Vakıf medeniyeti önemlidir, gazeteci ve belgeselci olarak Türk İslam coğrafyasını gezerek, vakıf yerlerini görmekte ve belgeselini çekmekteyim.
Gebze'de İşgal Edilen Vakıf Yerleri
Gebze'de ilk vakfı, Sultan Orhan Gazi Gebze’yi fethettikten sonra, Eskihisar Köyü bölgesine Güneş Köy Vakfı anlamına gelen Kariyeyi Şems Vakfı'nı kurmuş. Gebze'nin ilk vakfı ve köyü Kariyeyi Şems Vakfıdır.
Bugün Eskihisar tepesinde, tarihi Şemsi Çeşmesi ve bayırı bu dönemden kalmakta, Çeşme’nin üstündeki Şemsi Dede Türbesi ve selvi ağacı kesilip yok edilmiş.
Eskihisar Kalesi'nin altında tarihi Eskihisar Çeşme’sini yapan Çanaklı Dede'nin mezarı üzerine otopark ve tuvalet yapılmış. Eskihisar kalesinin içindeki tarihi selvi ağacı altındaki Eskihisar Kalesi Fatihi Bayraklı Dede'nin mezarı sökülmüş, selvi ağacı kesilmiş. Selvi ağaçları ve türbeleri gösteren tarihi fotoğrafları bana gönderen bir okurum, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün ve Kocaeli Valiliği'nin bu kesilen selvi ağaçları ve yıkılan türbeler ve işgal edilip ele geçirilen vakıf yerleri ile ilgili soruşturma ve araştırma yapılmasını istiyor.
Vakıfların Önemi
Türk İslam yurdu olmasını sağlamış. Bölgenin vatan olmasında sultanlar, devlet adamları ve hayırseverlerin kurdukları vakıflar çok önemli görev yapmış.
Vakıf kurma ve yaşatma her zaman teşvik edilmiş. Vakıflar sürekli yaşayan sadaka-i cariye hayır hizmeti olarak görülmüş.
“Ademoğlu vefat edince ameli kesilir, ancak üç hususta müstesna:
Sadaka-i cariye, faydalı ilim ve kendine dua eden hayırlı evlat.”
Hz. Muhammed
***
Vakıf nedir ve ne anlama gelir?
Arapça bir sözcük olan ‘vakf’; sözlük anlamı ile durdurma, hareketten alıkoyma, hareketsiz bırakma manalarının dışında “tamamen verme, büsbütün verme” anlamını da içerir. Vakıf, İslam hukukundan bir malın, bir servetin sürekli olarak bir amaca yönelik, sırf Allah rızası için zengin kişiler tarafından kurulan ve ihtiyaç içinde bulunan kimselere faydalanmaları için sunulan müesseselerin adıdır.
Yani vakıflar için kişinin kendi mülkünü Allah’ın mülkü olarak tayin etmesi de denilebilir.
Kişinin kendi mülkünü Allah’ın mülkü olarak tayin edip insanlığın hizmetine sunması kolay değildir. Fakat geçmişe baktığımızda adeta “vakıflar medeniyeti” sayılacak kadar hizmete sahip olan bir halkla karşılaşıyoruz.
Evliya Çelebi’nin kaleminden vakıflar ve hayır hizmetleri̇ çok güzel anlatılmıştır.
Evliya Çelebi, XVII. yüzyıldaki Osmanlı vakıf eserler hakkında, "..ben elli yılda 18 padişahlık ve krallık yere seyahat ettim, hiçbir yerde bu kadar hayrat görmedim" diye yazacaktır.
İlk Vakıf Ne Zaman ve Kim Kurdu?
Tarihte bizim bildiğimiz anlamda ilk vakıf ise Hz. Ömer tarafından kurulmuştur. Hz. Ömer’in Hayber’in fethinden sonra ganimet olarak kendisine düşen bir araziyi, satılmaması, miras bırakılmaması ve hibe edilmemesi şartı ile fakir, köle, misafir ve Allah yolunda olanların istifadesi için vermiştir.
Anadoluda İlk Vakıf Ne Zaman Kuruldu?
