’de kullanılmaya başlanan “Sürü Psikolojisi” kavramından da bahsediyordu.  

Hakikaten bu son olay çok yönlü ele alınmalı bence. Üzerine bilimsel çalışmalar yapılmalı. Nasıl oluyor da bu kadar kısa süre içinde daha 27 yaşında bir delikanlı yaklaşık 80 bin insandan 500   milyon lira alıp ortalıktan toz oluyor? İçimden bir ses de “Bu Tosun bu işi tek başına yapmış olamaz” diyor.

Peki bu facianın esas sebebi ne? Her şeyden evvel bu olay ilk değil son da olmayacak. İnsanlarda bu kafa değişmediği müddetçe bu tür fecaatler her zaman olacaktır. 90’lı yıllarda bir   Titan faciası yaşanmıştı. İnsanlara ders olsaydı bugün bunlar yaşanmazdı. O zaman da 16 bin kişi dolandırılmıştı. Aslında kendileri dolanmışlardı demek daha doğru sanırım. Bu iş aslında arz- talep meselesi.  Dolandırılmaya müsait insanlar oldukça bunun sonu da gelmez. Bakınız bakanlık açıkladı, buna benzer 11 tane daha oluşum varmış. Yarın öbür gün buna benzer hâdiseler yine patlayacak.

Diğer taraftan burada bizce esas altı çizilmesi gerek husus insanlarımıza bulaşan DÜNYEVİLEŞME HASTALIĞI. Buna bağlı olarak kısa yoldan köşe dönme isteği, az emekle çok kazanma, alın teri olmadan beleşten kazanma arzuları..vs hususlar bu gibi facialara sebep oluyor. “Kâr hırsı kör ediyor” işte. Helal-haram derdiniz yoksa başınıza bunların gelmesi de normaldir. Bu 77 bin kişiden kaçı bu iş helal mi haram mı diye merak edip de gidip bir müftüye sordu acaba? Bakınız şimdi “Yandım Allah!” diyenler başlangıçta paraları götürürken sesleri çıkmıyordu. Uyarılara kulak tıkıyorlardı. Bu kadar millet aptal olamazdı! Ne oldu şimdi?

Sanal dünya ile gerçek dünyanın karıştığı bir dünyaya inanmışlar ve hala da inanmaya devam edenler var iyi mi? Nerden mi biliyorum? Şuradan. Geçenlerde bir Tv kanalında canlı yayında bu konu tartışılıyordu. Mağdurlar da vardı stüdyoda. Canlı yayına bir kadın bağlanarak,  “vaktiyle bunları uyarmak istedik. Yapmayın bunların gerçek hayvanları falan yok, sadece 50 tane hayvanları var dedik, ama dinlemediler” şeklinde konuşunca   stüdyodaki mağdur   genç buna itiraz sadedinde, “ama benim sistemde şu kadar ineğim, şu kadar keçim, şu kadar tavuğum  vardı” diyor. Gerçek âlemde yok olduğunu biliyor ama varmış gibi davranıyor. Hala kopamamış sanal âlemden, hayal dünyasından. Bir nevi hipnoz devam ediyor. Hayalle gerçek karışmış.

Bir oyun olarak başladı şimdi de oyun bitti. Hepsi bu kadar. Sağda solda suçlu aramaya gerek de yok. Allah,  aklını kullanmayanların üzerine pislik boca edeceğini( Yunus 10/100) söylüyor. Kullanılmayan akıl, akıl değildir. O yüzden Kur’an’da “akıl” hep fiil formunda gelir.

Devlet gerçek hayvan veriyor, itibar eden az. Neden ?  Çünkü bu zor iş. Bilgisayar ve  cep telefonundan bir tıkla yüzbinlerce lira kazanacağına inanan insanlara gerçek üretimi yaptıramazsınız. İnsanların zihniyeti bozuk bir defa.

Dünyevileşen günümüz insanı için helal kazanç, alın teri, emek gibi kavramlar bir anlam ifade etmez olmuş. Allah yokmuş gibi yaşamak, ahiret, hesap -kitap, mizan yokmuş gibi davranmanın neticelerinden biridir bunlar.

Özetle bu tür faciaların sebeplerini şu üç maddede özetlemek mümkün:

1-      Dünyevileşme hastalığı.

2-      Sefa Saygılı hocanın da belirttiği gibi “sürü psikolojisine kapılma”. Bu kadar insan hata yapmış olamaz anlayışı.

3-      Aklı kullanmama.

 

22.03.2018

 

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

banner934