Anadolu topraklarındaki ilk vakıf ise Erzurum'un Pasinler ilçesinde, Malazgirt zaferinden yıllar önce “Seyyid Halil Gücdevani” tarafından 1048 yılında kuruldu. Bu ilk vakıftan sonra vakıfların Anadolu'da hızla yaygınlaşıp önemli hale gelmesinde "sadaka, infak ve hayırda yarışmaya" teşvik eden ayetler çok etkiliydi.
Ama bununla birlikte Peygamberimiz Hz. Muhammed'in, "İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır. Malın en hayırlısı Allah yolunda harcanandır. Vakfın en hayırlısı da insanların en çok duydukları ihtiyacı karşılayandır." Hadis-i Şerifleri de vakıfların kurulmasında insanlara yol gösteriyordu.
Vakıflar Genel Müdürlüğünü Atatürk Kurdu
Cumhuriyet’in ilan edilmesinden hemen sonra bizzat Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın emri ile Vakıflar Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Mustafa Kemal, "mühim bir servet ve büyük bir müessese" olarak gördüğü vakıflara yaşamı boyunca büyük önem vermiştir. 3 Mart 1924'te kurulan Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün ambleminde Anadolu’da ilk vakfın kuruluş tarihi olan 1048’in yer alması Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün ilk devlet kurumu olduğunu da gösterir.
***
Anadolu'nun Türk Yurdu Olmasında Vakıfların Önemi
Devlet adamları ve sultanlar tarafından, Anadolunun manevi fatihleri Alp Eren Gaziler için vakıf kurularak vatan yapıldı. Anadolunun Türk yurdu olması vakıflarla sağlandı.
Kültür ve medeniyet tarihimizde orman ve ağaç çok önemlidir. Orman türküdür, ağaç sevgidir, sevgilidir. Hayat ağaç beşikte başlar, ormanlarlar süslü vatanda sürer ve servi ağaçları içinde ebedileşir.Mezarlıklara servi ağaçları dikilmesi ve türbe başlarındaki servi ağaçları ebediyetin ve ölümsüzlüğün simgesidir. Ecdadımız vakıf ormanları ve vakıf meyvelikleri kurup gelecek kuşaklara emanet etmiş.
TARİHİ BİR VAKIF BELGESİ
“.... Osmanlı Devleti sınırları içinde vakıflar sayesinde bir adam vakıf bir ağaç evde doğar, vakıf beşikte büyür, vakıf beşikte uyur, vakıf ormanlarından geçimini temini eder, vakıf mallarından yer ve içer, vakıf kitaplarından okur, vakıf bir medresede hocalık yapar, vakıf idaresinden ücretini alır. Öldüğü zaman vakıf bir tabuta konur ve vakıf bir mezarlığa gömülürdü....”
Osmanlı Arşiv Belgesi
***
TOPRAK VE ORMAN
İnsanlığın hamuru toprak...Milletlerin yurt edinip vatan yaptığı toprak... Ama unutulmamalıdır ki toprağı bu kadar önemli kılan en büyük arkadaşı ormanlardır. Bu muhteşem varlık, kökleriyle toprağa, yapraklarıyla da gökyüzüne hayat verir. Ağaç̧ ve orman yaşamın merkezindedir.
Ormanlarımız ve vakıf eserlerini koruyup gelecek kuşaklara emanet edelim.
Vakıf eserleri ağaçlar ve ormanlara sahip çıkmak devlet ve millet olarak geleceğimize sahip çıkmaktır.
İşgale uğramış, ele geçirilmiş vakıf yerlerini koruyup işgaleden kurtarmak devlet ve millet olarak kutsal bir görevdir.
Vakıf yerlerini ele geçirip işgal edenlerin dünya ve ahireti perişanlık içindedir.
***
Eskihisar Kalesi içindeki Bayraklı Dede Türbesi ve Şemsi Bayırı Çeşmesi yanındaki türbe ve asırlık selvi ağaçlarını kimler kesti, türbeleri kimler yıktı ve Kariyeyi Şems Vakfı yerlerini kimlerin işgal ettiğini Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Kocaeli Valiliği araştırıp, soruşturma açmalı.